Neoldizm (*) Kapımızda mı?

Bir sava göre yeryüzündeki çalışanların yarıdan bir fazlası bilişimle ilgili iş yaptığında gerçek anlamda “BİLİŞİM ÇAĞI” na girmiş olacağız. Bunun hesabını tutmak ne denli mümkün olur? Bunu bilmek zor ama bilişim çağına girilmiş olduğuna ilişkin güçlü belirtiler de yok denemez!

Bilişim otomasyon demek büyük ölçüde. Bu da pek çok işin bilişim aracılığıyla yürütülmesi anlamına geliyor.

Gündelik yaşamda evlerimizde, işyerlerimizde ya da kamusal alanlarda işimizi kolaylaştıran, zahmetimizi azaltan pek çok uygulamayı bir çırpıda aklımıza getirip sayabiliriz.

Otomasyon aracılığıyla pek çok ortamın insansızlaştırılması doğrultusunda epeyce yol alınmış durumda. Artık, yavaş yavaş gündeme giren tartışma yapay zekâyla donatılmış robotlar üzerinedir.

Robot sözcüğü ilk kez Çek yazar Karel Capek tarafından kullanılmış. “İşçi” anlamına gelen bu sözcük Capek’in “Rossum’un Evrensel Robotları” adlı oyununa konu olmuş. Oyunun yazıldığı 1920 yılında robotlardan söz etmek bugün Samanyolu’na yolculuk kadar düş ürünü ve gerçeklikten uzaktır. Buna karşılık 100 yıl sonra robotların yaşamın içinde yer alma noktasına evrildiğini söylemek mümkündür.

Bilimsel ilerleme aracılığıyla eriştiği teknolojik olanaklar insanoğlunun keyfine keyif katsa da atanı vuran silah gibi de işlev görür olmuştur. Bilişimin yaşam alanlarımızda kapladığı yer genişledikçe insanın kendi yaratısı ürünlerce dışlanması tehlikesinden söz edilir olmuştur. Bu da insanın kendi eliyle ortamdan yalıtılması ve pratik olarak İŞSİZLİK anlamına gelmektedir.

Bugün yeniden kendisini gösteren bu durum aynı filmin bir kez daha gösterime girmesine de benzetilebilir. Bundan yaklaşık 200 yıl önce Sanayi Devrimi’nin güç kazandığı zaman aralığında makineleşme sonucu insan emeğinin üretim ortamındaki yerini öncekine göre yitirmesi olgusu yaşanmıştı. İşlerini yitiren çok sayıda emekçi bu durumdan sorumlu tuttukları makineleri kırarak, tarihin çarkını geriye doğru çevirmeye kalkışmıştı. 1811’de Sanayi Devrimi’nin beşiği İngiltere’de kendisini gösteren bu ilginç akım, bu eylemi ilk olarak yaşama geçiren çırağın adından esinle LUDİZM olarak nitelenmişti.

Bilişim, günümüzde güç kazanırken bir başka durum daha söz konusu olmaktadır. Yaygınlaşan otomasyona ek olarak “YAPAZ ZEK” da gündemdeki yerini her geçen gün artırmakta ve sağlamlaştırmaktadır. Bugüne dek insanın programladığı ve dolayısı ile yönettiği makinelerin bundan böyle evrilerek öğrenen/öğretilen ve tıpkı insan gibi davranabilen varlıklar konuma gelmeleri beklenmektedir.

Bugün için çok yakın görünmese de çok da uzak olmayan gelecekte yapay zekâlı makinelerin bir şekilde onları yaratan insanlarla rekabete girmesi ve belki de bir ölçüde onları egemenlik altına alması en azından bir olasılıktır.

Bugüne dek robotları konu alan ütopyalar çokça söz konusu olmuşken yapay zekâ ve olası etkileri sonrasında bir de distopyalarla ilgili beklentileri içeren öngörülerden de söz edilmektedir.

Geleceğe yönelik projeksiyonlara bakılırsa bilişimin ve elbette yapay zekâlı robotların günümüzde insanoğlunun yaptığı hemen her mesleği yapmada yetenekli olacağı yaygın kanıdır. Örneğin, günümüzde deneme seferlerine başlanan sürücüsüz taşıt uygulamalarının sürücülük mesleğini tarihsel bir olguya dönüştüreceğine kesin gözüyle bakılmaktadır. Senaryoya göre evlatlarımız değil ama torunlarımız taşıt sürücülüğü gibi bir işi öğrenme gereksinimi duymayacaklardır.

Bilişim ve yapay zekâ kaynaklı işsizlik 200 yıl öncekinden farklı olarak günümüzde mavi yakalılara ek olarak beyaz yakalıları da etkileyebilecektir.

Hekimlik gibi insani ilişkinin ön planda olduğu, bir şekilde her koşulda ayakta kalması beklenen bir meslek de bu gelişme ve dönüşümden etkilenecek gibi görünmektedir. Yapay zekâyla donatılmış robotların hekimliğin radyoloji dalındaki becerilerini ve tanı yerindeliklerini istatistiksel verilerle süsleyen kimileri “radyoloji uzmanı yetiştirilmesi durdurulmalı” sözlerini yüksek sesle dillendirir olmuştur.

Cerrah robotlar her ne kadar insan yönetimi ve güdümü altında kullanılsalar da şimdiden her geçen gün güç ve konum kazanmaktadırlar.

İnsan yaratısı robotların insana karşın insana egemen olması olasılığı bugünlerde konuşulur olan bir konudur. Robotların insanların işini elinden alması bir yana, insan egemenliğine son vermesi olasılığı ortamında 200 yıl sonra LUDİZM bir kez daha gündemde kendisine yer bulmuştur. Bundan 200 yıl önce dokuma tezgâhları ludistlerin baş hedefi olurken günümüzde bilgisayarlar ve elbette yapay zekâlı robotlar çağcıl ludizmin önde gelen hedefleri olmaktadır. Bir farkla ki; günümüz ludistleri araç gereç olarak kazma, kürek ve kaba güç değil, mücadele ettikleri aygıtlara karşı yazılım silahını kullanmaktadırlar.

İki yüz yıl önce baş gösteren ludist ayaklanma 1811-1816 yılları arasındaki 5 yıl boyunca sürmüş ve sonrasında güç ve etki yitirerek tarihteki yerini almıştır. Yeni duruma uyum sağlayan insanlık bir şekilde farklı iş alanları yaratarak İŞSİZLİK olgusunun uzun sürmesinin önüne geçmiştir. Günümüzde yaşanmakta olan bilişim devrimi sürecinde baş gösteren ludist hareketler de benzer şekilde dizginlenecek ve sönümlenecektir. Tıpkı, 200 yıl önce olduğu gibi günümüzdeki keskin geçiş olası ayaklanma ve hoşnutsuzluk nedeni olabilecekse de sürekliliği söz konusu olamayabilecektir.

Yanıtı ilgiyle beklenen soru!

Bilişim çağında öteden beri bilimkurguya konu olan, bir şekilde insanların hayal gücünü zorlamasına fırsat veren bir ütopyayla mı yoksa insanı bunaltan, sarsan bir distopyayla mı karşılaşacağız?

(*) NEOLUDİZM: Sanayi Devrimi’nin ilk yıllarında İngiltere’de baş gösteren makine kırıcılıktan esinle günümüzde bilişime yönelik tepkisellik.

Bunları da sevebilirsiniz