Gözden Kaçanlar – Kasım

AİLE BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA’NIN KIZ KARDEŞİ KUVEYT’E BÜYÜKELÇİ ATANDI

26.10.2017 Birgün.com.tr

Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın kız kardeşi Ayşe Hilal Sayan Koytak Kuveyt’e, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakan Yardımcısı Murat Mercan Japonya’ya, AKP eski Şanlıurfa milletvekili ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlığı görevinde bulunan Abdulkadir Emin Önen de Çin’e büyükelçi olarak atandı.

Bazı büyükelçilerin merkeze alınması, bazı büyükelçiliklere de atama yapılmasına ilişkin kararname, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Atama kararlarına göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın kız kardeşi Ayşe Hilal Sayan Koytak Kuveyt’e, AKP kurucuları arasında yer alan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında Bakan Yardımcısı görevinde bulunan Murat Mercan Japonya’ya, AKP eski Şanlıurfa milletvekili ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlığı görevinde bulunan Abdulkadir Emin Önen de Çin Halk Cumhuriyeti’ne büyükelçi olarak atandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Büyükelçi Emine Birnur Fertekligil merkeze çekildi. Fertekligil’den boşalan Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Büyükelçi koltuğuna ise Müsteşar Yardımcısı Ahmet Muhtar Gün getirildi.

Japonya, Kuveyt Ve Çin Büyükelçileri Merkeze Çekildi

Atama kararnamesine göre, Japonya Büyükelçisi Ahmet Bülent Meriç, İsveç Büyükelçisi Ömer Kaya Türkmen, Belçika Büyükelçisi Mehmet Hakan Olcay, Kuveyt Büyükelçisi Salih Murat Tamer, Kolombiya Büyükelçisi Engin Yürür, Guatemala Büyükelçisi Vehbi Esgel Etensel, Pakistan Büyükelçisi Sadık Babür Girgin, Venezuela Büyükelçisi Şule Öztunç, Bahreyn Büyükelçisi Hatun Demirer, Ekvator Büyükelçisi Korkut Güngen, Namibya Büyükelçisi Deniz Çakar, Çink Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Ali Murat Ersoy, Madagaskar Büyükelçisi Volkan Türk Vural, Zimbabve Büyükelçisi Kadir Hidayet Eriş, Afganistan Büyükelçisi Ali Sait Akın ve Çad Büyükelçisi Serdar Cengiz merkeze alındı.

Büyükelçi, Bakanlık Müşaviri Şerife Serap Özcoşkun Bolivya, Büyükelçi, Genel Müdür Hakkı Emre Yunt İsveç, Gürcistan-Tiflis Büyükelçisi Zeki Levent Gümrükçü Belçika, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı Ece Öztürk Çil Kolombiya, Bulgaristan-Sofya Büyükelçisi Süleyman Gökçe Guatemala, Büyükelçi, Genel Müdür Hasan Ulusoy Bulgaristan, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı İhsan Mustafa Yurdakul Pakistan, Büyükelçi, Genel Müdür Şevki Mütevellioğlu Venezuela, Büyükelçi Kemal Demirciler Bahreyn, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı Hatice Oya Tunga Çağlı Ekvator, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı Berin Makbule Tulun Namibya, Büyükelçi, Bakanlık Müşaviri Metin Hüsrev Ünler Madagaskar, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı Hakan Kıvanç Zimbabve, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Ertuğrul Afganistan, Hindistan-Mumbai Başkonsolosu Erdal Sabri Ergen Çad, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı Didem Ela Görkem Gökçe Dominik Cumhuriyeti, Tokyo Büyükelçiliği Elçi, Müsteşar Deha Erpek Sierra Leone nezdinde Büyükelçiliğe atandı. (ANKA)





ERKEKLER EYLÜL’DE 28 KADIN ÖLDÜRDÜ

Erkekler Eylül’de en az 28 kadın öldürdü, yedi kadına tecavüz etti, 29 kadını taciz etti, 22 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 28 kadını yaraladı. Öldürülen kadınların yüzde 21’i göçmen ve mülteci kadınlardı.

