Başlıktaki sıfatın isim hali olan Fransızca´dan dilimize girmiş strateji sözcüğü Yunanca kökünde karargâh demektir. Yani, strateji köken olarak genelde algılandığı gibi sadece askeri anlam boyutu başat olan değil de karar verme, komuta etme ve yönetme ile ilgili her durumu kapsayan aynı zamanda sivil boyutu da olan bir kavramdır. Ancak akıl ve bilim yerine zorlantılı gücün egemen olduğu binlerce yılı kapsayan önceki çağlar boyunca askeri mahiyet ile kullanımının olağan bir durum olduğu açıktır. Oysa şimdi artık akıl ve bilimin egemenliğindeki bir döneme girişin başlangıcı olarak 21. Yüzyıl´da bu kavramın sivil boyutunun başat kullanım kipi olacağını söylemek yanlış olmasa gerekir diye düşünüyorum.
Eğer toryum yerine uranyum yazılsa idi başlık için bu açıklamayı yapmak zorunda olmayacak ve sözcüğü alışılmış genel anlamı ile askeri strateji yönünden algılanmasına göz yumacak idim. Çünkü nükleer teknolojinin uranyum kaynağından beslenmesinin genelde silah yapımı amaçlı olduğu çok bilinen bir gerçektir. Oysa toryum kaynağının enerjetik faydası yalnızca sivil amaçlı, yani refah, gelişme ve barış için kullanılabilmektedir. Bu durumda da başlıktaki stratejik sıfatı ticari işlere yönelik yüksek yönetsel niteliği olan şey anlamında kullanılmaktadır. Böyle bir açıklama uranyumun kırmızı karakterine karşılık toryumun nükleer yakıt olarak bu niteliğine atfedilen «yeşil” karakterini belirginleştirmek için gerekliydi.
Bu girişten sonra toryumun enerji kaynağı olarak faydasını veriler temelinde öteki kaynaklar ile karşılaştırmalı olarak sunmak istiyorum.Bu veriler, ABD’li nükleer araştırmacı R. Hargraves’in elektrik üretimindeki fiili ortalamaların temel alındığı, bu nedenle de sektörü temsil eder niteliği haiz olan bir çalışmasındaki maliyet değerlerleridir. Hargraves doğal gaz, kömür, biyo kütle, rüzgâr ve güneş kaynaklı olarak üretilen elektrik enerjisinin kilowatt/saat başına cent olarak maliyetini sırasıyla 4,8, 5,6, 9,7, 18,4 ve 23,5 olarak vermektedir. Oysa aynı araştırmacıya göre toryum kaynaklı elektrik enerjisinin maliyeti 3,0 ¢/kWh’tir. Yani toryum kömüre göre yüzde 40’a yakın bir oranda daha ucuz bir elektrik üretimine el vermektedir.
İnsan bu karşılaştırmayı görünce gayri ihtiyari olarak dünyadaki rezervlerin % 11 veya 14’üne sahip olduğumuz ifade edilen toryum konusunda ne yapmakta olduğumuz sorusunu akla getiriyor.
Ayrıca da hemen gene birilerinin kuyruğuna yapışmış olup olmadığımız konusu da akla gelmiyor değil. Kendi göbek bağımızı ne zaman kesebileceğimiz sorusunu da ekliyoruz ardından sorgulamamıza.
Tüm bu sorular kapsamında yürüteceğimiz sorgulama ve irdelemelerle sürecek olan toryum enerjisi ile ilgili yazı dizisinin bu ikincisinde toryumun ticari boyutunun stratejik öneminin bir göstergesi olarak diğer kaynaklara göre üstünlüğünü göstermek istedim.
Ayrıca bu kapsamda konuyu destekleyici bir görüş olarak rahmetli Prof. Engin Arık Hanım’ın 27 Temmuz 2002 tarihli Hürriyet gazetesi Pazar ilavesindeki röportajından bir alıntı yapıyorum:
Bildiğim kadarıyla, toryum´un 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. Eğer 2005 yılına kadar yapılması planlanan yeni tip nükleer enerji santralleri gerçekleşirse, toryum bir numaralı element olacak. Çünkü yeni tip reaktörlerde yakıt olarak kullanılacak. Eğer biz toryum ile elektrik enerjisi üretebilmek olanağına kavuşursak, bu trilyonlarca varil petrole eş değerde bir enerji kaynağı olacak.
Şimdikinde maliyet boyutundan söz ettiğim, öncekindeyse dört yüz yıllık bir süre ile toplam enerji ihtiyacımızın tamamını karşılayabilecek olan potansiyelini vurguladığım yazılarımı toryum hakkında yeterli bir bilinçlenme oluşuncaya kadar sürdürmek istediğimi tekraren belirtmek istiyorum