İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!

 

Geçen sene bu zamanlarda Emine Bulut cinayeti üzerine yazmıştım. Şimdi de Pınar Gültekin… Pınar, bir adamı reddetmesi nedeniyle canice katledildi. Yaşanılan olay sadece katilin psikopatolojisiyle açıklanamaz. Bu cinayet, reddedilmeye tahammülü olmayan ataerkil yapının sonucudur. Bugün Pınar, yarın ben, sen ve hepimiz o varilin içinde olabiliriz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu haziran ayı verilerine göre 27 kadın cinayeti, 23 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Her gün en az bir kadın cinayeti vuku buluyor. Buna rağmen erkliğin savaş açtığı kadını korumayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesi talep ediliyor.

İstanbul Sözleşmesi, devletin kadınları her türlü şiddete karşı koruyacağını beyan eden bir sözleşmedir. Sadece kadın olduğumuz için uğradığımız her türlü şiddete karşı bizi koruyor.

Bu sözleşmenin maksatları şunlardır:

a- kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;

b- kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;

c- kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;

d- kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;

e- Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak. (Avrupa Konseyi sözleşmeler dizisi- no:210)

Sözleşmenin imzalandığı 2011 yılında ilk kez cinayetlerde düşüş görüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun gönüllü avukatlarından İpek Bozkurt, bunun sebebini sözleşmenin medyada oldukça yer alması olarak açıklıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesinin kadın cinayetlerinin önüne geçtiğinin kanıtıdır.

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması gerektiğini söyleyen kişilerin, kadına şiddet uygulayan kişiler oldukları ve kendi çıkarlarına ters düşmesi nedeniyle karşı çıktıkları aşikar. Gerekçe olarak İstanbul Sözleşmesi’nin aile kurumuna zarar verdiğini belirtiyorlar. Kadının şiddet gördüğü hatta öldürüldüğü yere ne zamandan beri aile deniliyor bilmiyorum. Akıl alır gibi değil. İşte bu zihniyet ancak bir insanı öldürebilir. Pınar’ın canice öldürülmesine değil de o bağ evinde ne işi olduğuna odaklanan bir zihniyettir bu. Bu zihniyete ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı savaşımız her zaman devam edecektir. İstanbul Sözleşmesi’nin devamlılığını sağlamak amacımız ve görevimiz olacaktır. Hayatta kalmak için başka çaremiz yok. Ancak İstanbul Sözleşmesi yaşatır.

Kaynakça:

1. https://rm.coe.int/1680462545

2. https://dadanizm.com/2020/07/26/istanbul-sozlesmesi-neden-yasatir-kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-avukatlarindan-ipek-bozkurt-anlatiyor/

Bunları da sevebilirsiniz