Çiçek Tahaoğlu İstanbul – BİA Haber Merkezi06 Ekim 2017, Cuma 00:00

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler Eylül’de en az 28 kadın öldürdü, yedi kadına tecavüz etti, 29 kadını taciz etti, 22 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 28 kadını yaraladı.

2017’nin ilk dokuz ayında erkekler 211 kadın ve kız çocuğunu öldürdü, 64 kadına tecavüz etti, 190 kadını taciz etti, 258 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 306 kadına şiddet uyguladı.

Cinayet

Erkekler Eylül’de 28 kadın, 4 çocuk (2 kız çocuğu – 2 oğlan çocuğu) ve yanlarında bulunan bir erkeği öldürdü.

28 kadın cinayetinin dışında iki kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu, zorla evlendirilen bir kadının intihar ettiği öne sürüldü.

Eylül’de erkeklerin katlettiği kadınların yüzde 21’i göçmen ve mülteci kadınlardı.

Kadınların yüzde 21’i ise boşanmak/ayrılmak istedikleri ya da barışma/evlilik tekliflerini reddettikleri için öldürüldü; kadınların yüzde 7’sini ise arkadaş ya da kız kardeşlerinin boşanmak istediği kocaları öldürdü.

Cinayetlerin yüzde 53,5’i ateşli silahlarla işlendi.

15 kadın ateşli silahlarla, dokuzu bıçakla, biri boğularak, ikisi boğazı kesilerek, biri sopayla darp edilerek öldürüldü.

Kadınların yüzde 50’sini partnerleri veya eski partnerleri öldürdü:

Dokuz kadını kocaları, ikisini sevgilileri, ikisini eski kocaları, birini eski sevgilisi, beşini akrabaları, birini arkadaşının boşanmak istediği kocası, birini eski kocasının kardeşi, birini kardeşinin boşanmak istediği kocası, birini evlenme tekllifini reddettiği bir akrabası, birini oğlu, birini üvey oğlu, birini tanımadığı bir erkek öldürdü. Bir kadın katilinin kim olduğu haberlerde belirtilmedi.

İki kadın çıkarttıkları koruma kararlarına rağmen öldürüldü.

Cinayetlerin yüzde 14’ü park, market, sokak gibi kamusal alanlarda işlendi.

Kadın cinayetlerinin yaşandığı iller Antalya (2), Antep (1), Aydın (1), Bolu (1), Bursa (1), Denizli (1), İstanbul (5), İzmir (3), Konya (3), Muş (4), Samsun (1), Tokat (1), Urfa (3) ve Uşak (1).

Tecavüz

Eylül’de yedi kadına yönelik tecavüz olayları medyaya yansıdı.

Tecavüz olaylarının yüzde 71’i kadınların evinde gerçekleşti.

Yedi tecavüzcüden ikisi zaten cinsel suçlardan sabıkalı erkeklerdi.

Bir kadına kocasının arkadaşı, birine evine gelen elektrikçi, birine sevgilisi, birine babası, birine işvereni, birine tanımadığı bir erkek, birine geçen sene kadına tecavüz edip serbest bırakılan bir tecavüzcü tecavüz etti/tecavüz girişiminde bulundu.

Tecavüzcülerden sadece biri tutuklandı; ikisi serbest bırakıldı. (Serbest bırakılanlardan biri, daha önce de aynı kadına tecavüz etmiş ve serbest bırakılmıştı.) Bir tecavüzcü intihar etti; bir tecavüzcüyü saldırdığı kadın öldürdü. Diğer iki tecavüzcüyle ilgili hukuki süreç haberlerde yer almadı.

Tecavüz olaylarının medyaya yansıdığı iller Antep (1), Edirne (1), İstanbul (2), Karaman (1) ve Samsun (2).

Taciz

Eylül’de erkekler en az 29 kadını taciz etti.

Taciz olaylarının yüzde 17’si otobüs metro ve diğer toplu taşıma araçlarında yaşandı. Eylül ayında da bir kadın üzerindeki kıyafet bahane edilerek tacize maruz kaldı.

Tacizcilerden biri cezaevinden kaçmıştı. İki tacizci hakkında hiçbir işlem yapılmadı, üçü tutuklandı, biri gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Diğerleri hakkındaki hukuki süreç haberlere yansımadı.

