Analiz 22

ABD’nin ülke notunun indirilmesinden sonra İtalya ve İspanya’nın da ülke notu indirildi. Belçika, Fransa, Portekiz, İngiltere de işler iyi gitmiyor.

İflas eden Yunanistan ekonomisinden sonra başka ülkelerin de iflasları kaçınılmaz olacaktır.

Euro bölgesi ekonomisi gittikçe daralmakta ve hala bu sistem krizinden çıkabilecek adımları atamamıştır.

Yunanistan veya takip eden başka ülkelere yapılacak maddi yardımlar, kurtarma paketleri, yalnız ve yalnızca çok uluslu bankaların alacaklarına gidiyor. Bu kurtarma paketlerinden aktarılan paralar o ülkelerin sanayisine, üretimin toparlanmasına gitmiyor.

Çok uluslu şirketler ülke yönetimlerine yaptıkları baskılarla alacaklarını kurtarmaya çalışıyorlar. Kurtarma paketi diye adlandırılan bu işlev çok uluslu şirketleri kurtarma paketi aslında. Ve izlediklerimiz çok uluslu şirketlerle ulus devletlerin ekonomik savaşı.

ABD’de Senato, para birimi yuanın değerini dolar karşısında yapay olarak düşük tuttuğunu ileri sürdüğü Çin’i ticari olarak cezalandırmayı hedefleyen bir yasa tasarısını kabul etti. Senato’da 35’e karşı 65 oy ile kabul edilen yasa tasarısı, daha sonra Temsilciler Meclisi’nde oylanacak.

Çin Yönetimi, Senato’dan geçen tasarının küresel ekonomideki toparlanma için tehdit olduğunu ve bu tasarının yasalaşması halinde ticari ilişkilerin ciddi zarar göreceğini açıkladı. Neo-liberalizmin çöküşünü izlediğimiz bu süreçte Avrasya Birliği olarak adlandırılan projenin önemini gittikçe artmaktadır.

Türkiye olarak 2002-2010 yılları arasında en çok dış ticaret açığını verdiğimiz kalemler petrol ve doğal gaz. Toplam 147 milyar dolar. Türkiye’nin enerji ve elektrik üretimi doğal gaza bağlı.Türkiye doğal gazını başta Rusya olmak üzere Avrasya bölgesinden alıyor.Dünya doğal gaz rezervinin yüzde 30’dan fazlası Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinde, yüzde 40’ı ise doğalgaz bölgesinde mevcut.Yani Avrasya Bölgesi dünya rezervinin yaklaşık yüzde 70’ine sahip. Petrol rezervi de aynı durumda. Avrasya Bölgesi, dünya petrol rezervinin yüzde 70’den fazlasına hâkim. Geçen ay elektriğe yapılan yüksek zam, doğal gaz zammı yüzündendi.

İyi anlaşmalar yapamadığımız için bölgeyle birlik oluşturamadığımız için doğal gazı çok pahalıya alıyoruz. Sanayimiz de buna bağlı olarak rekabet edemiyor. Şu anda özel sektörün 200 milyar dolar civarında dış borcu var. Üstelik bu borcun önemli bir kısmı kısa vadeli dış borç. Yani ekonomideki olumsuz tablo, birçok Türk firmasının yabancı sermayeye geçebileceği veya çok sıkıntılı duruma düşeceğinin göstergesidir. Oysa boru hatlarında bölgeyle beraber hareket etseydik, Avrasya bölgesinin tüm petrol ve doğal gazı Türkiye üzerinden taşınabilirdi.

Türkiye’nin öncelikle ve ivedi olarak ulusal çıkarları doğrultusunda bir dış politika izlemesi gerekiyor. Amerika çıkarları doğrultusunda bir dış politikayla gidildiği için, bugün bölgede yalnızlaştırılmış, ekonomik fırsatları kaçırmış hemen bütün çevre ülkeleriyle kavgalı bir Türkiye var.

Rusya ve İran Suriye’ye müdahale edilmesine karşı. Türkiye ise ABD ile birlikte yaptırım uygulamaya kalkıyor. İran’a ve Rusya’ya karşı füze kalkanı koyuyoruz ama Rusya ve İran’ın bize bir düşmanlığı yok ki. İran’a karşı İsrail’i korumaya neden kalkıyoruz?

İran, 30 yıldır mücadele ettiğimiz PKK’nın İran kolu Pjak’ı püskürtüp ezdiği gibi Kandil’i de bombalıyor. PKK’ya karşı İran’la stratejik ortaklık yapmamız gerekmektedir. Rusya ile petrol ve doğal gaz anlaşmalarımız var. Neredeyse bütün ithalatımız oradan gelmektedir. Türkiye’nin kaçırdığı fırsatlar çok fazla.

Suriye nadir dış ticaret fazlası verdiğimiz ülkelerden biri. 2010’da 1,2 milyar dolar fazla vermişiz. Yani Türk insanı, Suriye ile yaptığı ticarette zenginleşiyordu. Bu ticaret tamamen durdu.

Ermenistan’la açılım yapılıyor dendi. Sonuç; Ermenistan Türkiye Cumhuriyeti’ni tersledi, aşağıladı. Bu arada Azerbaycan da kaybedildi. Bu anlayış ve yöntemlerle bölgede birlik kurmak, zenginleşmek, ülkemizi refaha yükseltmek mümkün değildir.

Bu bölgede dış politikada ve dünyayı etkileyecek ekonomik kararlarda beraber hareket edecek bir birlik, dünyada her istediği kararı kendi lehine aldırabilir. Zaten birlik içinde hareket etmek ABD ve AB ile baş edebilmek için zorunluluktur. Güçlü bir Avrasya Birliği bölgemizdeki savaşlara engel olabilir.

Türkiye’nin dış ticareti kendi lehine artarken, birliğin AB ve ABD ile yaptığı dış ticarette güçlü bir yönlendirme ve pazarlık gücüne de sahip olunur.

Neden 21. yüzyıl enerji savaşları çağı? Gelişmiş AB ülkeleri ve ABD, doğal gaz ve petrolde sadece yüzde 6’lık rezerve sahip. Buna karşılık dünya petrol ithalatının yüzde 50’sini, dünya doğal gaz ithalatının yüzde 65’ini ABD ve AB ülkeleri yapıyorlar. Büyük Ortadoğu Projesi’nin nedeni zaten budur. ABD ve AB dış politikası tamamen ekonomik çıkar için çalışıyor. Dış dünyada pazarlık yapabilmek, dış ticareti kendi lehine çevirebilmek için güçlü olmak, oyunu gereği gibi oynamak gerekiyor.

Türkiye bu oyunu doğru oynayamıyor.

Aydınlık bir ay dileğiyle.



Bunları da sevebilirsiniz