Bitcoin ve Ötesi Vol.1

Hepimizin şaşkınlıkla izlediği kriptoparaların yükselişi kararlı bir şekilde devam etmekte. Kimileri bu yükselişin tarihin en büyük ekonomik balonu olduğunu, kimileri ise yeni bir çağın başlangıcı olduğunu savunuyor. Özellikle bu dijital ekonomiyi ve altında yatan teknolojiyi basit bir kazanç kapısı olarak gören şahıslar ve medya organları, birçok teknik bilgiyi ve gerçeği eksik veya yanlış olarak yayımlamakta. Tartışmasız hiç kimse “Balon” olma olasılığını yalanlayamayacağı gibi, aksini de ispat edemez. Bireylerin kendi yorum ve çıkarımlarını yapmak üzere okuduğu, izlediği ve duyduğu birçok bilginin yanlış anlaşıldığına sıklıkla tanıklık etmekteyiz. Bu sebepten ötürü önemli tanım ve yorumları sil baştan aktararak, çeşitli yorumları paylaşacağım. Üç bölümden oluşacak bu yazı dizisinin diğer bölümlerinde, kuralları henüz konulmakta olan bu dijital dönüşümde nasıl hayatta kalınacağı hakkında bilgileri aktaracağım.

Her Şey Bir Block’la Başladı…

2009 yılında ilk işlem bloğunun zinciri başlatması üzerine Bitcoin doğmuştur. O zamanlar hiç bir karşılığı olmayan Bitcoin, sanal kominite ve forumlarda duyulmaya başlamış ve kısıtlı bir zümrenin ilgisini çekmiştir. 10000 BTC karşılığında gerçekleşmiş tarihin en pahalı pizza teslimatı bugünün şartlarında 150000000 USD civarında bir paraya karşılık gelmektedir. Pizzayı teslim eden şahıs bu Bitcoin’leri ne yapmıştır bilinmez ama şu anki dudak uçuklatan karşılığı tarihin belki de en kolay kazanılmış en yüklü parası olabilir.

30/12/12 tarihinde 13.5 USD değerine geldiğinde balon olduğu söylentileri bugün olduğu gibi etrafta dolaşmaya başladı. Neredeyse o tarihten bir yıl sonra 1100 USD fiyatını tarihinde ilk defa erişen Bitcoin, 2014 yılından 2017 yılının başına dek bir daha bu değere erişememiştir. 2017 içerisinde bir tek Bitcoin değil, birçok alternatif kriptopara rağbet görmüş ve yükselmiştir. 600 milyar USD market hacmine neredeyse erişmiş kriptoparalar arasında Bitcoin’in üstünlüğü %51 den %38 seviyesine gerilemiştir. Bu da alternatif kriptoparalara gösterilen ilgiyi çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.

1000 in üzerinde farklı alternatif kriptopara, dünyanın her yerinden 7 gün 24 saat farklı fiyatlardan ve adetlerden alıcı bulmaktadır. Bir çıkış amacı ve özel bir kullanım alanı sunmayı hedefleyen alternatif kriptoparalar ilgi görürken, bir amaca yönelik olmadan çıkartılmış olanlar kısa sürede unutulmaya yüz tutmaktadır. Anonimite, güvenlik, hız, kolay kullanım ve benzeri özellikleri sunan alt-kriptoparalar, amaca yönelik kutuplaşmayı kriptoparalar arasında sağlamıştır. Kullandığı kriptografik algoritmalara göre ayrılan kriptoparalar günümüzde bu algoritmaların sunduğu avantajlara göre tercih edilmektedir. Kişi bazında takibin mümkün olduğu Bitcoin mimarisi yerine, kullandığı Cryptonote(Cryptonite) algoritması sayesinde anonimite sağlayan Monero gibi kriptoparalar, Bitcoin yerine tercih edilmeye başlamıştır. Bu ayrışma, blockchain mimarisi üzerine kurulmuş farklı kriptografik algoritmaların gücünden faydalanarak, kriptoparaların farklı kullanım alanlarına uyarlanması kolaylaşmıştır. Bu sayede e-madenciler, kullandıkları cihazları geniş bir yelpazedeki kriptoparalardan en çok gelecek vadettiğine inandıkları kriptopara için çalıştırmaktadır. Üretilen tek değerin gittikçe zorlaşan matematiksel hesaplamalar olduğunu düşündüğünüzde, e-madenciler dijital çağın darphaneleri denebilir. Bu darphanelerde kağıt yerine elektrik, mürekkep yerine yüksek işlem kabiliyetine sahip cihazlar kullanmakta ve sahtesini üretmek neredeyse imkansız. Noter huzurunda yapılan bir gayrimenkul satışı sonrası siyah plastik poşetten çıkartılan ağırlığı ve kokusu olan banknot yerine günümüzde insanlar dijital cüzdanlarında gördüğü rakamsal bir değer ile alışveriş yapmakta. Ülkemizde birçok kişi, fiziksel para ile satın aldığı veya sahip olduğu gayrimenkul değerini, Bitcoin karşılığında satmaktadır. Tabi durum böyle olunca ülkemizdeki ilk Bitcoin cinayetlerinin de işlenmesi çok uzun zaman almadı.

Kim Bu E-Madenciler?

Fiziksel aktivite barındıran tüm spor dalları ve bu sporları icra eden sağlıklı sporculara ek olarak çok yakın tarihte doğan E-Spor ve E-Sporcu tanımları doğmuştur. Gerçekliğimizin sanal gerçeklik, savaşlarımızın sanal savaş olduğu bu çağda, madenciliğinde sanal olması kimseyi şaşırtmıyor elbette. Fakat e-madencilik sonucu çıkartılan cevher bilinenin aksine bir maden veya mineral yerine, matematiksel hash fonksiyonları sonucunda hesaplanan uzun bir sayı dizisinden oluşmaktadır. Hesaplama kabiliyetlerine göre farklı kazançlar sağlayan bu cihazlar kriptopara madenciliği yapmak üzere özel olarak kurulmakta ve kullanılmaktadır. Hesaplamalar sırasında tüketilen elektrik enerjisi bir bilgiye dönüşmekte ve önceki tüm hesaplamaları kapsamaktadır. E-Madenciler seçtikleri kriptoparanın bir sonraki işlemlerini tutan bloğun zincire eklenmesini sağlamakta ve diğer tüm para akışını işlemektedir. Bu işlemler sırasında para transferleri için ödenen transfer bedelleri ve blok ödülü gibi ödemeler sayesinde, e-madencilere gelir sağlamaktadır. Çalışma prensibi gereği e-madenciler olmadan kriptoparalar varolamaz. Borsada işlem gören kriptoparanın esas sağlayıcısı veya başka bir deyişle tedarikçisi e-madencilerdir.

Her ne kadar tüm kriptoparalar blockchain yani blok zinciri prensibiyle çalışsa da, kullandıkları algoritmaların farklı işlemsel zorlukları vardır. Bu işlemler, bilgisayar grafik kartlarının görsel çıktı sağlamak yerine sayısal hesaplamaları çözmek üzere kullanılması ile yapılabildiği gibi bazı algoritmaların işlenmesi ASIC adı verilen özel entegreler sayesinde yapılmaktadır. Özellikle ASIC’ler gibi sadece tek bir amaç için üretilmiş işlemci ve e-madencilik cihazlarının kullanımı kriptoparaların doğuşundan bu güne yaygın olarak kullanılmaktadır. Kısa sürede yüksek kazanç getirisi vaadeden bu ASIC cihazların işlemcileri tahmin edilebileceği gibi Çin’de tasarlanmakta ve üretilmektedir. Bu cihazları üreten firmalar kısıtlı sayıda olup genellikle stokta ürün kalmaması ve yoğun talep sebebiyle ileri bir teslimat tarihi vermekteler. Bu işlemciler, üretici firmalar tarafından “Test” kisvesi altında aylarca çalıştırılarak işletilmekte ve cihazın teknolojik başarım olarak en karlı olduğu süre, üretici firma tarafından değerlendirilmektedir. Kısa süre içerisinde eskiyip karlılığını yitiren ve daha yüksek başarımlı olan modellere geçmek dışında bir seçenek bırakmayan bu cihazlar, tarlalar halinde çalıştırılmakta ve bir kaç ay içerisinde %50 nin üzerinde ucuzlamaktadır. Örnek olarak, 2014 yılında üretilen ve 50GH/s işlem yapabilen ilk ASIC’ler 40,000 USD fiyat etiketiyle alıcı bulmuştu. Satışa sunulduğu tarihlerde günlük 10 Bitcoin’e yakın getirisi olan bu cihazlar, şuan hurda kategorisinde bile değerlendirilmemektedir. Saniyede 50 Milyon hashleme işlemi yapabilen örnek ASIC cihazımız günümüzde yerini milyar hash seviyesinde işlem yapabilen cihazlara bırakmış ve elektrik sarfiyatı sebebiyle hiç bir getiri sağlamamaktadır. Böylesine büyük bir sektörün tekel olarak kalması ve tüm dünya bu cihazlara erişmeyi beklerken aylar boyunca binler, on binlercesinin işletilmesinin üretici firmaya ilgili kriptopara madenciliği kapsamında büyük ve engellenemez bir avantaj sağlamaktadır.

Bir veya birden fazla grafik kartının klasik masaüstü bilgisayar platformu üzerinde çalıştırılmasıyla madenciliği mümkün olan ve Rusya’nın arka çıktığı Ethereum gibi kriptoparalar sayesinde e-madenciler büyük ekran kartı tarlaları kurmaya başladı. Teknoloji marketlerde grafik tasarım yapmak ve video oyunu oynamak amacı dışında alıcı bulmayan ekran kartlarına başlayan yoğun talep, ülkemizde stokların uzun süreler boyunca bitmesine ve tedarikçilerin hazırlıksız yakalanmasına neden oldu. İthal etmeye yetkili firmalar talebi karşılayamadığı için yurt dışından tedarik edilmiş ve kayıtsız birçok ekran kartı el altından satılmış ve kontrolsüz bir elektronik ticareti başlamıştır. Garanti, kutu içeriği vb. gibi detayları önemsemeden, yeri geldiğinde gerçek değerinin iki katı fiyatlara alıcı bulan ekran kartları birçok e-madenci için tek çözüm olmuştur. Ekran kartı üreticilerinin bilgisayar teknolojileri tarihinde ilk defa grafik çıktı vermek üzere kullanılan bir donanımın, grafik çıkış port’u bulunmayan ve spesifik olarak madencilik yapmak amacıyla tasarlanan yeni model ekran kartlarını piyasaya sürmesi e-madencilik açısından bir dönüm noktası olmuştur. Daha önce birden fazla grafik kartı bağlanabilmesi için ihtiyaç duyulmayan özel kasa, bağlantı aparatı ve güç üniteleri gibi diğer yardımcı ekipmanlar çok hızlı bir şekilde geliştirilerek piyasaya e-madencilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sürülmüştür. Bu çerçeve içerisinde değerlendirildiğinde yalnız kriptopara birimleri değil, ilgili ekipman ve teknolojik sektöründe genişlemesinin önü açılmıştır. Kriptopara madenciliği için gereken tüm ekipman ve aparatlar bilgisayar mimarisi ve teknolojisi tarihinde ilk defa spesifik bir amaç için üretilen yeni nesil bir ürün grubu doğurmuştur. Özellikle bu ekipmanları kriptopara birimleri karşılığı satan firma ve üreticiler, kriptopara ekonomisine değer katmış ve insanların sanal paralarını gerçek bir ürün satın almak üzere kullanabilmesine olanak vermiştir.

Merhaba! Rakam Karşılığında Paranızı İstiyoruz!


Sayıları ve çeşitliliği sürekli artan alternatif kriptoparaların bazıları, kullanıma açılmadan önce halka arz işlemine tabi tutulmaktadır. Bu işleme ICO yani kriptoparanın hakla arzı denilmektedir. Kriptoparanın yazılımsal geliştirilmesi sırasında istenilen miktara ayarlanabilen önceden kazılmış bir bölümü, açık arttırma usulü veya belirli fiyatlardan ön satışa sunulmakta. Çıkış amacı ve yol haritası gelecek vadeden kriptoparalar, daha kullanıma alınmadan satılmakta ve kriptopara’nın ilk değeri saptanmaktadır. Her ne kadar tüm kriptoparalar bu yöntemi kullanmasada, küresel bazda yapılan ICO işlemlerinde dolandırıcılık ve hırsızlık olayları yaşanmış ve milyonlarca dolar değerinde haksız kazançlar elde edilmiştir. Şüphesiz ilgili para biriminin piyasadaki esas değeri süreç içerisindeki alış ve satışlara bağlı değişecektir, fakat ICO sırasında dolar ödeyerek sahip olunan değer aslında sadece sanal rakamlardan ve alındığı an itibariyle hiç bir değeri yok denebilir. ICO sırasında bedelini ödeyerek ilgili kriptopara birimine önceden sahip olanlar, astronomik kazançlar sağlayabildiği gibi, büyük ekonomik zararlara uğrayabilmektedir. ICO’lar hakkında detaylı analizler ve süreçleri açıklayan bilgiler diğer yazılarda aktarıyor olacağım. Şimdilik sadece dünya üzerinde olmayan bir değere milyonlarca dolar para toplanabildiğini ve bu şartlar altında “balon” yaftasının ne kadar göreceli olduğunu belirtmem yeterli olacaktır.

Nereye Gidiyor Bu İş?

Ripple isimli kriptopara bankacılık sektöründe kullanılmak üzere kabul göreli çok kısa bir süre oldu ve şimdiden değerine değer kattı. Söylentiler ve spekülasyonlara açık bu yeni nesil ekonomik düzende, yalan ölüm haberleri, sahte destekçiler ve daha bir çok spekülatif haber, ilgili kriptopara biriminin kısa sürede yok olmasına veya yükselmesine altyapı hazırlamaktadır. Dünyanın heryerinden zaman kısıtlaması olmadan işlem gören sanal paralar’ın kullanım alanları da hızlıca genişlemekte. Güncel tabloyu biraz fütüristtik bir bakış açısıyla canlandıracak olursak, gelecekteki ekonomik düzende, farklı harcamalarımızı yapmak amacıyla farklı sanal paralara sahip olmamızın gerekebileceği çok da hayal sayılmaz. Örneğin giyim harcamaları için kabul gören bir sanal para ile giyim ihtiyacınızı, bankacılıkta kullanılan bir diğer sanal parayla kredi borcunuzu veya gıda alışverişi için bir diğerini kullanmak zorunda kalabiliriz. İnsanlar sahip oldukları kriptoparaları farklı ihtiyaç ve isteklerini karşılamak için birbirleri arasında dönüştürerek belki de gelecekte alacakları maaşlarını amaca yönelik harcamak zorunda kalabilirler. Her ne kadar daha kuralları yazılmakta olan bu yeni konsept ekonomide öğrenilecek ve yaşanacak bir çok şey olsa da, nerelere varabileceği ve hayatımıza ne kadar gireceğini ön görmek mümkün gözükmemektedir.


Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın