Tuva Özerk Cumhuriyetindeki Sülyek Karayüz Yazıtını Anlamak

MENKÜ “KAYA” DEĞİL DE “GÜNEŞ YILI” MI?

M’ ayıs’ a; havaların IS ındığı AY ’a; yani Mayıs’ a ulaştık! Bu çalışmada nisan ayındaki yazında belirtilen “ Sülyek Karayüz ” yazıtındaki E39, 2 damga dizgesini1 ele alacağız! Siz değerli okurları düş kırıklığına uğratmayacağımı umuyorum.

Geçen çalışmada (Ergenekon, 2018) Güdül Salihler Türk kaya yazıtlarına çok yakın bir köyden ve yörenin yerlisi olduğumu belirtmiştim. Köyümüzün hemen karşısında mağaraların da olduğu dik bir yar ( İnbaşı) var ve evimizin karşısında! Ayağa dikeldiğimde çocukken baktığımı uzun uzun ve neredeyse sevecek kadar ilgimi çektiğini anımsarım ayrıca! 50 yılı aşkın gecikmeli de olsa ilgimin kaya yazıtlarına yoğunlaşması da ilginç bir örtüşme sanki! İşlenecek kaya yazıtı için Kızlasov’ un TDK Belletendeki çalışması ele alınmıştır. Aynı çalışmada görseli bulunan en üstteki E39,1 dizgesini de Haziran sayısında görebiliriz umarım!

Bu çalışmada çözümlemede kullanılan görseller sırasıyla aşağıdaki sayfalara eklenmiştir.

Görsel 2 S. Somuncuoğlu, Sibirya’dan Anadolu’ ya Taştaki Türkler 2010, s.276

Dizge: bir ilkeye ya da dünya görüşüne göre düzenlenmiş, örgütlü bir bütün içine yerleştirilmiş düşünceler, bilgiler, öğretilerden oluşan bütün, birbirine bağlı düşünceler birliği.

Görsel 3 TDK Belleten, Leonid R. Kızlasov -İgor L. Kızlasov, Sayan-Altay Türklerinin yeni Runik yazısı (85-136. sayfalar),1990, Ankara, s.88

Görsel 4

TDK Belleten, L. R. Kızlasov – İ. L. Kızlasov, Sayan-Altay Türklerinin yeni Runik yazısı (85-136. sayfalar), 1990, Ankara, s. 89

Çalışma görsel 1-4 sırasına göre yürütüldü. (Yazıtlar İ.R. Aspelin tarafından 1887-1888 gezilerinde incelenmiş ve tanıtılmış.)

E39, 2 dizgesinin E39,1 (o da Bengü Kaya!) ‘in farklı bir varyasyonu olduğu; L.R. Kızlasov, İ. L. Kızlasov, V. V. Radloff, Wilhelm Thomsen, H. N. Orkun ve diğer bütün yerli-yabancı araştırmacılar tarafından aynı ve “MENKÜ KAYA” şeklinde okunduğu belirtilmektedir. Ayrıca V.V. Radloff 1935’ te “yazıtlar belirgin olmadığından çözümü hemen hemen mümkün değildir” demiştir!

Görsel 2, 3, 4 TDK Belleten; s. 87

SÜLYEK KARAYÜZ YAZITI E39, 2 DİZGESİ

(Sülyek kaya resminin en üst sırasındaki iki damga dizgesinin altta olanı)

E39 2 resmindeki sembollere bağlı kalınarak; yazıtın sağdan sola çözümü altta verilmektedir.

Görsel 6 (E39, 2 alttaki 7 damgalı dizge)

(3no’lu görsel resim ve S. Somuncuoğlu’nun fotoğrafına (görsel 2) uyumlu)

M(E) NKG(İ) K ÜN ÜNGEŞ IY IL → MENGİ KÜN ÜNGEŞ IYIL →MENGİ KÜN GÜNEŞ YILI

Günümüzde “IYIL” sözü IYIL > YILI dönüşümüne uğramış. Ayrıca Azerbaycan lehçesinde “y” sesi düşürülerek kullanılmaktadır. “Günümüzde “I” sesi düşmüş ve “YIL” olarak seslendiriyor olmalıyız!

1-Göktürk Abecesindeki “M” ya da “B’dir. Burada “M” olarak değerlendirilmiştir. Umarım sonraki çalışmada E39, 1 işlerken bunun neden “B” olmaması gerektiğini de ayrıca vurgulaya bilirim; dileğim bu yönde. “M” şeklinde seslendirdiğimiz damgayı soyut ve eylemin olmadığı durumlarda; örneğin günümüzdeki “İM” benzeri hecelerde görüyoruz kanımca! 2- İkinci damgayı açmak gerekirse; yukarı yönlenmiş dik çizgi gök yani “N”; sola geniş açı ile yönelen kısa çizgi “G” yani Gün(eş); son olarak yine bu çizgiye koşut sondaki kısa çizgi ise “K”, yani Kaya (dünya, gaya; yer!) demektir. Günümüzde “MENGİ” olarak söyleniyorsa “K” vurgusu zayıf ya da belirsiz; hatta düşmüş olmalı!

Atamızın bize görev olarak bıraktığı “Güneş dili Türkçe” savının; dilin kökeni için öne sürülen birinci bölümüne, önemli bir önermede bulunduğumu düşünüyorum. N, G, K ve “K” ilişkisinin bu konudaki ana önermelerden biri olduğuna inanıyorum.

N, K, -G(İ) (Günümüzde sıkça kullandığımız gibi ya da kimi (Azerbaycan lehçesi) sözcüğünün benzerlik ekidir!). İlk sözcük günümüzde M > B ses değişimi; “K” ise söylenirken düşünce ilk sözcük “BENGİ” olur; son olarak İ > Ü değişimi ile “BENGÜ” şeklinde; ölümsüz-ebedi anlamında kullanılır. M ya da B özne olarak göğe (N) ve güneşe (G) benzetildiği için kurgusunda; sözcük ölümsüz anlamı kazanmaktadır!

“ –Gİ bildiğiniz gibi günümüzdeki benzerlik eki olup özne olan “M” (GÜNEŞ IYIL) sözcüğündeki Gün ve Gök (N)’ ün sonsuz sürekliliğinden ulu, ölümsüz benzeri anlamlar kazanmış olmalı düşünceme göre!”.

Bu damgayı atalarımız daha dar kazıyarak “K” anlamındaki üçüncü damgadan farkını göstermek istemiş olmalılar kanımca!

“Görüldüğü gibi ikinci damga “K” değil; üçüncü damga “K”; ek olarak beşinci damgada “K” değil! Dizgenin tamamı TDK Belleten yayınında belirtildiği gibi “MENKÜ KAYA” olarak çözümlenmişti bütün dil araştırmacıları tarafından. Beşinci damga da “K”; ancak çalışmada bu birleşik damga ideogram7 gibi düşünülüp çözümlenme sonunda “ÜNGEŞ” anlamında olduğu önerilmektedir.”

3. Üçüncü damga “K” ! (K damgasının kökeni önceki çalışmamızda açıklanmaya çalışılmıştı!)

“Yukarıdan aşağı; yani okuma (düşünme) yönüne göre düşünüldüğünde gök (N); sonra gün(eş) (G); son olarak kaya(K)! Kaya → Ayak ilişkisi de ilginç!” (seslerin dizilişi ters!)

Atamızın bize görev olarak bıraktığı “Güneş dili Türkçe” savının; dilin kökeni için öne sürülen birinci bölümü ne önemli bir önermede bulunduğumu düşünüyorum. N, G, K ve “K” ilişkisinin bu konudaki ana önermelerden biri olduğuna inanıyorum.

4. Dördüncü sembol benzer mantıkla düşündüğümüzde sağdaki kesiklerle sembolize edilen “Ü” damgasına yukarı giden ikinci kesik çizgiler; yani “N” eklenerek oluşturulmuş birleşik damgadır. Birlikte “ÜN”!

