Çaresizlik

Çaresizlik herkesin hayatının çoğu zamanında hissettiği bir duygudur şüphesiz. Her insan hayatının belli bir döneminde, kısa veya uzun süreli de olsa çaresiz kalmıştır. Ve bu çaresizliğin vermiş olduğu buhranda kaybolmuştur. Bu çaresizlik duygusu kimi zaman maddi kaynaklı olabildiği gibi kimi zaman da manevi bir sebepten kaynaklanıyor olabilir. Bazen de maddi nedenlerden dolayı yaşanılan çaresizlik beraberinde manevi olarak hissedilen çaresizliği de getiriyor.

Çaresiz kalan insanların yaşadığı zorluklardan biri de yakınları başta olmak üzere, diğer insanlar tarafından anlaşılmamaktır. Çaresizlik duygusunu yaşamış olan insanlar bile o durumdan çıktıklarında yaşamış oldukları o duyguları unutur ve empati kurmak istemezler.

Her ne sebepten olursa olsun çaresizlik içinde olan insan kendini kapana sıkıştırılmış gibi hisseder ve sonunda çareyi yaşamaktan vazgeçmekte bulur. Sadece hayatına son verdiğinde özgürlüğüne kavuşacağına inanıp bilmediği bir yolun yolcusu olmayı hedefler.

Gündem her ne kadar toplum faydasına olmayan konularla meşgul edilse de kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçeklik var ortada. Ekonomik kriz özellikle alt gelir ve orta gelirli insanların ciddi anlamda canını yaktığı gibi bu sebepten dolayı çoğu insanı çaresiz bırakmış ve ekonomik çıkmaza sokmuştur. Bu ekonomik çıkmazda sıkışan insanlar çıkış yolu bulamayınca ve de iktidar tarafından ardı ardına yapılan zamlarla gelecekte de çıkış yolu bulamayacaklarını anlayınca çareyi yaşamlarından vazgeçmekte buluyorlar. Özellikle son zamanlarda dikkat çeken siyanürle zehirlenme vakalarına baktığımızda, ailenin geçiminden sorumlu olan kişilerin geride kalanların da kendilerinin hissettiği çaresizlik duygusunda sıkışmamaları için onlarında yaşama haklarını ellerinden aldıklarını görüyoruz.

Fransız yazar ve düşünür Albert Camus: “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın!” demiş. Maddi olarak çıkmazda olan insanların kendilerini ve ailelerini siyanürle zehirleyerek öldürdüğü, kadınların sevgilileri veya kocaları tarafından sudan bahanelerle sokak ortasında katledildiği, işverenin gerekli güvenlik önlemini almadığı çalışma alanlarında işçilerin iş cinayetlerine kurban verildiği bir ülke bizimkisi. İnsan hayatının hiçe sayıldığı, haksızlıklara ve sömürüye maruz kalınan bir ülke. Mecliste bulunan çoğu milletvekilinin vatandaşı temsil ettiğini unutarak kendini garantiye almaya çalıştığı bir ülke. (1) Bir tarafta kendisi öldüğünde geride kalan çocukları ortada kalmasın diye kendisi ile birlikte onları da siyanürle zehirlemek zorunda kalan bir babanın, (2) diğer tarafta ise görgüsüzlük sınırlarını zirveye taşıyarak yaptığı mevlidle gündeme gelen ve minicik bir bebeğe tek taş yüzük alan annenin olduğu bir ülke.(3)

Nasıl bir ülkede yaşadığımız apaçık ortada. Zenginin giderek zenginleştiği, fakirin ise giderek yoksullaştığı bir ülkede yaşananlar da buna paralel olarak gelişiyor. İktidarın yarattığı bu ekonomik krizdeki açık, zaten açlık sınırının bile altında kazanan vatandaşlara daha çok vergi yükü yüklenerek kapatılmaya çalışılıyor. Bu da insanları daha çok buhrana itiyor. Üretimin olmadığı, insanların alım gücünün giderek düştüğü bu ortamda gereksiz siyasi konularla gündem meşgul edilmekte ve çözüm üretilmemektedir.

İşsizlik oranı son 15 yılın zirvesinde olarak açıklandı. (4) Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe’ye göre: “Genç işsizlik oranı %27,1 ancak buna çalışmayan ve eğitimde olmayan (%29,4) eklendiğinde gençlerin %56,5’nin işsiz olduğu görülüyor. Gençlerin yarısından fazlası boşta.” (5). Beş milyon insanın hesaplarının e-haciz yöntemiyle bloke edildiği bir ülkede iş bulamayan vatandaşlar bu yöntemlerle daha çok kapana sıkıştırılmaktadır. (6) Böyle bir çaresizlik ortamında ise ay sonunu getiremeyen vatandaşların ve idealindeki işi çoktan unutan sadece geçimini sağlamak için bile iş bulamayan umutsuz gençlerin sayısı giderek artıyor.

Ekonomik krizin giderek derinleştiği, siyasi kargaşanın her geçen gün karmaşıklaştığı, insanların giderek umudunu yitirdiği bir ülkede varlığımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Umudu var eden de insan, yok eden de…. Yok etmeye çalışanlara inat, yaşatalım umudumuzu…


  1. http://www.diken.com.tr/vekillerin-anne-babasina-ucretsiz-saglik-hizmeti-yolda/

  2. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-50359065

  3. https://www.birgun.net/haber/satafatli-bebek-mevlidi-sosyal-medyada-gundem-oldu-276648

  4. https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/son-dakika-issizlik-rakamlari-aciklandi-22-5452750/

  5. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-50054225

  6. https://www.birgun.net/haber/e-hacize-son-verin-277015

 

Bunları da sevebilirsiniz