Ekonomi biliminin amacı kıt kaynakların verimli şekilde kullanılarak toplumun gereksinme duyduğu mal ve hizmetlerin yeterli miktarda üretilmesi, uygun fiyatlarla sunulması, yaratılan katma değerin üretim faktörleri arasında katkıları oranında bölüşümünün sağlanması, toplumun refahının yükseltilmesidir.
Amaca ulaşmak için başlıca üç yöntem; 1- merkezi planlama, 2- serbest piyasa düzeni, 3- karma ekonomi düzenidir.
Merkezi planlama, yönetim araçlarının kolektif mülkiyet altına alındığı, ekonomik gücün devletleştirildiği, ekonominin devlet tarafından yönetildiği düzendir. Sovyet devriminden sonra merkezi planlama tam uygulanamamış, tepkiler ve aksamaların görülmesi üzerine, sınırlı sürelerle de olsa küçük sanayi işletmeler, tarım işletmeleri
özel kişilere devredilmiştir.
Sosyalizmin merkezi planlama yöntemine karşı kapitalizmin ekonomik sistemi, serbest piyasa, serbest rekabet düzenidir. Bu sistem piyasada arz ve talebe göre oluşan fiyatların, etkin kaynak kullanımını sağlayacağını, üretim faktörlerinin de katkıları oranında pay alacakları varsayımına dayanır. Etkin çalışan tam rekabet piyasasında oluşacak fiyat, etkin çalışan firmanın marjinal maliyetine eşit olacağından kuramsal olarak fiyat marjinal maliyet eşitliği, toplumun gereksinme duyduğu mal ve hizmetlerin yeterli miktarda ve uygun fiyatla sağlanmasına olanak verir. Ancak bu koşulların gerçekleştiği piyasa var olmadığından, tam rekabet piyasası sanaldır, kuramsaldır.
Gerçekte piyasalar tam rekabet değil,tekel,tekelci rekabet ve oligopol piyasaları olarak eksik rekabet piyasalarıdır. Tek bir firmanın üretimin tamamını yaptığı miktarını veya fiyatını istediği gibi saptadığı tekel (monopol) piyasası istisnaidir.Yaygın olan tekelci rekabet ve oligopol piyasalarıdır. Tekelci rekabet piyasası, birbiri yerine ikame edilebilir ancak türdeş olmayan malları üreten çok sayıda firmanın rekabet ettiği, sektöre giriş çıkış serbestisinin bulunduğu piyasalardır. Bu piyasalarda türdeş, ayrımsız mal ve hizmet üretilmediğinden veya tüketicilerde farklılık izlenimi yaratıldığından firmalar marjinal maliyetleri üstünde fiyat uygulayabilmektedir.
Oligopol piyasaya giriş çıkış serbestisinin sınırlı olduğu, az sayıda büyük firmaların üretim yaptığı piyasalardır. Bu piyasalarda firmalar genellikle yıkıcı rekabete girişmekten kaçınmakta, aralarında pazarları bölüşerek, karlarını artırmaya yönelmektedir. Dünyadaki genel eğilim tekelci rekabet piyasalarının da oligopol piyasasına evrimi yönündedir. Bu piyasalarda marjinal maliyet üstünde satış fiyatı uygulaması, toplumsal refahı artıracak miktarda mal üretilmediğini ve uygun fiyatla sunulmadığını gösterir.
Gelişmiş ekonomilerde dahi doğal üstünlükler, yasal korumalar, piyasalarda yerleşik firmaların yeni girişleri önleyici politikaları, ekonominin tranformasyon gücünü sınırlamaktadır. Ekonomilerde güvenlik başta olmak üzere kamu mal ve hizmetlerinin de yeterli miktarda üretilmesi serbest piyasa düzeni ile sağlanamamaktadır.
Uygulamada serbest rekabet, kaynakların etkin dağılımını sağlamadığı gibi gelir dağılımını bozmakta, zaman zaman da krizlere yol açmaktadır. Özel ve kamu işletmelerinin birlikte faaliyette bulunduğu planlı karma ekonomi düzeni seçici bir yöntem olarak merkezi planlama ile serbest pazar düzenini, toplumsal refahı artıracak şekilde bağdaştırmaya yöneliktir.
Ülkemizde 1960 – 80 döneminde uygulanan bu düzen yerini 1980’de başlayan AKP döneminde belirginleşen kuralsız,keyfi,savurgan,ekonomi biliminde yeri olmayan sistemsiz ekonomi yönetimine bırakmıştır.
Aydınlık bir ay dileğimle.