Hoşhal Melike

Türkiye’yi ve dostumuz İran’ı günlük uçak ve otobüs seferleri uygun fiyatlarla birbirine bağlar. Aramızda 1,5 saatlik bir fark vardır. Farsça’daki Türkçe ve Türkçe’deki Farsça kelimelerle dil bilmeyenler bile anlaşır. “Harici” olduğunuz fark edilince herkeste bir merak uyanır. “Selam” ve “Hello” ile başlayan sohbeti “Nerelisiniz?” ve “İsminiz?” takip eder. “Türkiye” denilince, “şehr” sorulur. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya bildik yerlerdir. Gem (mücevher) TV İzmir’deki satılık konutları, gösterdiği Türk dizilerinin arasına, İbrahim Tatlıses’le birlikte serpiştirir. “I love Turkey” ifadesi sık duyulur. Ana dili Türkçe olanlar konuşmayı kendi şivelerine çevirir. O bir mühendis, doktor, esnaf, öğretmen, memur olabilir. Bir taksi şöförü size Tebrizli Şahriyar’ın “Yalan Dünya” şiirini Türkçe dinletebilir.

Atatürk ve Şah Reza Pehlevi (1934, Türk-İran Arşivi)

Günlük Yaşam

Cadde ve sokak isimleri Fars ve Türk ABC’si ile yazıldığı için adres bulmak kolaydır. Apartman zeminleri park yeri, bahçelerin sokağa bakan kısmı duvardır. Isıtma ve soğutma düzenekleri inşaat sırasında yapılır. Katlar arası merdivenler dik ve dardır. Orta halliler için dikdörtgen dairelerde bir, iki oda ve mutfağı da içine alan oturma odası bulunur. Komşu binaların yakınlığı nedeniyle, sıcağı veya soğuğu içeri sokmamak için kimi camlar mat, perdeler ise kapalıdır. Misafirseniz, yemeğe davetlisinizdir. Öğle ziyareti akşama kadar sürer. Sonrasında şekerleme için yatak odaları hazırdır. 40 dereceyi aşan sıcakta buzlu hoş geldin şerbeti hemen sunulur. İran’da yazlar uzun, sıcak ve kuraktır. Yakındaki büyük çölün baskısı hissedilir. Akşam ziyareti 18.30’da başlar. Masa ve sehpaların üstü kuruyemiş, çikolata ve meyveyle bezenmiştir. Siz bu “hoşmezeler’den” atıştırırken yemekler 21.00’e doğru pişer. 21.30’da herkes sofradaki yerini alır. Çorba, safranlı pilav, şiş köfte ve tavuk şiş, çeşitli sebze yemekleri, reyhan, maydanoz, söğüş “hıyar” ve domates salatası, cacık, mayonez sosu, “duğ” (ayran), su, meşrubat ile pide çeşitleri sofraya konur.

Güçlü Kadınlar

Şu anda İran’ın dört kadın büyükelçisinden biri de eski Çevre Bakanlığı Deniz Dairesi Başkan yardımcısı Sayın Pervin Farşçı’dır. Onun deyimiyle “İranlı kadınlar iş hayatında faaldir. Üniversitelerdeki kız öğrenci sayısı erkekleri geçer” (Tehran Times, 8.8.2018). Örneğin karşınıza; İngilizce turizm anketi yapan bir elektrik mühendisi, psikoloji doktorası yapan makine mühendisi, Horasan ve Günyeli (Konya) Mevlana’dan (Molavi), Şirazlı Hafız’dan ve Saadi’den beyitler okuyan kız çocukları, halı dokuyan bir Kaşkayı çıkabilir. İsmini Firedevsi’nin Şahname’sinden almış bir ziraat mühendisi hanım konuşurken kuraklıktan yakınabilir. Bodrumlu tarihçimiz Herodot’un bahsettiği ve başkenti Sard (Uşak) olan Lidya Kralı Zengin Harun’u yenen Akamenid Hanedanından Büyük Keyhüsrev’in (Kuruş MÖ 6. yy) mezarını anlatan bir üniversite öğrencisine, MÖ 330’da Büyük İskender’in yağmaladığı Persepolis’te aslen avukat bir rehber kıza rastlamak mümkündür.

.

Persepolis
(1971)

İsfahan’ın etrafı kapalı çarşı olan Nakş-i Cihan Meydanı görülmeye değer. Su sesinin eksik olmadığı parklara akşamları gidenler yaygılara oturur, sohbet eder, gül tomurcuklu çay içer. Civardan buzlu şerbet, üzerine gül suyu dökülmüş tel şehriyeden serin “falude” tatlısı veya “safranlı dondurma” alır. İpine küçük ışıklar takılmış uçurtmaları, bisikletli kızları, fayton sefası yapan aileleri seyretmek neşe verir. İnsan mırıltısı, at nalı, su şırıltısı, gitar sesleri huzur verir. İran’da sigara içen çok azdır.

Türk olduğunuzu öğrenenler sizinle sohbet etmek ister, evine davet eder, ikramda bulunur ve hatta gezdirir. Sizinle bol resim çektirirler. Şiraz’ın “Vekil” çarşısı, kalesi, türbe ve ev müzeleri görülmeye değer. Tahran’da Pehlevi ailesine ait Sadabad Sarayı, İnsan evrimine ait neandertal buluntuları olan Arkeoloji Müzesi, eşşiz elmaslarıyla Mücevher Müzesi görülmelidir. Tam karşısında Türk Büyükelçiliği vardır. Kaşan’da Fin Bahçesi, 600 Odalı evler, yeraltı şehri, camiler, türbeler ve oyuncak müzesi eşsizdir. Bir yamaca kurulmuş kırmızı kerpiçten bitişik yapılmış evleri, kendilerine has giysileri ve Zerdüşt Ateşgahı olan Abyaneh köyüne gitmelidir. İsfahan’da 33 gözlü “Allahverdi” Köprüsü, dağ başındaki ateşgah; eski bir kervansaray olan Abbasi Oteli; Şiraz yakınlarında Pers Krallığının merkezi Parsa (Persepolis), kale, Pembe Cami ve İran tarzı sulak, yemyeşil süslü bahçeler görülecek yerlerdendir. Efendim “Hoşhal Melike”mi dediniz? O, adım Begümşen’in Farsça anlamıdır.”

Bunları da sevebilirsiniz