Dönüşümü Yaşarken

Geçen ay (Mart 2020) yazımı zorunlu nedenlerden ötürü yetiştirememiştim. Bu ay içinde kısa sürede yetiştirir ve tamamlarım diye düşünüyordum ancak olmadı. Bu yazıyı yeni bir ay için ve bu ayın umut getirmesi dileğiyle yazıyorum.

Uyanık bir halde en derin ve içgüdüsel korkularımızı yaşadığımız günlerden geçiyoruz. Temel gayemiz olan yaşama tutunmanın çabası içindeyiz, en azından rasyonel olanlarımız ya da öyle davranmaya çalışanlarımız.

Çok fazla baskı altındayız, tedirginiz ve bununla baş etmeye çalışıyoruz. Çoğumuzun belki de hiç alışık olmadığı bir süreç içindeyiz. Takip ettiğimiz haberler, ekranlardaki sayılar, belki hiç gitmediğimiz hiç tanımadığımız yerlerde hayatını kaybeden insanları temsil eden sayılar…

İnsanoğlu beklenmez olanı düşünmeye ne kadar yatkın olursa olsun, beklenmez olan genelde tahmin edilmediğinde, ihtimal verilmediğinde gerçekleşir. Ani felaket damla damla ve derece derece yaklaşan bir salgın!

Son yüzyıldaki grip salgınlarındaki kayıplara bakalım.

Dünya çapında geçtiğimiz yüzyılda gerçekleşen 4 büyük salgının kayıpları:

İspanyol Gribi etkili olduğu 1918-1920 yılları arasında yaklaşık 100 Milyon kişi

Asya Gribi etkili olduğu 1950li yıllarında ikinci yarısında 2 Milyon kişi

Hong Kong Gribi özellikle etkili olduğu 1960ların sonunda yaklaşık 1 Milyon kişi

Ve geçtiğimizin yüzyılın kabusu HIV/AIDS 1960lardan günümüze yaklaşık 50 milyon kişi

Koronavirüs (SARS-COVID-19) hızla yayıldı ve insan türüne karşı küresel bir salgın aracılığıyla kitlesel bir yok oluşa neden olacak bir tehdit oluşturuyor.

İlk kez 22 Ocak 2020 tarihinde (ancak kesin tarihin bu olup olmadığı şüpheli pek çok yorumcu 2020 yılının başına götürüyor) kesin laboratuvar teşhisi konulabilen ilk hastalarla birlikte Vuhan’dan çıkan yeni bir pandemi başlamış oldu.

En azından, yeterli önlem alınmadı diyerek tartışmanın bu derin kısmını bir kenara bırakalım. İlk günlerinde enfeksiyona yakalanan hasta sayısının her hafta (kesin bir sayıyla 7,4 günde bir) ikiye katlandığı tahmin ediliyor. Virüsün ortalama kuluçka süresi 4-6 gün arası, öldürücü olduğu belirli yaş grubu özellikle 60 yaş ve üzeri.

Günümüzdeki durumun karmaşıklığı ve belirsizliği temel olarak hazırlıksızlığın bir sonucu. Halbuki geçen yüzyılın salgını İspanyol Gribiydi ve sanırım bundan ders çıkarılması gerekiyordu. Ne var ki daha Yapay Zeka ve Robot Çağını beklemeden insanlık tam da şimdi yegane çaresizliğiyle karşı karşıya kaldı.

Neden önemliydi?

Yeni yüzyılın bilimi olarak adlandırılan biyoloji belki de yeni bin yılın ilk zamanlarında tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir atılım yapmıştı. Soğuk Savaşın ardından görkemli mühendislik devrimlerini gölgede bırakacak gelişmeler olmuştu.

Canlı klonlanması.

Ardından İnsan Genomu Projesi.

Dijital değişimin unsurlar sıralandı:

İnsan ve Teknoloji

Şimdi ise bu “değişimin” sürecini yaşıyoruz.

Ardından ilgisi yokmuşçasına son 10 yıllık süre zarfında ama en çok da son 5 yılda yapay zeka kavramının bir uygulaması olarak eğitimde sürekli dile getirilmeye başlandı.

Sanki bu kriz bize “dijital” çağın ne kadar gerisinde olduğumuzu ve bilgi atılımına büyük umutlar bahşetmemize karşın gerçekleştiremediğimizi gösteriyor. Eğitimde kaybımızın olacağı kaçınılmaz ve umarım bu kaçınılmaz durum herkes için umarım büyük bir ders olur.

Ne olursa olsun yeni binyıl ve yeni bir dünya şimdi başlıyor.

Aydınlık yarınlara.

Sağlıkla…

 


Bunları da sevebilirsiniz