Tüyap Kitap Fuarının ardından…
Bu etkinlik öncesi 12.00 – 15.30 arası, fuarın sivil toplum kuruluşlarına ayrılan salonda, 1-A Salon 507 nolu “Uluslararası Aktivist Sanatçılar Biriiği” standında dostlarla buluştum. Özellikle Abdürrahim Sercan dostum ile Kürt Sorunu üzerinde fikir alışverişinde bulundum. Ali Gevgilili etkinliğinin ardından Saat:17.00 sonrası 1-A Salon 607 numaradaki “Dağarcık Türkiye” standında olacaktım, ama bir türlü kısmet olamadı. Bir türlü vakti ayarlayamadık. Akşama Alsancak Can Yücel Sokağı’ndaki Miko Kafe’de 21 yıldır kitap fuarlarına birlikte katıldığım arkadaşlarla buluştuk. Şair Mutlucan ve Elvan, Koray ve yeni sevgilisi, Sevinç, Fatoş, Mehmet Ersoy, hepimiz oradaydık. Mekan sahibi Cenap Baba’nın sımsıcak kolları altında hasret giderdik.
21 Nisan Perşembe öğleden sonra Etki Yayınevi’nin 2 nolu Salon 712-C numaralı standında kitaplarımı imzalamaya bile pek fırsat bulamadan kaçtık fuardan. Hemen WINN… Nereye mi?… Doğru Çeşme’ye, eve… 20 yıldır her gün tam mesai, sabahtan akşama TÜYAP’a katıldım ve kitap imzaladım. Yani, 1600 saat görev yaptım. Yetti gari… Artık tamam… Benden bu kadar. Sağlıcakla kitapsever aydın canlar…
Not: Bu ay, “Kürt Sorunu’nda Kesin Çözüm” başlıklı bir araştırmamı yayınlayacaktım. Araştırmamı okuyan tüm yakın dostlarım kıyamete kopardılar. Meğer çok radikal bir çözüm önermişim. Şimdi önerimi daha ayrıntılı bir hale getiriyorum ve sosyologlara okutuyorum. En gerçekçi çözüm benim önerimdir, buna inanıyorum. İlerde yayınlamak üzere sağlıcakla. Şehitlerimizin ailelerine başsağlığı diliyorum, elimden başka bir şey şimdilik gelmiyor. .