Yirmi Üç Dakika

Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti ve Trump görüşmesi epeyce yoruma neden oldu. Dağ fare doğurdu diyenlerin yanı sıra beklendiği gibi bir görüşme oldu diyenler de çıktı.

Özellikle görüşmenin süresine vurgu yapan yorumlar ilgi çekiciydi. Erdoğan-Trump buluşmasının 23 dakika sürdüğüne odaklanan kimileri oturdusu-kalktısı, çevirdisi-anladısıyla görüşmenin net süresinin yarı yarıya azalmış olduğunu da dile getirdiler. Bu ve benzeri yorumların haklılık payı yok değildir. Bir görüşmeye ayrılan süre hiç kuşkusuz verilen önemin göstergesidir.

Ancak!

Süre kısa olsa da istenirse gereken iletinin verilmesinin her şeye karşın olanaklı olduğu unutulmamalıdır.

Biraz geriye gidelim. Erdoğan-Trump görüşmesi öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin’de olduğunu anımsayalım. Türkçe’ye “Bir Kuşak, Bir Yol” olarak çevirilen önemli bir tasarımın konu edildiği dorukta Cumhurbaşkanı’nın verdiği bir fotoğrafı gözlerimizin önüne getirelim. Erdoğan o karede Çin ve Rusya liderleri arasında yer almıştı. Coğrafyamızın önemli girişimlerinden birisi sırasında verilen bu fotoğraf en azından Türkiye’ye verilen önemin kanıtı sayılmalıdır. Bölgemizin iki önemli oyuncusu Çin ve Rusya Türkiye Cumhurbaşkanı’nı aralarına alarak çok önemli bir mesaj vermişlerdir.

Cumhurbaşkanı işte böylesine önemli bir toplantıdan sonra verilen bir fotoğraftan aldığı (ya da almış olması gereken) güçle oturmuş olmalıydı masaya!

Masaya oturulduğu sıralarda ABD’nin terör örgütü PYD-YPG’yi silahlandırmakta olduğu ve hatta görüşme sırasında yine ABD’li bir yetkilinin terör örgütünün ileri gelenleriyle birlikte fotoğraf verdiğini unutmamakta yarar var.

Görüldüğü gibi NATO müttefikimiz ABD’nin tercihi son derece açık ve ortadadır. Durum böyleyken Türkiye’nin duracağı yer ve tutacağı saf da kendiliğinden ortaya çıkmış olmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’la buluşmadan önce verdiği fotoğraf Türkiye’nin durması gereken yeri ortaya koymuştur. O fotoğrafta Erdoğan’ın iki yanında yer alan Çin ve Rusya liderleri de Türkiye’yle birlikte olduklarını ilân etmişlerdir.

Erdoğan-Trump görüşmesinin kısalığına takılıp kalanlara seslenmekte yarar var.

Doğru ve etkili bir mesaj için yeri geldiğinde değil 23 dakika 23 saniye bile yeterlidir. Yeter ki o mesajı verme kararlılığında olunsun! Ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bu denli açık ve tartışmasız bir ortamda; üstelik arkasına Avrasya gücünü almışken bu kararlılığı gösterememiştir.

Yirmi üç dakika içinde suç odağı İncirlik’ten söz edilmemiş olması büyük eksikliktir. İncirlik’in adının anılması bile bambaşka etki yaratabilirdi.

Bu yapılmayınca, 23 dakikalık görüşme Nazım Hikmet’in 23 sentlik askerini anımsatan sıradanlıkla anılmaya mahkûm bir karanlık sayfaya dönüşmüştür.

Üzüntümüz bunun içindir…

Bunları da sevebilirsiniz