Görsellik, Düşünce ve Argümanlar

Akademik disiplinler, eğitimde sıklıkla gelişime ve yeniliğe açık bir alan olarak görsel düşünmeyi sıklıkla kullanmaktadır. Özellikle, öğrenme ve ifade biçimselliğine katkısı bilimsel dilin akıcılığını, öğrenilebilirliğini ve aktarılabilirliğini kolaylaştırmakta. Görselleştirmenin düşünsel gelişimine bakıldığında antik çağdan itibaren özellikle 21. yüzyıl itibariyle sıklıkla kullanılması, pratikte ne kadar önemli olduğunun bir kanıtıdır. Bu sebeple görsel düşüncenin tıpkı dilsel düşüncede olduğu gibi varlığı ve önemi göz ardı edilmemelidir.

Görsel düşüncenin belirli bilinç durumlarında farklı deneyimlerden yola çıkarak gerçekleştiren çıkarımlara büyük bir katısı vardır. Fen bilimlerinden edebiyata, iktisattan politikaya, bilişim teknolojilerin reklamcılığa, bu alanlarda görsel düşünme biçimlerinin sunduğu çeşitliliği örneklendirebiliriz.

Burada düşünce ifadesini hem zihinsel bir etkinlik olarak düşünme eylemini, hem de görsel algılarımız aracılığıyla edinilen bilgiler ışığında ortaya konan öncüllerden çıkarım yapma edimini anlamında kullanıyoruz. Kimi psikolog ve felsefecilerin sıklıkla ortaya koyduğu üzere görsel düşüncenin öznel olduğu ve yapılacak çıkarımların kişiden kişiye değişebileceği tezi savunulmakta. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, deneyimin algılara bağlı olması tıpkı matematikteki gibi soyut bir süreç üzerinden nesnel temeller üzerine oturtulabilir. Kimi deneyimlerin öznel olduğu açıktır, örneğin kişinin kültürel geçmişi belirleyici öğe olabilir, ancak çıkarımı dizgesel bir yapıda ele aldığımızda tıpkı düşünmek eyleminde olduğu gibi nesnel bir zeminde ifade edilebileceği açıktır.

Bununla bağlantılı olarak bir noktaya daha not düşmek gerekiyor: Her ne kadar bu ayrımın yapılması çok zor olduğu açık olsa da sanatsal düşünüş ve ifade biçiminde olmayan görsel düşünceyi ele alacağız; diğer bir deyişle anılacak düşünme biçimleri estetik ve etik herhangi bir yargı yükü taşımamaktadır ve kuşkusuz taşıdığı yorumlama biçimleri mevcut olsa da burada bunları şimdilik göz ardı ederek, nesnel çıkarımların düzleminde inceleyeceğiz.

Sokrates ve Platon, Matthew Paris, 13. Yüzyıl, Bodleian Kütüphanesi, Ms Ashmole 304 fol 31v

Biçimsel olmayan ya da enformel mantığın bir uygulama alanı da görsel düşünce ve görsel çıkarım yöntemlerinin kullanılmasına dayalıdır. Görsel argümanların kapsamlı bir çalışma alanı ortaya çıkışı, her ne kadar kullanımı antik çağlara kadar uzansa da, bağımsız bir disiplin olarak ele alınması ancak 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlamıştır. Resimler, fotoğraflar, grafikler, çizimler, karikatürler, ve hatta mimari yapılar da sıklıkla görsel argüman biçimlerine dahil edilmektedir. Görselleştirmenin çıkarım dizgelerine uygulanması akıl yürütme alanında yeni bir biçimsellik ortaya koymaktadır. Görsel algılara dayalı çıkarımlar, görselliği sözel veya yazılı dilsel biçimlerden ayırarak, salt algısal görsellik üzerinden örtük ya da örtük olmayan (öznel veya nesnel yorumlamalar aracılığıyla görselliğin sunduğu “önermeyi” açığa çıkarmakla başlar. Argümanda görsel ögelerin yanı sıra kısa, etkileyici ve akılda kalıcılığı pekiştirmek için kimi zaman slogan olarak da adlandırılan önermelere de yer verilmektedir. Ardından, algımızın belirli bir yorumlaması sonucu elde edeceğimiz çıkarım bizi sonuç önermesine götürecek olan akıl yürütmenin sürecini oluşturuyor.

Aral gölü. Kaynak: http://www.columbia.edu/~tmt2120/introduction.htm

Kuşkucu ve eleştirel zihinlerin algılarda açık ve dikkatli olması gerektiği kadar çıkarımlarda da sağlamlığı ve tutarlılığı temel ölçüt olarak dikkate alması gerekmektedir. Yanıltıcı ve yönlendirici ifadeleri yakalayabilmeli ve ihtiyatlı olmalı, aynı zamanda anlam bulanıklığı ve bağlama bağlı yorumlama biçimi konusunda da dikkatli olunması gerekiyor.

Necker Küpü

Görsel düşünce, özellikle dilsel argüman yapılarına benzerliği bir neden/sebep-sonuç veya öncül-sonuç ilişkisi kurulabilmesi açısından gündelik akıl yürütmelere benzerlik gösteriyor. Kimi durumlara verili kaynakların zamansal ilişkisine dair bir ipucu ya da arka plan bilgisi de yazılı veya görsel olarak sunulabilir. Her durumda, zihnimizin görsel bilgi parçalarını dille, gündelik veya teknik içerikli önermelerle bağlamsal bir bütünlük oluşturarak sağlamlık ve tutarlılık ölçütlerinde bir akıl yürütmeye olanak vermektedir. Sorgulayıcı ve çok yönlü ve açık yanıtlar üretmeye, merak duygusu uyandırmaya ve akıl yürütmeye destekleyicidir. Diğer bir deyişle, görsel düşünce sadece bir görsel bir deneyim değil, aynı zamanda bilgilerin aktarıldığı bir akıl yürütme biçimidir. İyi bir sunum biçimine ve içeriğe sahip bir görsel, düşüncenin akıl yürütmenin etkili, akılda kalıcı kapsayıcı yetkin bir aracı olabilir. Metinle desteklendiğinde akılda kalıcılığı ve ifade gücü arttırılabilir.

Bunları da sevebilirsiniz