Gençlik İçin Barış!

Güney İsviçre Komünist Partisi Genel Sekreteri Massimiliano Arif Ay DağarcıkTürkiye için yazdı:

Gençlik için barış; işçi sınıfı için adil ücret; komünistler için anti-emperyalizm!

İngilizceden çeviren: Deniz Altunlu – Boğaziçi Çeviri Merkezi

İsviçre federal bir ülkedir; onu oluşturan 26 cumhuriyetin (kantonun) kendi yasaları vardır. 1 Mayıs, İtalyan İsviçresinde (Ticino) işçiler için tatil günü sayılırken, İsviçre´nin Almanca konuşulan tarafındaki birçok kantonda olağan bir iş günüdür. Fakat tüm ulusu bağlayan yasalar da vardır, 1999´a kadar grev yapmayı yasaklamış olan yasa gibi.

Bu yıl 1 Mayıs´ta, 18 Mayıs´ta halk oylamasına sunulacak iki büyük konuya odaklanılacak: hükümetin sipariş verdiği yeni askeri uçakların satın alımı ve sendikaların tüm ekonomik sektörlerdeki tüm işçiler için bir asgari ücret belirleme önerisi.

İlk konu üstüne ayağa kalkan, Güney İsviçre Komünist Gençliği, Öğrenci Sendikası SISA ve İsviçre Barış Hareketi´nin önderliğinde çoğunlukla gençler oldu. Çıkış noktaları basit: ekonomik krizin ortasında yeni savaş uçakları için 3 milyar frankı geçen bir para harcamak kabul edilemez. Tarafsız bir ülke olarak adlandırılan İsviçre´nin hali hazırda gereğinden fazla askeri uçağı bulunuyor: 32 taneye sahipler. Yeni uçaklarla bu sayı 54´ü bulacak. Topraklarını korumak için İsviçre´nin aslında sadece 12 uçağa gereksinimi var. İsviçre milis ordusu ve havacılığını kontrol eden, NATO bağlantılı emperyalist burjuvazi ise, %50´si Amerika´da imal edilen savaş uçaklarının satın alımı için emekçilerin fedakarlıkta bulunmasını buyuruyor. İlerici gençlerin generallerin kibirliliğinden ve zorunlu askerlik hizmetinden giderek bunalmaları, bu meseleye karşı ayağa kalkmalarını kolaylaştırıyor: onlar bu paranın sosyal güvenlik ve devlet okullarına harcanmasını istiyor, silah endüstrisine değil.

İsviçre işçi sendikaları özellikle asgari ücret için hareketlenmekte. İsviçre´de işverenler, Bern ve Avrupa Birliği arasındaki ikili anlaşmaların dayattığı emek piyasasındaki serbestleştirmeden yararlanıp emekçilerin ücretlerini düşürmeyi sürdürüyor. Yerleşik işçiler ile çalışmak için İtalya´dan İsviçre´ye gelen (ve daha az paraya çalışmayı kabul eden) sınır işçileri arasında ırkçı hislere yol açan bir “fakirler savaşının” önüne geçmek için asgari ücret uygulamak şarttır. Fakat İsviçre siyasetinin sağ kanadı bunu kabul etmiyor: seçimleri kazanan büyük faşist parti İsviçre Halk Partisi (SVP), işçilerin haklarına ve sendikalara karşı kampanyada başı çekiyor.

Güney İsviçre Komünist Partisi bu iki mücadeleyi desteklemekle birlikte, sokaklarda yeni bir öneriyle yer alacak. İsviçre doğal kaynakları olmayan, bu nedenle izolasyoncu olamayacak bir ülke. Ancak İsviçre halkı Avrupa Birliği´nin dayatmalarından bıkmış durumda; bu nedenle halklar ve ülkeler arasında herkesin kazandığı çok taraflı bir işbirliği geliştirmek için yeni ortaklar bulmak gereklidir. Biz komünistlere göre İsviçre BRIC ülkelerine açılan bir egemen ülke olmalıdır: özellikle Rusya ve Çin´e, ama aynı zamanda Latin Amerika´ya. İsviçre´yi Avro-Atlantik jeopolitik emperyalizminden çıkarma mücadelesi komünistlerin stratejisidir, ancak o zaman ekonomik büyümeyi çoğunluğun yararına olacak şekilde yenileyebilir ve yeni sosyal haklar kazanabiliriz.

Bu üç yönerge ile Lugano sokaklarında işçiler, göçmenler, öğrenciler, barış aktivistleri ve işsizlerin yanında olacağız. Akşam komünistler 1 Mayıs´ı Giubiasco köyünde, genç bir Türk yoldaşın işlettiği yeni bir restoranın açılışı için kalabalık bir yemekle kutlayacak.

Bunları da sevebilirsiniz