Saatli Maarif Takvimi

Çocukluğumuzda yeni yıla girerken üç şeyin alınmasına özen gösterilirdi. Tombala, ince kabuklu Finike portakalı ve yeni takvim… Takvimlerin en ünlüsü, Saatli Maarif Takvimi idi… Yemek tarifleri, sevdalı maniler ve hava tahminleri çok ünlüydü. Zemheriyi, pastırma yazını, koca karı fırtınasını bu takvimin yapraklarından öğrenirdik… İlkokulda «takvim” ne demek diye sorduğum için Hayriye Hoca Hanım´dan ağır bir azar işitmiştim. Sınıfımızın en bilgiç öğrencisi «günleri gösteren belgedir” diye açıklamış ve takdir almıştı.
*
Bu tarifi asla içime sindiremedim. Takvimin «belge” değil”,« yöntem” olduğunu akşam evde annemden öğrendim. Takvimin, zamanı günlere, haftalara, aylara, yıllara bölme «metodu” olduğunu annem öğretti.
Daha ilk örneğinden itibaren insanlar zamanı ölçerken «güneş” ve «ay”ı kullanmışlar. Dünyanın, Güneş etrafında tam dönüşünü 365 gün ve 6 saatte tamamlanıyor. Buna Güneş Takvimi diyoruz. Dünyanın Ay etrafında 12 kere dönmesine de (12 x 29,5 =354 gün) Ay Takvimi veya Kameri Takvim diyoruz. Güneş takvimini bulanlar ve kullananlar Mısırlılar; ay takvimini bulanlar ve kullananlar Sümerliler… Sümerler, Mayalar gibi insanların gözünü korkutan günlere yer vermemişler. Öyle Şirince’de Kıyamet gibi uydurmaları adam yerine koymamışlar.
Toplumlar, takvim seçimi yaparlarken kendi tarihlerinin ve kültürlerinin önemli bir olayını başlangıç günü olarak almışlar. Romalılar, Roma kentinin kuruluşunu, Hıristiyanlar Hazreti İsa’nın doğumunu, Müslümanlar, Hazreti Muhammet’in Medine”ye hicretini ilk gün olarak seçmişler. Türklerin ilk kullandığı takvim, 12 Hayvanlı Türk Takvimi´dir. Selçuklular Melik Şah’ın hazırlattığı Celali Takvimini kullanmışlar. Her ikisi de Güneş esaslı takvimler… Osmanlı İmparatorluğu´nda ay ölçekli Hicri Takvimi kullanılırdı. 1790 yılından itibaren resmi dairelerde ve mali işlerin düzenlenmesinde Güneş ölçekli Rûmi Takvimi kullanılmaya başlandı.
*
Mısır medeniyetinde yılbaşı eylül başında kutlanırdı. Nil’in taştığı gün kutsal gün sayıldı; çünkü çevresindeki tarlaları suluyordu. Babil’de mart ayında yeni yıl (nevruz) takvimi esas alınırdı. Jul Sezar döneminde yılın ilk ayı ocak olarak benimsendi. İngilizce January denilen ay, aslında Roma Tanrısı Janos’tan gelmektedir. Janos bir yüzü geçmiş seneye, öteki yüzü gelecek seneye bakan tanrıdır.
1926 yılından beri Miladi Takvimi kullanıyoruz. Sadece, Ramazan´ın, bayramların ve mevlitlerin tespitinde Hicri Takvimi esas alıyoruz. Şimdi kimse yılbaşı gecesi için evine tombala, ince kabuklu Finike portakalı ve takvim almıyor… Gelenekler çok hızlı ve köklü olarak değiştirildi. Yaşım gereği tombala almıyorum. İnce kabuklu Finike portakalı da piyasada yok. Geriye bir Maarif Takvimi kalıyor ve ben de onu almadan duramıyorum…
Rüyayı mutlu, hayali umutlu yapan bugündür, Gönlünüz neyin özlemini çekiyorsa yeni yıl size onu getirsin…

Çocukluğumuzda yeni yıla girerken üç şeyin alınmasına özen gösterilirdi. Tombala, ince kabuklu Finike portakalı ve yeni takvim… Takvimlerin en ünlüsü, Saatli Maarif Takvimi idi… Yemek tarifleri, sevdalı maniler ve hava tahminleri çok ünlüydü. Zemheriyi, pastırma yazını, koca karı fırtınasını bu takvimin yapraklarından öğrenirdik… İlkokulda «takvim” ne demek diye sorduğum için Hayriye Hoca Hanım´dan ağır bir azar işitmiştim. Sınıfımızın en bilgiç öğrencisi «günleri gösteren belgedir” diye açıklamış ve takdir almıştı.

*

Bu tarifi asla içime sindiremedim. Takvimin «belge” değil”,« yöntem” olduğunu akşam evde annemden öğrendim. Takvimin, zamanı günlere, haftalara, aylara, yıllara bölme «metodu” olduğunu annem öğretti.

Daha ilk örneğinden itibaren insanlar zamanı ölçerken «güneş” ve «ay”ı kullanmışlar. Dünyanın, Güneş etrafında tam dönüşünü 365 gün ve 6 saatte tamamlanıyor. Buna Güneş Takvimi diyoruz. Dünyanın Ay etrafında 12 kere dönmesine de (12 x 29,5 =354 gün) Ay Takvimi veya Kameri Takvim diyoruz. Güneş takvimini bulanlar ve kullananlar Mısırlılar; ay takvimini bulanlar ve kullananlar Sümerliler… Sümerler, Mayalar gibi insanların gözünü korkutan günlere yer vermemişler. Öyle Şirince’de Kıyamet gibi uydurmaları adam yerine koymamışlar.

Toplumlar, takvim seçimi yaparlarken kendi tarihlerinin ve kültürlerinin önemli bir olayını başlangıç günü olarak almışlar. Romalılar, Roma kentinin kuruluşunu, Hıristiyanlar Hazreti İsa’nın doğumunu, Müslümanlar, Hazreti Muhammet’in Medine”ye hicretini ilk gün olarak seçmişler. Türklerin ilk kullandığı takvim, 12 Hayvanlı Türk Takvimi´dir. Selçuklular Melik Şah’ın hazırlattığı Celali Takvimini kullanmışlar. Her ikisi de Güneş esaslı takvimler… Osmanlı İmparatorluğu´nda ay ölçekli Hicri Takvimi kullanılırdı. 1790 yılından itibaren resmi dairelerde ve mali işlerin düzenlenmesinde Güneş ölçekli Rûmi Takvimi kullanılmaya başlandı.

*

Mısır medeniyetinde yılbaşı eylül başında kutlanırdı. Nil’in taştığı gün kutsal gün sayıldı; çünkü çevresindeki tarlaları suluyordu. Babil’de mart ayında yeni yıl (nevruz) takvimi esas alınırdı. Jul Sezar döneminde yılın ilk ayı ocak olarak benimsendi. İngilizce January denilen ay, aslında Roma Tanrısı Janos’tan gelmektedir. Janos bir yüzü geçmiş seneye, öteki yüzü gelecek seneye bakan tanrıdır.

1926 yılından beri Miladi Takvimi kullanıyoruz. Sadece, Ramazan´ın, bayramların ve mevlitlerin tespitinde Hicri Takvimi esas alıyoruz. Şimdi kimse yılbaşı gecesi için evine tombala, ince kabuklu Finike portakalı ve takvim almıyor… Gelenekler çok hızlı ve köklü olarak değiştirildi. Yaşım gereği tombala almıyorum. İnce kabuklu Finike portakalı da piyasada yok. Geriye bir Maarif Takvimi kalıyor ve ben de onu almadan duramıyorum…

Rüyayı mutlu, hayali umutlu yapan bugündür, Gönlünüz neyin özlemini çekiyorsa yeni yıl size onu getirsin…