Ayrıca Orhun Abecesindeki “Ü” damgası ile ince ”N” yan yana incelenirse şeklin sağının “Ü” ile bağlantısını görebiliriz. Bakınız 8a, 8b, 8c görselleri

Görsel 8a Görsel 8b Görsel 8c

Bu düşünüşe göre 8c görselindeki renkli kısım “ün”; siyah bölüm ise bunun tersi “nü” gibi olmalıdır; eğer karşımıza benzeri bir birleşik damga çıkarsa!

5. Beşinci damga “ÜNGEŞ” anlamındaki birleşik damgadır. 1-2 no’ lu mavi dik çizgi “ÜN”, 3 ”G” ya da (Gün); 4-5 dik çizgisi ise Gün’ den aşağı aşağıya inen; (e) ”Ş” demektir. Dördüncü şekli sağdan sola üç parça olarak düşünürsek; sırasını da 1, 2, 3 şeklin aşağı doğru 180 derece takla attığını; sıralamanın da 3, 2, 1 olarak değiştiğini görüyoruz. (bakınız, nisan sayımız!)

“Güneş ile Yer’ in bunları gerçekleştirdiği süreci “Gün” olarak tanımlıyoruz!”

“Üçüncü damga “K” yani Kaya göğe doğru (ÜN) yöneliyor. Bu yönelişte 4 ve 5’ inci damgaların ters konumlanması da dönmeyi tanımlıyor” . Damgaların ilişkisini süreç olarak görmeliyiz! Yeryüzü kendi çevresinde ve Güneşin yörüngesinde döner bildiğiniz gibi.

6. Kalın seslilerle kullanılan “Y”. “I” seslisi ile kullanıldı ve “IY”

7. Yedinci damga görselde gösterildiği gibi Orhun Abecesindeki “L” ve “I” sembollerinin birleşimidir! Sağdaki kesikli bölüm “I”; soldaki ”L”. Birlikte “IL” .

Altı ve yedinci damgalar birlikte IYIL; günümüzde ”YILI”. Son olarak baştaki “I” sesi düşünce isim olan zaman birimine; önde takısı olmayan “YIL” sözcüğüne ulaşıldığını düşünmekteyim.

İdeogram: Kavramsal yazı, anlam belirten işaret, bir şeyi doğrudan temsil eden resimsel sembol ile ilgili, çizimlerle kavramsal yazı Göktürk Abecesindeki “Ü”; ince “N”

Evet; bu sıkıcı bölümleri çözümleyip sonuna ulaştık çalışmanın yorucu olsa bile! Google bir işi para kazanmak amacıyla değil; yalnızca oyalanmak, zevk için yapan kimse; “özenci” diyor durumumda olan kişilere; amatör sözcüğünün karşılığı olarak! Doğru söylemiş; bu nedenle ne not verecek bir üst kurul; ne para endişesi olmadığından bende usumun erebildiği kadar düşüncelerimi kısıtlamadan yazabiliyorum! İşte gerçek zevk burada; çok sayıda yakınımın söylediği gibi beş para etmez değerde görülebilir bu çabalar. Ancak kavramak için istekli ve zevk verici bulabilecek kişilerde olabilir belki. Tek avuntum bu!

Biraz eğlenmeye çalışalım o halde. Bu sabah kalktığımda “YIL” sözcüğünün anlamı takıldı zihnime; bunu ele alalım; ne olabilirmiş gerçekte yıl?

“IYIL” ya da “yıl” sözcüğü için anlambilim ; yorum bilim önerisi

Anlambilim, semantik: Bir terimin anlamı ile dünya arasındaki ilişki nedir benzeri soruların tartışıldığı dil felsefesinin en temel alanı Hermeneutik ya da yorum bilim: Yorumlanmakta olan şeyin hem içeriğine hem biçimine yönelik felsefi araştırmalar; bütün-parça ilişkisini de kapsayacak şekilde; bütünlük içinde anlamlandırma.

Not: Etimoloji Türkçe com’ da yıl sözcüğünün kökeni için eski Türkçe Yıl’ dan evrildiği; ilk yazılı kaynağın Orhun yazıtları (735) olduğu; Cil şeklindeki Moğolca sözün Türkçeden alındığı bilgisi aktarılmaktadır.

