Nihayet Yörük romanı…

Biz Yörükler için arada sırada sevindirici bir iki haber alırız… Hep Kürtler filan gündemdedir ya, 1071 Malazgirt sonrası Anadolu’yu Türk vatanı yapan Yörüklerin, Türkmenlerin, Yunus Emrecilerin, Tahtacıların, bilumum Türk Kızılbaşların, esamisi bile okunmaz. Yeter yahu! Azıcık ta biz Yörüklerin türküsü çalınsa olmaz mı?… Şaka bir yana sadede gelelim. Önce İzmir Edebiyat çevrelerinden tanıdığımız güzel insan Muhammet Güzel’in Yörüklerle ilgili Tekin Yayınevi tarafından basılan “Son Göç” romanı postadan güzel bir ithaf ile birlikte çıktı geldi… İkinci olarak bölgemizdeki Yörüklerle ilgili olarak Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, geçenlerde bir anlamlı “Yörük Şenliği” düzenledi. Yazımızın sonunda bu şenlikle ilgili bilgiler vereceğiz.  SON GÖÇ ROMANI  Muhammet Güzel romanında Anadolu’nun kimsesiz ve itilmiş kakılmış halkı Yörüklerin duyarlığı, gelenekleri, aşkları, hüzünlerini ustaca kaleme alınmış bir romanda ebedileştirmiştir.  Yazar kitabını şöyle tanıtmakta: “ Evet, benim yiğit kardeşim. Bunları göçerken de yaşıyorduk, iyi söyledin. En azından biz kimiz, nereden gelip nereye gidiyoruz, bilmekteyiz. Bir düşünsene; o, hem Yörük olduklarını söyleyip hem bizi aşağılamaktan geri durmayanları. Ebemin hep kızdığı; kendilerine hanlardan, saraylardan, paşalardan, padişahlardan soy sop uydurmaya çalışanları. Onlara göre ne kadar şanslıyız. Onlar yıkıntıların arasında aranırken biz dağlara, gökyüzüne, aya, güneşe, bulutlara, yağmurlara fırtınalara bakacağız. Kendi yaşadıklarımızı anıp, o dağların, sahillerin ulaşılmaz, ele avuca gelmez havasına kanat vuran göçmen kuşların katarlarına bakıp onlara, yerden yoldaşlık eden son katarlardan birinin ardında davar süren çocuklar olduğumuzu hiç unutmayacağız. İşte bu güzel hayatımızı hep anımsayıp anacağız. Öylece de anlatacağız. Doğru görüp, öğrenip yaşadıklarımızı, dosdoğru anlatacağız çocuklarımıza, torunlarımıza.” Muhammet Güzel’e göre, “Kendilerini doğanın bir parçası olarak gören, modern insanın doğayla mücadelesinin tersine doğaya saygıyla yaklaşan, konargöçer yaşamları içindeki her eylemlerine kuşaktan kuşağa aktarılan deneyimlerle bir anlam yükleyen Yörüklerin yerleşik yaşama geçmeleri elbette kolay olmayacaktır. Yalnızca bir kez daha göç edebileceklerdir. Yaşayacakları “Son Göç”tür bu…” Muhammet Güzel’i uzun yıllara dayanan duygu ve gözlemlerinden kaynaklanan ve Tekin Yayınları’nca basılan 368 sayfa romanı birkaç daha okuduktan sonra edebi irdelemesini de sonra yazmaya kararlıyım. Şimdilik sadece haberini duyuruyorum. MUHAMMET GÜZEL KİMDİR? Muhammet Güzel, Manavgat Denizyaka köyü göçer Yörüklerinden.  1956’da bir yaz günü Sultandağlarında doğar. Aile yaşamı göçerlikten dolayı kışın Antalya –Manavgat Denizyaka Köyü ve çevresinde, yaz aylarında Sultandağlarında geçer. İlkokulu Manavgat ilçesinin Denizyaka-Hocalar-Bereket köyleri ile Konya-Yunak Çayırbaşı Köyü İlkokuluna giderek tamamladı. Ortaokula Serik ilçesinde başladı, Antalya Yavuz Selim Ortaokulunda devam etti. Antalya Lisesi’nde başladığı eğitimine Ankara, İzmir’de devam etti ve İzmir Sıdıka Rodop Lisesinden mezun oldu. Devamında 1994-97 yıllarında Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü Ön Lisans Programı’nı mektupla bitirdi. Yapıt, Petek, Broy, İnsancıl, Damar vb. dergilerde şiirler yayımladı. Serik Postası-Serik, kapatılıncaya kadar da Cumhuriyet Gazetesi Güneydoğu ekinde yazılar haberler yazdı. Atlas dergisi ve birkaç kitap kapağında fotoğrafları yayımlandı. Evli ve dört çocuğu var. Kitapları: Özgürlüğe Yörüktük -1996 Arda’s Yayınları İzmir  Sisyazı – 1997 BEKSAV Yayınları İstanbul Düş Nöbeti – 2007 Sone Yayınları İstanbul  yayımlandı.   Sisyazı ile 10. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali -7-13 Ekim 1996- ‘En İyi Şiir Dosyası Ödülü’ aldı.      MUHAMMET GÜZEL’DEN BİR ŞİİR GÜLE MERDİVEN   aşk kapısını kafama deli bozuk seller çaldı kollarımın dikeninde öptüğüm gül kanadı   kırılan sular aldı gitti buzuldan kaymağını gizleyip soğuk aynasında batan güneşi ağıtlara yolladım çoban ateşleriyle beleyip   her türküde bir sevdaya uyandım her kırılan kapı bir güle açılır sırtlayıp buz dağlarını ateşlere daldım rengini şiirlere sakladığım güle gün tükenmeden nasıl varılır. Muhammet Güzel’in şiirleri için ne dediler?: Adnan Yücel : “Özgürlüğe Yörüktük” adlı kitabından sonra, Altın Koza Şiir Birincilik Ödülü’nün alan; ‘Sisyazı’ kitabıyla Muhammet güzel günümüz şiirinde yepyeni bir ses özelliği gösteriyor. Toplumcu- gerçekçi damardan kopmadan kendini var eden ve rengini Türkmen kilimlerinden, yayla pınarlarından, yarpuzlardan, kekiklerden alan bir ses. Şiirin insansızlaştırılmak istendiği bir dönemde ne çok umut yüklü…”  Suna Aras: “Düş atına atlayıp ölüm tarlasına çevrilen gezegenimizi yeniden kurmaya kalkışan Muhammet Güzel, doğaldır ki uslanmaz bir yörüktür. “Yaz olan bir yer hep vardır” diyorsa umutludur da, “Önsöz” şiirinde olduğu gibi. Her dizesinden ayrı bir tat alarak okudum şiirlerini “SİSYAZI” ya şiir sevenler adına içtenlikle merhaba diyorum.”   SEFERİHİSAR’DA YÖRÜK ŞENLİĞİ  2015 yılı Temmuz ayı içinde Seferihisar Belediyesi, Seferihisar Kaymakamlığı, Tekeli Yörük Derneği, Karakoyunlu Yörük Derneği, Payamlı Köyü Muhtarlığı’nın ortaklığıyla gerçekleştirilen Yörük Şenliği, çevre ilçelerden ve İzmir’den birçok misafiri ağırladı. Seferihisar Kaymakamı Resul Çelik ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de katılımıyla gerçekleşen Yörük Şenliği etkinliğinde, Yörüklere özgü kültürel değerler tanıtıldı. Misafirlere keşkek, gözleme ve İzmir Koyun Keçi Birliği tarafından keçi sütünden yapılmış dondurma, tulumda dövülerek yapılan yayık ayran ikram edilirken, kıl çadır ve şenlik için özel olarak getirilen deve katılanların yoğun ilgisini çekti. Şenlikte konuşan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer; “Yörükler bu toplumun çimentosu, kökü. Binlerce yıl boyunca bu topraklarda bir kültür yaratmış, muazzam bir miras bırakmış bir gelenekten bahsediyoruz.   Şöyle bir örnek vermek mümkün olabilir; on bin yıldır bu topraklarda tarım yapan tarımı insanlıkla buluşturan ve gerçekten bundan beslenip kendi kendine yeten bir ekonomi yaratan bu insanlar son 300 yıldır şehirleşme dediğimiz bambaşka bir rotaya girdiler. Ama öyle bir gecede bir yılda 200 yılda binlerce yılın geleneği değişmiyor. İçinde yaşadığımız hız çağı, bütün bunları yok saydırıyor, unutturuyor. Onun için olanca gücümüzle sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu gelenekleri yaşatmak için bu kültürü korumak için üzerimize düşene varsa yapmaya devam edeceğiz, çünkü biliyoruz ki köklerimizden koptuğumuz an geleceğimizi de karartıyoruz. Onun için köklerimize geleceğimize sahip çıkabilmek için bu yıl ilkini yaptığımız Yörük Festivalini  büyük coşku içinde yıllarca kutlamaya devam edeceğiz “ dedi. Seferihisar Kaymakamı Resul Çelik; “Kültür, bilim adamlarının  üzerinde çok konuştuğu bir konulardan bir tanesi. Biz şunu biliyoruz ki, kültür maddi manevi bir birikimidir. Türk kültürümüzün en önemli unsuru Yörük kültürüdür. Bizler bugün burada Yörük kültürümüzü en yakından tanımak, benimsemek, özümsemek için bir aradayız. Evlatlarımız ilk önce kendi öz kültürlerini öğrenmeleri gerekiyor, ama öğrenmekten çok bunları gelecek nesillere aktarmaları gerekiyor. Bunu şenlikte söz den daha çok öze örnek vereceğiz. Kültürümüzün içinde olan kıl çadırlar, yayık ayranlar yöresel kıyafetleri göreceğiz. Ben bu güzellikleri yaşatan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi Şenlik, konuşmaların ardından Müzik Öğretmeni Dilek Güney yönetimindeki Seferihisar Belediyesi Çocuk Ve Gençlik Merkezleri Türk Halk Müziği Korosu’nun türküleriyle devam ederken, derneklerin halk oyunları etkinliğe hareket kattı. Şenlik son olarak deve oyunu ve Ayfer Güleç Keçe Atölyesinin yaptığı workshopla tamamlandı.

Bunları da sevebilirsiniz