Neden mi “HAYIR”?

Bugün Feleknaz aradı. O, Adıyaman’da bir tekel işçisiydi. Ankara çadırlarında tanışmıştık. Adıyaman tekel işletmesinin, hüzünlü, yıkık dökük binasında yeniden karşılaşmıştık. Arkamızda uzanan altın sarısı balyalar, yıkık çatıdan giren yağmurda ıslanıyorlardı. Cumhuriyetin damgasını taşıyan küçük tahta tütün masalarının bıçak kesiklerine giren yağmur damlaları yerdeki su birikintilerine telaşla düşüyordu. Bir zamanlar Feleknazların oturduğu küçük iskemleler sağa sola dağılmışlardı. Tütün bandı sessiz, üzeri tütün tozu yağmur karışımıyla kaplı, bize bakıyordu. Aşağıda yemekhaneye toplanmış tekel işçisi kadınlar, çaresizliklerini haykırıyorlardı.
Feleknaz mı? O artık 4Cli. Birçok diğeri gibi köleleşti. Sahipsiz kaldı, parasız kaldı, kış soğuğunda kaldırımlarda yattı. Sonunda verilen parayı aldı. Yaşaması lazımdı.
Bana soruyor? «Evet” mi? «Hayır” mı?
«Senin fikrini öğrenmek istedik!” diyor.
Konuyla ilgili aldığım ilk telefon ya da ileti değil bu. Yazdığım ilk yazı da olmayacak. Ama bir şey anladım. Sözler anlaşılabildiği oranda etkili. Ve anlaşılabilmesi, anlatanın becerisinde gizli!
Yani, «Halk anlamıyor!” lafı işin bahanesi. Anlatın o zaman. Anlatabilin! Anlatabilelim! En azından neden anlatamadığımızı, neden aktaramadığımızı, neden bilgiyi karşı tarafa geçiremediğimizi bilelim!
Bizim derdimiz, bildiklerimizi birbirimize anlatmak değil ki! Bildiklerimizi, bilgi alması engellenmiş, her yolla kandırılmış, aldatılmış, açlıktan bitap düşmüş, işsizlikten dumura uğramış olanlara aktarabilmek…


Neden mi ‘HAYIR’?


82 Anayasası’nın daha da şeddelisi ve aynı odaklarca hazırlanan bir Anayasa ile bu milletin bugüne kadar kazandığı tüm haklar gasp edileceği için!
Bugüne kadar ANAYASA MAHKEMESİ ve DANIŞTAY’ın DUR dediği tüm belalar yasalaşıp Türk milletinin önüne geleceği için!
Nedir Yargının «DUR” dedikleri bir bakalım.
Türk halkı HAYIR oyuyla, neye HAYIR demiş olacak sıralayalım:
Küresel sermayenin sırtlanlarının TOPRAKLARIMIZA, MADENLERİMİZE, SUYUMUZA el koymaya KANUNEN hak kazanmasına HAYIR diyoruz!
Şu anda yasa dışı olarak ülkemizde faaliyet gösteren 350 yabancı maden şirketinin, tüm doğal kaynaklarımızı, suyumuzu, borumuzu, petrolümüzü ve neyimiz varsa hepsini YASAL OLARAK talan etmesine HAYIR diyoruz!
Suriye sınırımızda Kıbrıs’ın üç katı büyüklükteki mayınlı arazi ve altında yatan trilyonlarca dolarlık petrole İsrail’in el koymasına HAYIR diyoruz!
Büyük bir çoğunluğu elden çıkarılmış olmakla beraber, henüz hala bizim olan, ağır sanayi işletmelerinin, limanların, KİT arazilerinin, pul parasına yabancı sermaye ve yerli işbirlikçilerine YASAL OLARAK peşkeş çekilmesine HAYIR diyoruz!
Tekel işçilerinin can siperane direnişleri sonucu, Danıştay tarafından durdurulmuş olan 4C kölelik yasasının, tüm çalışanları kapsamasına HAYIR diyoruz!
Tüm memurların, hükümet tarafından kurulan bir komisyonun oyuncağı haline gelmesine, dilencileştirilmesine, 9 bin iş günü çalışıp, ölünce emekli olmaya HAYIR diyoruz!
Meralarımızın, hazine arazilerimizin yabancılara tahsis edilmesine HAYIR diyoruz!
«Paran kadar sağlık” politikasına, eczanelerin yok edilmesine HAYIR diyoruz!
Tarım ve hayvancılığın yok edilmesine HAYIR diyoruz!
Danıştay tarafından satışı durdurulan şeker fabrikalarının, tarım çiftliklerinin YASAL OLARAK satışının önünün açılmasına HAYIR diyoruz!
Genetiği değiştirilmiş ürünleri sofranıza iteleyen küresel şirketlere HAYIR diyoruz!
Unakıtan’ın, Gül’ün, Erdoğan’ın çocuklarının milyon dolarla oynarken her dört gençten birinin işsiz kalmasına HAYIR diyoruz!
Türk ordusunun paralı askere dönüştürülme projesine HAYIR diyoruz!
Güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayan AB uyum yasalarına HAYIR diyoruz!
ABD ile istihbarat paylaşımına HAYIR diyoruz!
100 yıldır Batı’nın elinde oyuncak olan tarikatlara, etnik ırkçı bölücülük yapan odaklara HAYIR diyeceğiz!
Biz işte tüm bu saydıklarımıza HAYIR! YETER! DUR! diyoruz!
Bu saydıklarımıza EVET diyenlere bir bakın!
«EVET”in arkasında sırtlan dişlerini gıcırdatan yedi düvel vardır! Bu referandum, küresel sermayenin Türkiye’yi işgal planında çok önemli bir adımdır.
Avrupa ve Amerika’dan yükselen sesler, koro halinde «EVET” demektedir. Pentagon, Washington, Brüksel «EVET” demektedir. İsrail «EVET” demektedir. Barzani «EVET” demektedir.
Fethullah Gülen, Pensilvanya’dan:
«Değil sadece kadını erkeği, çoluğu çocuğuyla hatta imkân olsa mezardakileri bile kaldırıp ‘evet’ oyu kullandırmak lazım” demiştir.
Abdullah Öcalan, Kandil ve BDP, referandumu boykot görüntüsü altında «EVET” propagandası yapmaktadır. AKP, her gün şehit cenazesi kalkarken terör örgütüyle aynı safta yer almamak için BDP’ye «boykot” cenahını uygun görmüştür.
«BİZ” işte tüm bu rezilliğe «HAYIR” diyoruz!
Faşist bir siyasi parti elinde tüm insan hakları ve demokratik özgürlüklerin yok edilmesine HAYIR diyoruz!
Tüm yasal haklarımızın, küresel çete emriyle, iktidar eliyle gasp edilmesine, konuşma, düşünme, yazma hürriyetimizi kaybetmeye HAYIR diyoruz!
İzlenmeye, dinlenmeye, fişlenmeye HAYIR diyoruz!
Yargıçların bir parti tarafından atandığı ve bir partili olarak vatandaşı yargıladığı bir düzenin kurulmasına HAYIR diyoruz!
«İnsan hakları, demokrasi özgürlük” çığlıklarıyla tüm haklarımıza el konulmasına HAYIR diyoruz!
Suçunun ne olduğunu bilmeden, «kurbanlık koyun gibi” içerde tutulan gazeteci, parti başkanı, subay ve aydınların hayatının gasp edilmesine HAYIR diyoruz!