İnsanlar ile iletişim kurduğumuz sürenin daha fazlasını bilgisayar ve telefon başında geçirmeye başladık. Ayrıca insanlar ile olan iletişimlerimizin çoğunda bilgisayar ve telefon üzerinden gerçekleştiriyoruz. Peki, telefon veya bilgisayar ile iletişim içinde olduğumuzu düşündünüz mü hiç?
İnsanların farklı insanlar ile anlaşabilmek amacıyla basit hareketler yaparak başladığı iletişim çabası, günümüzde farklı dillere kadar evrilmiştir. İnsanların makineler ile olan iletişimiyse ilk olarak vanayı açarak, kolu çevirerek veya tuşlara basarak başlamıştı. Zaman içerisinde makinelerin gelişmesi sonucu eski iletişim yöntemleri git gide yetersiz kalmaya başladı. Bu yüzden, yakın zamanda hareketleri ve sesleri algılayabilen birçok platform geliştirilerek günlük kullanım aşamasına kadar geldi. En son iletişim metodu ise insan beyni ile makinayı doğrudan birbirine bağlıyor ve düşünce gücünü kullanarak makineyle iletişime izin veriyor.
Düşünce Gücü ile Duyan Makineler
Her ne kadar bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir fikir gibi görünse bile, günümüzde beyin ile kontrol edilebilen uzaktan kumandalı arabaları ve helikopterleri, protezleri, ve gerçek arabaları bulmak mümkün. (1) Uzaktan kumandalı araba ve helikopter eğlence için son kullanıcılar tarafından alınabilecek fiyatlara sahip. Fakat protezler ve gerçek arabalar henüz son kullanıcıya erişmekten uzak. Bunun nedeniyse testlerinin henüz tamamlanmayıp son ürün haline gelmemiş olmaları.
Düşünce ile Oynamak
Washington Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar beyin ile bilgisayarın birbirine, başın arkasına yerleştirilen bir bobin aracılığıyla, bağlanmasını sağlıyor. Bağlantının amacı sanal bilginin doğrudan insan beynine aktarılması. Denekler farklı sanal labirentleri, herhangi bir görsel, duyusal, veya dokunsal işaret olmadan, sadece beyinlerine gelen sinyaller aracılığıyla geziyorlar. Araştırmanın temel amacı; beynin daha önceden görülmemiş olan yapay bilgiyi kullanarak, insanın sanal dünyayı gezebilip gezemeyeceğidir. Farklı bir dille deneyin amacı ifade edilmek istenirse; deney, beynin işe yarar görevleri duyusal girdi olmadan gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini sorguluyor. Deneyin sonucuysa sanal dünyanın gezilebileceği ve görevleri gerçekleştirilebileceği yönündedir.(3)
Düşünce Teknolojisinin Geleceği
Beynin uyarılmasını temel alan teknolojinin kullanım alanları sağlık, ulaşım, ve eğlence ağırlıklı gözüküyor. Ancak biraz düşündüğümüzde dokunmatik ekranların yerini düşünceyle kontrolün alacağını hayal etmek çok uçarı gözükmüyor. Ayrıca oyun teknolojisinde son trend olan sanal gerçeklik gözlüklerinin yerini beyni doğrudan uyaran cihazlara bırakacağını düşünebiliriz. Bununla birlikte duyu (görme, duyma, koklama, tat alma ve hissetme) engelli insanların ise beynin doğrudan uyarılmasıyla engellerinden kurtulabileceği öngörülüyor.
Kaynaklar: