Zihni, sana karşı görevimi yapamamanın sorumluluğunu taşımaktayım.
Tören olduğu sırada ben de ışın tedavisi oluyordum.
Işın tedavisi sırasında devamlı senin cenaze törenine odaklanmış, tören’e kimlerin geldiğini merak etmiştim.
Her şeyden önce cenaze törenine sevgili aziz Aziz Kocaoğlu’nun katlacağını tahmin etmiştim. Ama Sayın Tunç Soyer’in geleceğinden ümidim yoktu. Nedenine gelince 68’ dayanışma ruhunu yitirmiş.
Bazı kişilerin oyununa gelerek Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını içki mezesi yapmıştır. O yüzdendir ki;
Katılmasını hiç beklemiyordum.
Sevgili Zihni rakılı toplantı sana da teklif edilmişti.
Sizin evde bir konuşmamızda “Kitabımı alır Tunç Soyer’in masasına bırakır dönerim “ demiştin.
Ben yine karşı çıktım. Kitabın verilmesini engelledim.
Çünkü senin kitap, devrimcilerin başucu olacak bir kitap.
Bu tür kişiler senin kitabını okumaz demiştim. Zihni; ve kitabı vermekten vaz geçmiştin.
Sevgili Zihni, bir konuşmamızda Mahir Çayan’la bir anımı anlatmıştım.
Şimdi ilk defa burada olayı açıklama gereğini duydum:
Bir gün beni bir yolla Filistin Örgüt liderlerinden Aburiyat aradı.
Benimle konuşmak istemişti. Kabul ettim.
O sırada Mahir Çayan Merkez Bankasında çalışan bir Devrimci arkadaşımızın baba evinde kalıyordu.
Bir durum oluştu ve Mahir Çayan’la buluştuk.
Ben Mahir’e durumu anlatım. Devamlı gülüşleri ile etkileyen bir yüzle “Sercan hoca biz bu yolda ölüm olduğunu biliyoruz ve gülerek ölüme gideceğiz” dedi.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir devrimci dayanışma olamaz.
Onun için dir ki; kişisel web sitemin adını 68dayanisma.org koymuştum.
Sevgili Zihni sözü çok uzattım.
Seni Kübalı şair HOSE MARTİ’NİN bir şiiri ile selamlamak istedim.
AYNI YALINLIKLA ÖLMEK İSTERİM
Aynı yalınlıkla ölmek isterim
Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz.
Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
Yeryüzü uzansın altımda sessiz.
Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında
Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında
Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim