İşgal Et Hareketi (Occupy Movement)

28 Mayıs 2013 tarihinde Taksim Gezi Parkına uygulanması planlanan kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde bir duvarın yıkılması ve hemen ardından yapılan ağaç sökümleri Gezi Parkı Direnişlerini başlatmıştır. Bu süreçte ana akım medyanın bu haberleri vermekten kaçınması, protestocuları sosyal medya üzerinden haberleşmeye ve bilgilendirmeye itmiştir. Bilgi akışı sırasında ise sıklıkla mesajların altında occupy.gezi bilgisine rastladık. Bu Occupy.gezi neyi ifade ediyordu, bir çok kişide bu konu ile ilgili soru işareti oluştu. Bu soru işaretlerini aydınlatmak için öncelikle (Occupy Movement) İşgal Et Hareketinin ne olduğunu anlamak önemli.

İşgal Et hareketi protestocuları tarafından kullanılan slogan «Biz % 99’uz « dur. Bu slogan 2011 Ağustos ayı sonlarında Tumbler.blog sayfasında karşımıza çıkmıştır. Kastedilen ise diğer %99 ile karşılaştırıldığında zenginlik yoğunluğunun tepedeki %1 de olduğudur.

Hareketin Amacı

Hareket, ilk başlarda amaçlarını net olarak ortaya koymadığı için eleştirilmiştir. 7 Ekim 2011de Amerika’ya karşı bu küresel boykotun başlatılmasına öncülük edenlerden(Adbusters) Kalle Lasn[1], hareketin ilk aşamalarındaki istekler ve liderler bu hareketin büyümesine olanak veren «gizemli parçalardı” diye açıklama yapmıştır. TheGuardian’da Naomi Wolf, daha çok medya tarafından yaratılan «protestocuların belirli bir amacı yok” izlenimini yanlış bulmuş, «hareket, paranın siyaseti yozlaştırdığını görmüş ve buna son vermek gibi açık ve net bir hedefi var” demiştir. New Yorker Dergisi’nde White ve Lasn isteklerini şöyle sıralamıştır: Bankacılık sistemindeki düzenlemelerin sıkılaştırılması, yüksek frekanslı ticaretin yasaklanması, 2008 krizinden sorumlu tüm mali dolandırıcıların tutuklanması, siyasetteki yolsuzlukların araştırılması ve kavuşturmalarının yapılması için bir başkanlık komisyonunun kurulması. Bloomberg Businessweek protestocuların, daha fazla ve daha iyi iş, daha eşit dağılmış gelir, banka reformu ve şirketlerin siyaset üstündeki etkilerinin azalmasını istediklerini yazmıştır. Hareket yaygın olarak antikapitalist olarak tanımlanmıştır.Nitekim kapitalizm, büyük şirketler ve hükümetler protestoların odağıdır. İşsizlik, adaletsiz yaşam, savaş ve post-modern sömürgecilik protestolara neden gösterilmiştir. İngiltere Occupy, oluşum nedenini şu şekilde açıklamaktadır: Krizlerde hükümetler finansal piyasalara ve örgütlere karşı sıradan vatandaşların çıkarlarını koruyamamıştır. Küçük şirketler, aile şirketleri ve bunların ailelerinin oluşturduğu toplum, nedeni olmadıkları bu krizin bedelini ödemek zorunda kalmıştır.

İşgal Et Hareketinin Mayıs 2012 de açıkladığı manifestosunun özeti ise aşağıda sunulmuştur:

1. Ekonomi, insanların refahına hizmet etmeli ve çevreyi destekleyip özel kâra değil çevreye hizmet etmelidir. Emeğe, finansal ya da ticari kâra göre değil, sağladığı toplumsal yarara göre değer biçilen bir sistem istiyoruz.

2. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için, ekonominin yerelden küresele doğru her düzeyde demokratik olarak yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnsanlar, finansal kurumlar, kıtalararası şirketler ve bunların lobiler üzerinde demokratik bir kontrol hakkına sahip olmalıdır.

3. Bizler politik sistemlerin tümüyle demokratik olması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple uluslararası kurumların tam anlamıyla demokratikleştirilmesini ve birkaç hükümetin sahip olduğu veto hakkının kaldırılmasını talep ediyoruz. Bizler toplumumuzda var olan çeşitliliği ve farklılığı gerçekten temsil edebilen bir politik sistem istiyoruz.

Hareketin Demokratik Yapısı

Hareket karar almada «öncelikli vaatlerinin” katılımcı demokrasi olduğunu açıklamıştır. Hareketin demokratik sürecini, herhangi bir protestocunun da söz sahibi olabildiği çalışma grupları oluşturmaktadır. Önemli kararlar, Genel Kurul ile alınmaktadır. karar verme sürecinde doğrudan demokrasinin uzlaşma modeli kullanılmaktadır. Çalışma gruplarında isteyen herkesin sırayla konuşabildiği bir süreç uygulanmakta, katılımcıların yorumlarının alındığı toplantılar yapılarak kararlar oluşturulmakta ve bu kararlar Genel Kurula her bir çalışma grubunca iletilmektedir.. Diğer bir ifadeyle İşgal Et’in (Occupy) lidersiz modeli, İşgal Et’in gerçek bir halk hareketi olması için, her bir bireye eşit katılım hakkı vererek farklı seslere izin vermekte, kararlar, herkesin öneri vermesine, katılımına, tartışmasına ve karar verilmesine açık olan Genel Kurul tarafından demokratik olarak alınmaktadır

İşgal Et hareketi şiddet kullanmamak taahhüdüyle başlamıştır. Genellikle şiddet karşıtı teorisyen Dr. Gene Sharp’ın raporları ve çalışmaları referans gösterilmiştir. ABD deki kamplarda çalışma grupları, Sharp’ın Diktatörlükten Demokrasiye adlı kitabı ve Şiddetsiz Eylemin 198 Yolu adlı çalışmaları referans alınarak organize dilmiştir.

İşgal Et Hareketleri ve Sosyal Medya

11 Ekim’de bir gün de Facebook’daki bir İşgal Et sayfasında, işgal et etkinlikleri 73,812 mesaj ve yorumla en üst noktaya ulaşmıştır. 2 Ekim de İşgal Et sayfaları ile ilgili toplam 1,170,626 posta ve yorum bulunmaktaydı.. Facebook eylemleri yoğun olarak kolej kasabalarında ve devlet başkentlerinde yer almaktaydı. ABD ‘deki İşgal Hareketi, esas olarak çevrimdışı bir hareket olmuştur. İnsanlar şehir merkezlerinde toplanmış kamplar kurmuş, yüzyüze toplantılar yapmış kararlarını genel kurullarda toplanarak almış olmasına rağmen facebook, twitter, youtube, meetup, livestream ve bireysel web siteleri de aktif olarak harekette yer almıştır.

Hareketin küreselleşmek adına, dünyanın diğer bölgelerinde olan İşgal Et Hareketleri ile bir fikir beraberliği oluşturma çabaları devam etmektedir. Bu küresel harekete, 21. Yüzyılın siyaset, devrim ve ütopyasına davet denilmektedir.

Dünya’da olan İşgal Et Hareketleri

17 Eylül-14 Ekim 2011 Wall Street

15 Ekim- 4 Kasım 2011 Küresel Protesto; Auckland, Sidney, Hong Kong, Tokyo, Sao Paulo, Paris, Madrid, Berlin, Hamburg, Leipzig ve bir çok şehrin dahil olduğu 900 kentte yapılmıştır.

5- 25 Kasım 2011 Banka Transfer Günü Amerikalıları paralarını büyük şirketleri besleyen bankalardan çekip küçük firmaları destekleyen kredi birliklerine transfer etmelerini destekleyen yürüyüştür. Yaklaşık 600.000 kişi parasını transfer etmiştir

26-Kasım 31 Aralık 2011 İşgal, odak noktasını dar bir boyutta tuttuğunu düşünerek bankalar odağının daha ötesine geçmeye karar verdi., %99’un çıkarlarını koruyabilecekleri ana politikaları belirleyebilecekleri eylem grupları kurmaya başladılar.

01 Ocak 2012- devam etmekte, Nijerya’da Devlet Başkanı Jonathan yakıt sübvansiyonlarının kaldırılacağını açıkladı. İşgale küresel boyutta destek geldi. Sonuçta Başkan geri adım attı.

Daha sonra, Ermenistan, Belçika, Kanada, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Kıbrıs, Danimarka, Fransa, Almanya, Hong Kong, İtalya, Malezya, Meksiko, Moğolistan, Hollanda, Yeni Zelanda, Nijerya, Norveç, İrlanda Cumhuriyeti, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, İsviçre, İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya, Galler’ de bu hareket olmuştur. Şu sıralar Türkiye’ de gerçekleşen gezi direnişi de bu hareketlerden biri olarak literatürde yer almaya başlamıştır.

Kaynaklar

William YARDLEY, The Branding of the Occupy Movement, New York Times, 27.11.2011

Neal CAREN, Sarah GABY, Occupy Online: Facebook and the Spread of Occupy Wall Street, Social Science Research Network, 24.11.2011, http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=1943168&download=yes, 10.6.2013

Verena DOBNİK, Wall Street Protesters: We’re in for the long haul, Bloomberg Businessweek, 2.10. 2011.

Derek THOMPSON, Occupy the World: The ’99 Percent’ Movement Goes Global, The Atlantic, 15.10.2011

Naomi WOLF, The shocking truth about the crackdown on Occupy, The Guardian, 25.11.2011

www.marksist.org/dosyalar/7259-occupy-hareketinin-kuresel-mayis-manifestosu 10.6.2013

Marksist.org, Occupy Hareketlerinin Küresel Mayıs Manifestosu, 17.5.2012

http://en.wikipedia.org/wiki/Occupy_movement#Goals 10.6.2013



[1] Uzun zamandır bir antitüketim dergisinin editörü olarak çalışmaktadır. ABD’de Wall Street İşgali süresinceolan gösterilerde beslenen öfkeyi yatıştırdı ve onu markalaştırdı