Görsel 11 a Görsel 11b

IY + IL > IYIL → YIL (ı)

Görüldüğü gibi “IY” olarak ses değerini verdiğimiz 11a görselinin sağındaki damgaya ters olarak eşleniğinin eklenmesiyle görsel 11b deki elips şekline ulaşıyoruz. Yön Türk kaya yazıtlarındaki okuma yönünde; yani yukarıdan aşağıya 1 den 2 ye ve sağdan sola! Görsel 11b’nin sarı açılı çizilen içteki bölümleri de görsel 11a’nın solundaki “IL” gibi. Atalarımız iklim değişikliklerinden dünyamızın güneş etrafındaki yörüngesini sezinleyip görmüş olmalılar sanki! Ya da ateşe yaklaştıklarında ve uzaklaştıklarında sıcaklıktaki değişmeleri biliyor olmalılar! Ve yine ilginç biçimde sol elimizi ayası yukarı tutarak üzerine sağ elimizi ayası altta ve ters olarak kapatırsak ta yine elimizin dış çizgileri elipse benziyor! Bileklerimizi düşünmemeliyiz!

Altıncı damgayı yedincinin kurgusundaki gibi ters ve süreç olarak düşünürsek dünyanın güneş çevresindeki elips şeklindeki döngüsüne; yani “YIL” dediğimiz sözcüğe ulaşılabilir mi? Kanımca evet!

Özenci olmanın verdiği özgürlüğü sonuna kadar değerlendirerek; sınır tanımaksızın yorum yapmayı sürdürmeye çalışalım.

Görsel 12 a (e) L Görsel 11b Görsel 12b

Görsel 12a: İlk çalışmamda “Ş” sesinin kökeni için yararlanılan Göktürk Abecesindeki “L” damgası

Şimdi bu damgadaki el kavramını görsel 11b’de yerine yerleştirmeye çalışalım! Görsel 11b’nin içindeki sağ üstte sarı açılı çizgi “I” ; sol atta duran ise “L”; iki yanda duran yarım elips yayları da “Y” olsun! Yarım elipse beş parmağımızın ucuyla 5 belirleme çizgisi koyunca elipsin yarım yayını 6 eş parçaya bölüyoruz! Diğer yanda da 6 eş parça! 12 ay sanki! Güneşin iki kez doğduğu zaman aralığını gün olarak kabul edersek 5 x 6 yani 30 günlük bir dilim daha bulabilir miyiz? Güneş yazabilen; yıl yazabilen atalarımız belki de 360 günlük bir zaman ölçmeyi ve tanımlamayı; yıllık takvimi de biliyor olabilirler mi sizce? Kanımca kuşkuya yer olmayacak kadar evet! Bütünü kavramış ve kayalara da olsa kazımış atalarımızın parçaları yani günü ve ayı bilmemeleri olası mıdır acaba?

DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR

Umuyorum ki bu çalışmayla Atamızın Güneş dili Türkçe savına destek olacak yeterlilikte doğru veriler ortaya konulabilmiş olsun! Atalarımız çizgilerle çok zekice uzun süreçleri anlatmış görünüyorlar; elbette çalışmanın mantıklı çözümlenmiş olduğu onay görürse! Bu gün Güneş yılı anlamını verdiğimiz ve binlerce yıldır kutlanan bayram günü olan “ Yenigün” görüşüme göre! Bu söz Türkçedir ve anlamı eksiksiz karşılamaktadır.

Bu çalışmada açımlanmaya çalışılıp ortaya konulan anlama göre E39, 2 dizgesi “MENKÜ KAYA” değil; “MENGİ KÜN GÜNEŞ YILI” kanımca! Çözümlemeye çalışılan yedi damgalı dizgenin Türk kaya yazıtının alt başlığı olduğu kanısındayım. Sonraki çalışmada işlemeyi umduğum E39, 1 dizgesi de; 70’ i aşkın damgadan oluşan Türk kaya yazıtının aynı anlamdaki ana başlığıdır kanımca.

Anlambilim ve yorum bilim açısından ortaya konulanlara göre son iki Türk damgasının anlamında gün; ay, 12 ay; yani yıl kurgulanmış görünmektedir. Bunların da üniversitelerimizin bu konulardaki ilgili bölümlerince irdelenip sorgulanacağını ümit ederim.

“En eski yazılı kaynaklar, şimdilik, M.Ö. 3000’den daha ileri gitmemektedir. Sibirya’nın Irkuts bölgesinde yer alan Lena kaya resimlerinin çizilişi ise M.Ö. 14- 12 binlere kadar uzandığına göre arada kalan yaklaşık 10 bin yıl aydınlatılmaya muhtaçtır “13.

Bu çalışmada çözümlenmeye çalışılan kaya yazıtında çok sayıda kaya resmi var. Güreşen iki deve de! 14 Ve yazıtta bununla ilgili iki kısa sözcük var(APIŞIP PÜER>APIŞIP ÜER); bunu anlatan! Yani yazıt ve resimler aynı dönem! Ve bu bölge Irkuts’ a bitişik! Özetle buradaki Türk kaya yazıtlarının yaşı 15 bin yıl olabilir kanımca! Ve yine kanımca bu Türk kaya yazıtında güneş yılı denilen Yenigün’ün kutlandığını; Türk dili ne; söylencelerine; hatta Türklerin “törü” lerine ilişkin çok değerli bilgilerinde çözümlenmeyi; anlaşılmayı beklediği görüşündeyim. Dil izdüşüm gibidir ve gerisindeki bütünü gösterir!

Ayrıca çözümlenen sözcüklerin baskın düşünce yazısı (ideogram) niteliği de unutulmamalıdır; bu yazı tipi yazının gelişiminde ilk aşamalardandır!

Görsel 14

Türk ulusunun değerli oğlu Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu şöyle demiş: “Unutmayalım. Dil bir milletin şerefidir; ancak şerefini koruyan milletler dünyada ciddiye alınır.”

Uluların en ulusu güzel dilimiz Türkçe en değerli varlığımızdır. Ona sımsıkı sarılmalıyız. Güneş ısıtsın; ışıtsın; aydınlatsın hepimizi! Sağlıcakla kalın!

Not: Yukarıdaki yazının telif hakkı T.C. 5836 Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre yazarlarına aittir. Tümüyle iktibas edilemez ve kısmen atıfta bulunup, kaynakça belirtilmeden alıntı yapılamaz.

Kaynakça

1. Ergenekon, Begümşen; 2018, Muhsin Durlu: Güdül Türk Kaya Yazıtları ve Gizemleri, dagarcikturkiye.com (http://dagarcikturkiye.com/muhsin-durlu-gudul-turk-kaya-yazitlari-ve-gizemleri-yd-2360.html)

2. www.dieweltdertuerken.org › Home › Vol 1, No 1 (2009) › DEMİR Türk Tarihinin ve Kültürünün Kaynağı Olarak Kaya Üzeri Resimler , s 15

3. Ortaçağ’da Türklerde Bilginin Varlığı M Özmenli – The Journal of Academic Social Science, 2012 – acikerisim.giresun.edu.tr, s. 171

4. [PDF] Osman Fikri Sertkaya ve Türk Runik Metinleri E AYDIN – EJOS, 2006 – cms.inonu.edu.tr

5. Kırgızların Eski Yazısının Tarihi Hakkındaki Görüşler M Nurmatov – Dil Araştırmaları, 2015 – dergipark.gov.tr

6. TÜRK RUNİK ALFABESİNİN KÖKENLERİ LY TUGUŞEVA – Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 2012 – dergipark.gov.tr

7. [PDF] Türk “Runik” Alfabesinin Kökeni G Clauson – Dil Araştırmaları, 2012 – dergipark.ulakbim.gov.tr

8. [PDF] Küreselleşme Sürecinde Türkiyat Araştırmalarının Yeri ve Önemi C GELEKÇİ – Yayına Hazırlayanlar, 2006 – turkiyat.hacettepe.edu.tr

Bunları da sevebilirsiniz