Bir kadını biri apartman yöneticisi, biri kadını kızının kocası, ikisini kapı kapı gezerek din kitabı satan bir erkek, biri eski sevgilisi, biri işvereni, biri bağlı olduğu spor kulübünün yöneticisi, biri taksi şoförü, ikisi tanıdığı erkekler, 19’u tanımadığı erkeklerce taciz edildi.

Taciz olaylarının yaşandığı iller Adana (3), Afyon (1), Ankara (1), Aydın (2), Balıkesir (1), Bursa (1), Denizli (2), Düzce (2), İstanbul (4), İzmir (6), Kayseri (1), Kırşehir (1), Mersin (1), Samsun (2), Tekirdağ (1).

Çocuk istismarı

Eylül’de erkekler en az 22 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu.

14 yaşında bir kız çocuğu seks işçiliği yapmaya zorlandı. İstismara maruz kalan çocuklardan biri ise engelliydi.

21 çocuk istismarcısı tutuklandı, ikisi çevredekiler tarafından dövüldü, dokuzu hakkındaki hukuki süreç ise haberlere yansımadı.

Çocuk istismarı vakalarından 10’u kız çocuklarının yaşadıklarını öğretmenlerine veya ailelerine anlatmasıyla ortaya çıktı.

İki kız çocuğunu okul müdürü, birini öğretmeni, birini polis memuru, birini esnaf, birini çalıştığı yerdeki üstü, üçünü komşuları, birini mahalleden tanıdığı bir erkek, birini üvey babası, birini tanıdığı bir erkek, sekizini tanımadıkları erkekler istismar etti. İki istismarcının kim olduğu haberlerde belirtilmedi.

Çocuk istismarı haberlerinin medyaya yansıdığı iller Antalya (3), Bolu (1), Bursa (1), Diyarbakır (1), Düzce (2), İstanbul (4), İzmir (2), Konya (1), Manisa (1), Sakarya (1), Samsun (2), Tekirdağ (2), Zonguldak (1).

Şiddet – yaralama

Eylül’de erkekler 28 kadına şiddet uyguladı / yaraladı; bunlardan 9’u ağır yaralandı. Kadınlardan biri Suriyeli mülteciydi.

Kadınların yüzde 25’i boşanmak/ayrılmak istediği için şiddete maruz kaldı, yüzde 7’si ise kız kardeşi/annesi veya başka bir kadının boşanmak/ayrılmak istediği erkek tarafından yaralandı.

Erkeklerin yüzde 32’si ateşli silahlarla kadınlara saldırdı, üç erkek ise kadınlara işkence yaptı.

Dokuz kadın ateşli silahlarla yaralandı, 11 darp edildi, üç kadın işkence gördü, biri rehin alındı, birinin kocası kadını evi kilitleyip tüp gazla zehirlemeye çalıştı.

İki kadın uzaklaştırma kararlarına rağmen şiddete maruz kaldı.

Şiddet – yaralama olaylarının yüzde 14’ü adliye önünde, yüzde 14’ü sokak ortasında yaşandı.

Eylül’de şiddet – yaralama olaylarının yaşandığı iller Adana (1), Antalya (2), Antep (3), Aydın (2), Balıkesir (1), Bolu (1), Bursa (1), Isparta (1), İstanbul (4), İzmir (1), Kilis (3), Konya (3), Manisa (1), Maraş (1), Mersin (1), Samsun (1), Tokat (1). (ÇT)

BERGAMALI KÖYLÜLERİ HAKLI BULAN AİHM, TÜRKİYE’Yİ TAZMİNATA MAHKUM ETTİ

24/10/2017 Diken.com.tr

 AİHM, Bergama’daki altın madeninin işletilme süreciyle ilgili dava açan üç Bergama köylüsünü haklı buldu. Mahkeme ‘adil yargılanma’ ve ‘aile hayatının korunması’ haklarının ihlal edildiğine karar vererek Türkiye’yi mahkum etti.

Evrensel’den Özer Akdemir’in haberine göre  Yılmaz Acar, Mustafa Demircan ve Feride Genç adlı üç Bergama köylüsünün AİHM’e yaptığı başvuruda, mahkeme Türkiye’nin üç davacıya üç biner avro tazminat ödemesine karar verdi.

AİHM’e başvuran Bergamalılar siyanürle altın ayrıştıran işletmeye resmi kurumlar tarafından verilen ruhsatları şikayet etmişti. Köylüler, resmi makamların kesinleşmiş yargı kararlarını kasıtlı biçimde hiçe sayması yüzünden, resmi makamlar ile yerel halk arasında tetiklenen uzun süreli hukuki anlaşmazlığın özel yaşamlarını çekilmez hale getirdiğini ileri sürmüştü.

AİHM kararında, Bergama altın madenine karşı açılan davaları, kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen hükümetin çeşitli yollarla madenin çalışmasına olanak tanıması süreçlerini özetledi.

Kamuoyu Koza Altın’ın adını, Bergama’da madene direnen köylülerle duymuştu.

Kararda, Türkiye’nin kendi yasal mevzuatına ve yargı kararlarına rağmen, AİHM’e başvuran Bergama köylülerinin haklarını ‘yararlarına olan sonuçlardan hiç faydalanamayacak biçimde mahrum edildiler’denildi.

Mahkeme, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8’inci maddesini ihlal ederek başvuru sahiplerinin özel yaşamlarının ve aile yaşamlarının korunması hakkını güvence altına alma yükümlülüğünü yerine getirmediğine hükmetti.

Mahkeme, idarenin yargı kararına uymayarak yurttaşların etkin yargı koruması hakkından yararlanmasını da ihlal ettiği sonucuna vardı.

‘İHANET’İ İTİRAF EDEN ERDOĞAN’DAN TALİMAT: TÜM BELEDİYELERE BAKANLIK MÜFETTİŞİ

24/10/2017

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, imar uygulamalarıyla ilgili tüm belediyelere İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş göndereceğini söyledi.

Erdoğan, geçen cumartesi günü ‘itiraf üstüne itiraf’ta bulunmuş, son yıllarda İstanbul’un çehresini değiştiren, yoğun bir betonlaşmayla yaşamı zorlaştıran yapılaşmayla ilgili, “40 kat, 100 kat binalar yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük” demişti.

Erdoğan kendi sorumluluğuna da dikkat çekmişti: “Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.”

Hürriyet’ten Nuray Babacan’ın  haberine göre, AKP’nin İstanbul il başkanlığında Erdoğan’ın başkanlığında bazı bakanlar, parti yöneticileri, milletvekilleri, il yöneticileri ve ilçe belediye başkanlarının katıldığı toplantı üç buçuk saat sürdü.

Toplantıda ilçe belediye başkanları, sorunlu bazı konularda çözüm beklentilerini aktarırken, kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili bilgi vermesi planlanan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ise sürenin uzaması nedeniyle sunum yapamadı.

Erdoğan, imar uygulamalarıyla ilgili tüm belediyelere İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş göndereceğini söyledi.

Teftişte iktidar-muhalefet ayrımı yapmayacaklarını belirten Erdoğan, “Kesinlikle yasalara uymayan, kayırma gibi bir durum varsa gereken yapılacak. Bunlara müsaade etmeyiz. Belediyelere aktarılan payların kullanımı vesaire, hepsine bakılacak” dedi.

2019’daki yerel seçime işaret eden Erdoğan şöyle devam etti: “İşimiz çok zor arkadaşlar. Bireysel çekişmeleri bir tarafa bırakın, ne yapacaksak birlikte yapacağız. Herkes üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmalı. Sadece hizmet odaklı değil, birebir vatandaşın kapısına gidelim. Bireysel taleplere de odaklanalım. Vatandaşın gönlüne dokunacak şekilde çalışacağız.”

‘CEZAEVİ NÜFUSU’NUN ARTIŞ ORANI, TÜRKİYE NÜFUSUNDAKİNİN 12.5 KATI

24/10/2017  

Türkiye’de tutuklu ve hükümlü sayısı son beş yılda yüzde 69 oranında artarak 229 bin 790’a yükseldi. Aynı dönemde Türkiye nüfusu yüzde 5.5 arttı. Cezaevlerinde kapasiteden 22 bin 361 fazla tutuklu ve hükümlü bulunuyor.

Gazete Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberinde  Türkiye’de cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayılarına ilişkin istatistikler yer aldı.

Türkiye’deki cezaevi sayısı: 384

Cezaevlerinin kapasitesi: 207.339

Hükümlü sayısı: 141.802

Tutuklu sayısı: 87 bin 988

Cezaevlerindekilerin sayısı: 229.790

Adli tutuklu (cinayet, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar): 163.618

Terör suçlusu: 63.242

FETÖ tutuklusu: 49.900

Organize suçtan tutuklu: 2.930

Yıllara göre cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayıları ise şöyle:

2012: 136.020

2013: 145.478

2014: 158.837

2015: 178.089

2016: 199.328

2017: 229.790

Türkiye nüfusu-cezaevleri karşılaştırması

Haberdeki istatistikler üzerinden hesaplama yapıldığında, cezaevlerinde son beş yılda cezaevlerindeki nüfus üzde 69 oranında arttı.

Aynı dönemde Türkiye Nüfüsü 75 milyon 627 bin 884’ten (TÜİK\31-1-2012), 79 milyon 814 bin 871’e (TÜİK-31-12-2016)  yükseldi. Türkiye nüfüsünün artış oranı, yüzde 5.5 oldu.

Başka bir deyişle son beş yılda ‘cezaevleri nüfus’undaki artış oranı,  Türkiye nüfusundaki artış oranının 12.5 katı arttı.

İLK YEDİ AYDA 50 İŞ CİNAYETİ

24/10/2017 Diken.com.tr

2017’nin ilk yedi ayında meydana gelen 115 ‘iş kazası’nda  50 kişi hayatını kaybetti, 71 kişi yaralandı, 15 kişi uzvunu kaybetti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2018 Yılı Bütçe Tasarısı’nda 1870 işletmenin denetlendiği ve 26 milyon 411 bin TL para cezası kesildiği bilgisi yer aldı. Tasarıda ‘ölümlü kaza’istatistiklerine de yer verildi.

Milliyet’in haberine göre  kazaların sebepleri şu şekilde: İki zehirlenme, 32 düşme, 23 makine kaynaklı kaza, altı patlama, üç yüksek ısıyla temas, 12 cisim düşme ve çarpması, 20 ezilme, 4 elektrik akımına kapılma.

SAATTE 46 TRAFİK KAZASI: YILIN İLK DOKUZ AYINDA GÜNDE 10 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ

24/10/2017  

2017’nin ilk dokuz ayında saatte 46 trafik kazası meydana geldi. Günde ortalama 10 kişi yaşamını yitirirken, 113 kişi de yaralandı.

Hürriyet’in haberine göre  Türkiye’de kayıtlı araç sayısı 22 milyona ulaştı.

Emniyet verilerine göre bu yılın ilk dokuz ayında 306 bin trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda 2 bin 722 kişi öldü. Bir başka deyişle günde ortalama 10 kişi trafik kazasına kurban gitti. Bu sayıya hastanede hayatını kaybedenler dahil değil.

Kazalarda 30 bin 567 kişi de yaralandı. 2016 yılında kaza yerinde ve kaldırıldıkları hastanelerde yaşamını yitirenlerin sayısı 7 bin 300 olarak açıklanmıştı.

2017’nin ilk dokuz ayında en çok kazayı otomobiller yaptı. Dokuz ayda 116 bin 864 otomobil kazaya karıştı.

İkinci sırayı 34 bin 510 bin kazayla kamyonetler aldı. Motosikletler 32 bin 218 kazayla üçüncü sırada yer aldı. Minibüs 6 bin 494 kazayla dördüncü sırada. Beşinci sıradaki taşıt ise bisiklet. 2017’nin ilk dokuz ayında 6 bin 223 bisiklet, 2 bin 514 motorlu bisiklet trafik kazasına karıştı.

Kaza çeşitleri istatistiğine göre, en çok yandan çarpma olayı yaşandı. Aynı dönemde 41 bin 324 ‘yandan çarpmalı’ kaza oldu. Arkadan çarpmaların sayısı ise 15 bin 84.

Sürücü kusurlu

Yılın ilk dokuz ayında sürücü kusurundan kaynaklanan kazaların sayısı 144 bin 679. Kusur oranında ikinci sırada ise yayalar yer alıyor. Yayalar aynı dönemde 13 bin 329 kazanın kusurlusu.

SORUMLU KİM? 165 MİLYON DERS KİTABI ÇÖPE ATILIYOR

24/10/2017  

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ders kitaplarından şikayet etti, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz alel acele karar aldı: Yeni ders kitapları için hızla ihale yapılacak; 165 milyon çöpe gidiyor. Kitapların bu kadar hatalı basılmasının sorumluları için işlem yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.

Erdoğan’ın “Ders kitaplarından içerik açısından şikayetler geliyor, tedbir alınacak” demesinin ardından Yılmaz alel acele bir yasal düzenleme için Meclis’e başvurdu.

Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan torba yasada Kamu İhale Yasası’na eklenen bir düzenlemeyle öğrencilere dağıtılacak kitaplar için açık ihaleden ‘belli istekliler arasında ihale’ yöntemine geçildi. Değişikliğin gerekçesi olarak da kitapların basımının daha hızlı hale gelmesi gösterildi.

‘İstekliler arasında ihale’ yönteminde bakanlık kendi belirlediği ders kitabı basma yeterliliğe sahip firmalar arasında ihaleye çıkıyor.

Yılmaz, düzenlemeyi komisyonda anlatırken 2019’a kadar 518 ders kitabının toplatılacağı bilgisini verdi.

445 milyon liralık, 600 çeşit kitap dağıtıldı

Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürü Salih Ayhan’ın bu ders yılı başında yaptığı açıklamaya göre, 2017- 2018 eğitim öğretim yılı için öğrencilere 600 çeşit, 190 milyon adet ders kitabı ücretsiz dağıtılmıştı. Kitapların ihale bedeli 445 milyon liraydı.

Yanlış ihalenin sorumusu kim?

Bu verilerle hesaplama yapıldığında Yılmaz’ın verdiği ‘2019’a kadar 518 kitap toplatılacak’bilgisi, orantısal bir hesap yapıldığında, yaklaşık 165 milyonu aşkın kitabın ‘çöp hükmünde’olması anlamına geliyor.

Yılmaz, kitap ihalelerinde bu düzeyde yüksek külfete neden olan hatanın sorumlularının hangi bürokratlar olduğu ya da bunlarla ilgili ne gibi işlem yapıldığı konusunda bilgi vermedi.

BU NE HIZ: AKP’Lİ VEKİLİN YAYINEVİ, ÜNİVERSİTE İÇİN DENEME SINAVI HAZIRLADI

17/10/2017 Diken.com.tr 

AKP’li vekilin ortak olduğu yayınevinin, üniversiteye yeni giriş sistemi Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) açıklanmasından yalnızca iki gün sonra soru kitapçığı basması dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üniversiteye giriş sistemine ilişkin bir çalışma yapıldığını söylemiş, daha sonra da üniversiteye girişte YKS uygulanacağı açıklanmıştı.

Cumhuriyet’in haberine göre  AKP Sinop Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyonu üyesi Nazım Maviş’in ortağı olduğu Eğitim Vadisi yayınevi YKS için deneme sınavı bastı.

Baskı yeni sistemin açıklanmasından yalnızca iki gün sonra yapıldı.

Şirketin diğer ortakları Gaziantep’te AKP’den milletvekili aday adayı Ahmet Akça ve Deniz Feneri Derneği Ankara Şube Başkanı Mevlüt Koca.

Okullardan sipariş

Yayınevinden bir yetkili, kısa bir sürede dağıtım aşamasının başlayacağını, okullardan toplu sipariş alınarak kitapçıkların satılıp ulaştırılacağını söyledi.

Ancak önemli nokta, YKS’de henüz konu dağılımının dahi yapılmamış olması.

Cumhuriyet’in haberinde iki ihtimale dikkat çekildi: “Yayınevi, daha sınavın tüm kriterleri belirlenmemiş olduğu için gelişigüzel bir kitapçık basıp bu toz duman tabloyu paraya tahvil etmek istedi. Diğer yayınevleri konu dağılımını beklerken harekete geçen bu şirket, MEB’den bilgi sızdırdı ya da bizzat bilgilendirildi.”

ADALETSİZLİĞİN FATURASI: HAKSIZ TUTUKLAMA VE ARAMAYA İKİ YILDA 61 MİLYON LİRA BÜTÇE

16/10/2017 Diken.com.tr 

Devlet, haksız arama ve tutuklama kararlarının tazmini için iki yılda 61 milyon lira ödenek ayırdı.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 Ocak 2015 – 31 Aralık 2016 tarihlerinde haksız arama ve haksız tutuklama kararları nedeniyle yurttaşlara Hazine’den kaç para ödendiğini Başbakan Binali Yıldırım’a sordu.

Cevap gönderen Adalet Bakanlığı, Hazine aleyhine dava açan ve Hazine tarafından tazminat ödenen yurttaş sayısıyla, maddi ve manevi tazminat miktarlarınının bilinmediğini bildirdi.

Cevapta, Maliye Bakanlığı’ndan Adalet Bakanlığı’na gelen bilgilere de yer verildi.

İki yılda 10 bin dava

Buna göre ‘koruma tedbirleri’ nedeniyle 2015’te ağır ceza mahkemelerinde 4 bin 776, 2016’da ise 6 bin 19 tazminat davası açıldı.

Bu da iki yılda 10 bin 795 dava yapıyor. Davalar birden fazla kişi tarafından da açılabiliyor. Kişi sayısına dair bir istatistik yok.

Tazminat davası sonucu 2015’te 2 bin 197 dosyada, 2016’da da 2 bin 130 dosyada ödeme yapıldı.

Adaletsizliğin faturası

Bakanlık, 2015’te tazminat, yasal faiz ve yargılama giderlerinin ödenmesi için 39 milyon 246 bin 150 lira, 2016’da ise 22 milyon 55 bin 306 lira 1 kuruş ödenek ayırdı.

Ancak bu ödeneğin ne kadarının kullanıldığı, kaç kişiye ödendiği gibi bilgilerin istatistiği yok.

ERDOĞAN, İTİBARDAN TASARRUF ETMEMİŞ: ‘SARAY’IN GARAJINDA 268 ARAÇ VAR

11/10/2017  

Cumhurbaşkanlığının garajında ikisi limuzin olmak üzere 268 aracın olduğu ortaya çıktı.

Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre  ‘Ak Saray’ın sahip olduğu araç sayısı, sigorta için açılan hizmete alım ihale dosyasında yer aldı.


‘Ak Saray’ın garajındaki 268 aracın kasko bedelleri ve ihale dosyasındaki ek donanımlarının da eklenmesiyle piyasa değerinin yaklaşık 54 milyon lira olduğu belirtildi.

Garajdaki araçların arasında iki limuzin, 14 zırhlı araç, 28 4×4 jip, 30 motosiklet, altı ambulans, iki itfaiye aracı, 83 Volkswagen, 33 Mercedes, 10 Audi marka araç da bulunuyor.

Volkswagen’lerin en eskisi 2008, en yenisi de 2016 model. Mercedes’lerin 11’i makam aracı olarak da kullanılan S600 model. Bu modellerin tanesinin piyasa değeri 1,5 milyon lira.

Beş ambulansın iç ekipmanı 30 bin lira. Mercedes marka Sprinter model ambulansın iç donanım tıbbi cihaz bedeli ise 188 bin lira.

Dikkati çeken artış

Eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde yapılan ihalede 115 araç vardı. Erdoğan dönemindeki ilk ihalede ise 136 araç kayda geçmişti. Şimdi ise 268 araç var.

İhaledeki makam araçlarının kasko değeri 1,5 milyon lira. Limuzin ve jipler için bu rakam 900 bin ile 600 bin lira arasında değişiyor.

Cumhurbaşkanlığı, geçen günlerde ‘Ak Saray’ın yüksek harcamalarını “İtibarda tasarruf olmaz”sözleriye savunmuştu.

‘DÜNYA LİDERİ’NİN KARNESİ: TÜRKİYE’DE GENÇLERİN YÜZDE 96’SI TELEVİZYON İZLİYOR

08/10/2017  

Hacettepe Üniversitesi’nde doktora çalışması kapsamında lise ve ortaokul öğrencisi 3 bin 654 kişiyle yapılan araştırmaya göre, gençlerin yüzde 96’sı televizyon izliyor.


Hürriyet’ten Gülseven Özkan’ın  haberine göre, Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nde, Doç. Dr. Özcan Doğan danışmanlığında Dr. Alev Üstündağ tarafından hazırlanan ‘10-18 Yaş Arası Gençlerin İzledikleri Dizilerin İçerik Açısından İncelenmesi’ adlı doktora tezinde 10-14 ve 15-18 yaş arası gençlerin izledikleri diziler içerik açısından ele alındı.

Ankara’daki araştırma kapsamında 15 ortaokuldan bin 530 ile 15 liseden 2 bin 124 olmak üzere toplam 3 bin 654 öğrenciyle görüşülerek anket çalışması da yapıldı.

Araştırmada ortaya çıkan verilere göre, gençlerin yüzde 96’sı televizyon izliyor. Yüzde 56’sı dört, yüzde 36’sı iki saat televizyon karşısında. Öğrencilerin yüzde 41’i haftada en az beş; yüzde 36’sı günde iki saat dizi seyrediyor. Katılımcılar arasında dizi izlemeyen yok.

Katılımcıların en çok sevdiği oyuncular, başroldekiler. Gençlerin yüzde 70’i ‘güzel rol yaptıkları’, yüzde 46’sı ise ‘eğlenceli/komik oldukları’ için dizi oyuncularını seviyor. Yüzde 62’si büyüdüğünde dizi/film oyuncularından birine benzemek değil, kendileri olmak istediğini söylüyor.

‘Ders çalışmak, test çözmek ve uyumak’ gençler tarafından boş zaman etkinliği olarak değerlendiriliyor.



DEVLETİN TAŞIT HARCAMASI İKİYE, UÇAK HARCAMASI DÖRDE, TEMSİL GİDERİ ÜÇE KATLANDI

26/10/2017  

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’nun hesabına göre, 2016’da resmi taşıt alımına yapılan harcama iki katına,  hava aracı alımlarına yapılan harcama dört katına, resmi davetlere  yapılan harcama üç katına çıktı. Bu üç kalemde yapılan harcama yaklaşık 1 milyon asgari ücretlinin maaşına denk.



Devlete ait araçlara 2016’da 2 milyar 23 milyon lira harcandı. Fotoğraf: DHA

ANKA’nın haberine göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Maliye Bakanlığı’nın verilerinden karşılaştırmalı bir derleme yaparak ‘Devlette İsraf’ adlı bir rapor açıkladı

– 2016’da resmi taşıt harcamalarının maliyeti 2015’e göre yüzde 82 artarak  2 milyar 23 milyon TL’ye (yaklaşık 2 katına) çıktı.

– 2016’da hava taşıtlarına yapılan harcama 2015’e göre yüzde 296 artışla 860 milyon liraya (yaklaşık dört katına) çıktı.

– Resmi törenler, yemekler ve davetler gibi etkinliklere harcanan temsil giderleri 2016’da 2015’e göre yüzde 216 artışla 364 milyon liraya (yaklaşık üç katına) çıktı.

– Aykut Erdoğdu’nun hesabına göre sadece bu üç kalemde yapılan harcama toplamda 995 bin 169 kişinin (yaklaşık 1 milyon) asgari ücretlinin maaşına denk.

Örtülü ödenek harcaması 12 yılda 15 katına çıktı

– Bunlara zek olarak 2012 yılında 94 milyon lira olan taşıt kiralama giderleri ,2016 sonunda yüzde 392 artışla 462 milyon lira (2012’nin yaklaşık 5 katı) oldu.

– AKP’nin iktidar olmadan önceki 12 yılda örtülü ödenekten toplam 442 milyon lira harcanmıştı. AKP iktidarının son 12 yılında ise örtülü ödenekten kendisinden önceki dönemin yaklaşık 15 katına tekabül eden 7 milyar lira harcandı.



Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın