Sağlık Bilimleri’nde Ocak Ayında Neler Oldu?



Merhaba sevgili bilim-sever Dağarcık Türkiye okuyucuları! Önceki yazılarımı okuyanlar bilirler; genelde bir aylık periyot içerisinde gerçekleşen sağlık bilimleri alanındaki gelişmelerden en öne çıktığını düşündüğüm gelişmeyi seçip sizlerle paylaşır ve elimden geldiğince yorumlamaya çalışırdım. Geçen ay ise yılın son ayı olması nedeni ile yazımda 2016 yılının en önemli bilimsel gelişmelerini farklı başlıklar içerisinde ele almıştım. Açıkçası her ayın en önemi görünen gelişmesini sizlere aktarmak yerine en önemli gelişmeLERini aktarmama olanak sağlayan bu konsept daha hoşuma gitti, çünkü kaçırdığınız ilgi çekici gelişmeler canımı sıkıyordu. Bundan sonra bu düzende sizlerle olmayı arzu ediyorum. Geride bıraktığımız Ocak ayında neler olmuş, hadi başlayalım!

Kanser tedavilerindeki ilerlemeler sayesinde hastalıkların önlenmesi ile kansere dayalı ölümlerin oranı düştü

Amerikan Kanser Topluluğu (American Cancer Society)’nun bu ay yayımladığı rapor sonuçlarında; 1991’den 2014 yılına dek geçen 15 senelik süre içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’nde kansere dayalı ölümlerin 25% oranında azalmış olduğu yer almakta (25% lik bu azalma 2.1 milyon daha az insanın kanser yüzünden ölmüş olması anlamına geliyor.). Rapordaki bu azalmanın temel nedeni sigara içen bireylerin sayısındaki azalış ile birlikte erken tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesine bağlanmış. [1]

2017’ye baktığımızda, araştırmacılar, ABD’de 1,6 milyondan fazla yeni kanser vakası olacağını, her gün yaklaşık 4,600 yeni teşhis ve yıl içerisinde toplam 600 milyondan fazla kanser ölümü (yani her gün yaklaşık 1,650 ölüm) olacağı tahmininde bulundu. [1]

325 milyon nüfuslu ve uygulamalı sağlık bilimlerinde gayet iyi seviyedeki Amerika Birleşik Devletlerindeki bu araştırma bize kansere çözüm bulunma hızı ve tamamen ortadan ne zaman kalkacağı ile ilgili önümüzdeki yıllar için önemli ip uçları veriyor. Görünüşe göre ölüm oranları her yıl yaklaşık 2% oranında azalıyor ve kişisel düşünceme göre önemli buluşların giderek artması sayesinde kanser ölüm oranlarındaki azalış hızı da giderek artacak ve birkaç on-yıl içerisinde bu hastalığın öldürme oranı günümüzde basit bir grip rahatsızlığının öldürme oranlarına yakın seviyelerde seyredecektir.

Genetik-düzenleme terapisi iki kız bebeğini lösemili yaşamdan kurtarıyor

Londra’da “Great Ormond Street Institute of Child Health, University College” ve işbirlikçi kurumların yaptığı bir çalışma ile yeni doğmuş akut lösemi (kan kanseri) hastası iki kız bebeğin yaşamı, uygulanan genetik düzenleme terapisi sayesinde kurtarıldı. [3]

Sağlıklı bir kan bağışçısının kanından elde edilen akyuvarlar (beyaz kan hücreleri) genetik değişikliğe uğratılarak kanserli hücrelere çok daha etkin ve nokta atışı saldırı yapabilir özelliğe getirildikten sonra hasta bebeklerin akyuvarları ile yer değiştirildi. (Akyuvarlar vücudumuzdaki askeri birliklere benzetilen, her türlü yabancı hücre ve maddeye karşı savaşan bağışıklık hücreleridir.) Uygulamadan sonra 28 gün gibi inanılmaz kısa bir zaman dilimi içerisinde her iki bebekte de kanser hücresi sayısında çok ciddi azalmalar gözlendi.



Bebeklerin bağıklık sisteminin vücutlarına enjekte edilen “yabancı” beyaz kan hücrelerine karşı saldırması ihtimali ise steroid hormonlar ve kemik iliği nakli ile engellenmiş oldu ve iki bebek de tedavi başlangıcından 18 ve 12 (bir tanesi 18 diğeri 12) ay sonra kanserden tamamen arındırılmış durumdalar. [2]

Bu uygulamanın yaşa, cinsiyete, kişiden kişiye değişen bağışıklık sistemi gücüne bakılmaksızın kan kanseri hastalarının tümünde çalışabilecek evrensel bir terapi olabileceği düşünülüyor.

Illumina insan Genom haritasını çıkarma maliyetini 100$’a, süresini de 1 saate indirme sözü verdi !

2003 senesinde 2,7 milyar dolarlık bütçe ayrılarak çok büyük emeklerle yıllarca çalışmanın sonucunda gerçekleştirilebilen insan genom dizilimi çok ses getirmişti. Şimdiyse, DNA dizilim devi Illumina, yarattığı yeni makinesiyle tüm genom haritamızı yalnızca 1 saat gibi çok kısa bir sürede ve 100$’dan daha az bir maliyetle elde edebileceğimizi açıkladı.

San Fransico’da JP Morgan Healthcare Konferası’nda tanıtımı yapılan NovaSeg ismindeki bu dizilim makinesinin çok hızlı tarayıcıları sayesinde tüm bir insan genom dizilimini bir saatten daha kısa bir sürede deşifre edebileceği bildirildi. Ayrıca tüm genom maliyetinin 100$’ın altına inmesi de klinik araştırmalar için servis sağlayıcı hizmeti vermek isteyen girişimci firmaların iştahlarını bir hayli kabarttı diyebiliriz. Maliyet karşılaştırması için; 2006 yılında Illumina’nın bir makinesi bu işi 300.000$’a yapıyorken, 2014’te aynı işi 1000$’a yapabiliyordu. [4]

Illumina’nın yeni makinesinin düşük fiyatlı olması hedefleniyor. NovaSeq-5000 850.000$’a, NovaSeq-6000 ise 985.000$’a satılacak iki model olarak üretilecek. Şimdiden 5 müşteri NovaSeq’i test etmek için bekliyor. Bunlardan biri Priscilla Chan Zuckerberg’in firması Biohub (Mark Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan Zuckerberg tarafından kurulmuş bilimsel çalışmalar yapan bir şirket), diğerleri ise MIT’e bağlı Broad Institute, Harvard Üniversitesi ile Regeneron ve Human Longevity isimli biyoteknoloji şirketleri. Duyurunun ardından Illumina şirket hisseleri de %16 artış gösterdi. [5]

Bu teknoloji ile klinik araştırma ve tedavilerde büyük avantaj elde edilmiş olacak. Pratik ve düşük maliyetli genom haritası testi ile genetik hastalıklar, kanser genleri gibi birçok problemin önceden belirlenip önlemlerinin alınabilecek olmasının yanında her türlü kişisel özelliğimizi öğrenip belki korkunç gerçeklerle (şizofreniye yatkınlık geni, bağımlılık geni, hırsızlığa yatkınlık geni vb.) yüzleşebileceğimiz belki de genetik olarak yatkın olduğumuzu bilmediğimiz için üzerine düşmediğimiz avantajlı özelliklerimizi öğrenip hayat yarışındaki önemli seçimlerimizi (meslek seçimi gibi) belirleyeceğiz.

Hibrit Hayvanat Bahçesi: Domuz – insan ve fare- sıçan embriyolarının üretimi !

Bilim insanları kök hücreleri kullanarak insan-domuz kimerik embriyosunu oluşturdular.



Bu ay olagelen ve beni en çok heyecanlandıran gelişmelerden birisi de bu gerçekten. Çünkü gelecekte “insanlara transplantasyona (organ nakli) uygun organlarla büyüyen hayvanlar” üretilebilecek ve bunun için çok önemli bir adım olan kimerik (Genetik olarak farklı olan hücrelerin aynı vücutta bulunmaları durumu) yani hibrit/melez domuz-insan fetusunun meydana getirilmesi başarıldı bile ! Konu ile ilgili çalışan ekip, 26 Ocak’ta Cell dergisinde fare-sıçan ve insan-inek melezlerinin üretimini bildirdi. Modifiye edilmiş bu hayvanlar, araştırmacılara transplantasyon dışında uyuşturucu testi ve insan gelişiminin erken anlayışına yönelik yeni modeller de sağlayabilir. [7]

Kimeralar oluşturabilmek için bilim adamları genelde bir türün erken dönem embriyosuna başka bir türün pluripotent kök hücrelerini enjekte ederler. Pluripotent kök hücreler, her türlü organa dönüşebilen özelleşmemiş kök hücrelerdir. Teorik olarak basit görünen bu düşünce pratikte canlı melez embriyolar üretmek için bir hayli zordu. California, La Jolla’daki Salk Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü’nden Gelişim Biyolog’u Juan Carlos Izpisua Belmonte liderliğindeki bir ekip, CRISPR gen düzenleme teknolojisini kullanarak organların oluşmasına neden olan genleri çıkarılmış fare embriyolarını kullandı. Bilim adamları fare embriyolarına sıçan kök hücreleri enjekte edip embriyoları fare rahmine yerleştirerek bu zorluğu aştılar. [8]

Araştırmacılar, organ nakli için kimera içerisindeki insan hücrelerinin normal DNA yapısı ve gen ifadesine sahip olup olmadığını görmek isteyeceklerdir. Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi’nde kök hücre araştırmacısı olan Hiromitsu Nakauchi, domuz insan kimerasındaki insan hücrelerinin az olduğunu, melezlerin hala organ bağışçıları gibi faydalı bir amaca hizmet etmekten çok uzak olduğunu belirtiyor; “İyi bir deney ama sonuçları daha olumsuz bir sonuç gibi görünüyor” … [9]

Nakauchi’nin grubu, koyun embriyolarının insan hücrelerini domuz embriyolarından daha iyi alabileceğinden şüphelendiği için, insan-koyun kimeralarının yaratılması için benzer yöntemler kullanıyor. Ancak çalışmayı gerçekleştiren ekipten Wu, domuzların muhtemelen en iyi organ bağışçıları olacağını söylüyor çünkü büyük bedenlerinin organ üretimine daha hızlı olanak sağlayacağını, aynı zamanda da domuz organlarının insan türünün organ yapısına daha yakın olduğunu düşünüyor. [10]

Organ nakilleri için gerekli insan organlarının başka canlılar üzerinde üretilmesi bana ölümsüzlüğe bir adım daha yaklaşmayı çağrıştıran fikirlerden birisi olarak görünüyor. Düşünsenize kolumuz kopuyor, değiştir. Kulaklarımız yaşlanıyor, değiştir. Kör oluyoruz, yenisini tak. Her türlü yedek parça bulunur !

Yanmış ekmek kansere mi neden oluyor ? Kanser Bilimi ve Akrilamid

Bu gelişme ülkemiz medyasında da yer bulduğu için burada okumadan önce haberdar olmuş olma ihtimaliniz var. Bende ilk defa televizyon kanallarının birisinde bir ana haber programında haberdar olmuştum ve daha sonra sabah kuşağında yayınlanan ve bir konu hakkında güzel ülkemdeki her profesör hocamın kendi yorumunu katarak birbirinden çok farklı şeyler söyledikleri bilumum sağlık programlarından da takip ettim. Televizyonlarda birbirinin zıttını söyleyen onlarca insanlar halkı yanlış yönlendirip yanlış beslenme alışkanlıklarına neden olabiliyor. Bu nedenle bu konunun gündemde olmasının kaynağı olan bilimsel gelişmeyi/yayını inceleyerek sizlere bulunan sonuçları aktarmak istedim.

Kahverengi patates ve yanmış ekmeğin sağlık açısından kanser riski ve akrilamid adı verilen kimyasal bir maddeyle bağlantılı olduğu ile ilgili yeni bir uyarı var. Uyarı, 23 Ocak’ta “Go for Gold” (Altın rengi için uğraş) adlı bir kampanya başlatan Birleşik Krallık Gıda Standartları Ajansı’ndan gelmekte. Bu kampanya insanların yedikleri akrilamid miktarını azaltmayı amaçlıyor ve kampanyanın ismi nişastalı gıdaları pişirirken daha ileri pişirme yerine en fazla altın rengine ulaşıncaya kadar pişirmeyi ifade ediyor.

Akrilamid, nişastalı gıdaların çok yüksek sıcaklıklarda pişirildiklerinde ortaya çıkardıkları insan sağlığına zararlı bir kimyasaldır. Geçmişteki araştırmalar, hayvanlarda akrilamidin DNA’ya zarar verebileceğini ve kansere neden olabildiğini gösteriyor. Hatta bu nedenle 1994 yılında akrilamid, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı tarafından “muhtemel bir kanserojen” olarak etiketlenmiştir.

İnsanların akrilamid içeren gıdaların tüketmesinin kanser riskini artırdığı gösteren herhangi bir çalışma mevcut değil. “Akrilamid maddesinin bazı gıdalarda bulunduğunun anlaşıldığı 2002 yılından beri onlarca çalışmayla bu gıdalardan daha fazla tüketen kişilerin bazı kanser türleri için daha yüksek risk altında olup olamadığı incelenmişti.” diyen Amerikan Kanser Topluluğu (American Cancer Society) çıkan sonuçların kafa karıştırıcı olduğunu ve bu sonuçlara göre bazı çalışmalarda akrilamid ile bazı kanser türlerinin (Böbrek, endometriyal ve yumurtalık kanseri) artmış riski arasında ilişki bulunurken, bazı araştırmalarda bu ikisi arasında hiçbir ilişki bulunamamış olduğunu işaret etti ve ekledi, “Hiçbir kanser türünde akrilamid alımı sonucu artan bir risk açıkça mevcut değil.”

Amerikan Kanser Topluluğu (AKT) şu ana kadarki beşeri araştırmalardan elde edilen sonuçlar her ne kadar güven verici olsa da, akrilamidin insanlarda kanser riskini arttırıp artırmadığını belirlemek için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini düşünüyor. Topluluğun ‘Beslenme Epidemiyolojisi Stratejik Direktörü’ Marji McCullough ise, konu ile ilgili “Gerçekten de tükettiğiniz akrilamidin miktarını sınırlamaya çalışmak mantıklı olacaktır.” Şeklindeki açıklaması ile soru işaretlerinin hala var olduğuna ilişkin sinyalleri vermiş oldu ve “Patatesleri kızartmak yerine kaynatmak veya mikrodalga ısıtıcı ile pişirmek, akrilamid maruziyetini azaltabilir” diye ekledi.

AKT’ye göre, ekmeklerin daha koyu bölgelerinde daha fazla akrilamid bulunuyor ve ‘Ekmeklerin koyu kahverengi veya siyah yerine açık kahverengi bir renge kadar pişirilmesi akrilamid maruziyetini de azaltmaktadır.’

Buna ek olarak, “Meyveler, sebzeler ve tahıllarca, kırmızı ve işlenmiş etlerce zengin sağlıklı bir diyet yapmamız, muhtemel akrilamid maruziyetini düşürecektir.” diyen McCullough. “Diyetin bu türü, kanser riskini azaltmak da dahil olmak üzere diğer yararlar da içeriyor” dedi. [11]

Anlaşılan yanmış ekmek, kızarmış patates gibi gıdaların kansere neden olup olmadığı tam olarak henüz gösterilememekle birlikte bu konudaki ihtimaller hala şüphe uyandırıyor. Bu konu her ne kadar şüpheli de olsa, bende sizlere kızarmış ve yanmış gıdalardan uzak durmanızı, daha çok haşlama, buharda pişirme gibi daha sağlıklı alternatif yöntemleri kullanmanızı öneriyorum.

Yeni keşfedilen güve türüne Trump’ın adı verildi

Yazımda sona yaklaşırken, bu eğlenceli haber ile tebessümle ayrılın istedim.

Güve, California Üniversitesi Entomoloji Müzesi’nde böcek koleksiyonlarını inceleyen Dr. Vazrick Nazari tarafından keşfedildi. Uzmanlar, bir güvenin diğerlerinden farklı olduğunu fark etti. Daha sonra bunun hiç bilinmeyen bir tür olduğu anlaşıldı.

Dr. Nazari, sarı tüyleri olan hayvana Trump’ı çağrıştırdığını söyleyerek ‘Neopalpa donaldtrumpi ‘ adını verdi. Geçen yıl da bir balık türüne ABD Başkanı Barack Obama’ya “benzerliği” nedeniyle ‘Tosanoides obama ‘ adı verilmişti. [12]




Gelin benzerliğe siz karar verin..

Meditasyonun vücudun stres sinyallerini azalttığı kanıtlandı

Anksiyete bozukluğu olan insanlar ‘Dikkatlilik meditasyonu’ adında sekiz haftalık bir ders aldılar ve bu derslerde şimdiki zaman üzerinde durmayı ve zor düşünce ve hisleri kabul etmeyi öğrendiler. Araştırmacılar, kursun tamamlanmasının ardından, katılımcıların stresli bir olay sırasında, vücutlarının kurs öncesinde nasıl tepki verdiğine kıyasla, stres hormonu olan ‘adrenokortikotropik hormonu (ACTH)’ ve ayrıca iltihap belirteçleri olan ‘IL-6 ve TNF-alfa proteinleri’ nin de azaldığını gösterdiler. (Stres vücudun kronik iltihabına neden olabilecek bir faktördür.)

Araştırmacılar, makalelerde anksiyete bozukluğu olan insanlarda ‘Dikkatlilik meditasyonu’nun biyolojik stres reaksiyonunu azaltmak için yararlı bir strateji olabileceğini ortaya koyuyor. [13]

Bol meditasyonlu sağlıklı günler dilerim.

Kaynaklar

  1. http://www.livescience.com/57398-cancer-death-rate-decline.html
  2. http://www.iflscience.com/health-and-medicine/geneediting-therapy-saves-lives-baby-girls-leukemia/
  3. http://stm.sciencemag.org/content/9/374/eaaj2013/tab-pdf
  4. https://techcrunch.com/2017/01/10/illumina-wants-to-sequence-your-whole-genome-for-100/
  5. https://www.illumina.com/
  6. http://www.bilim.org/genom-haritanizi-cikarma-maliyeti-100a-suresi-de-1-saate-inebilir/
  7. https://www.sciencedaily.com/releases/2017/01/170126132536.htm
  8. http://www.livescience.com/57642-human-pig-chimeras.html
  9. http://www.nature.com/news/hybrid-zoo-introducing-pig-human-embryos-and-a-rat-mouse-1.21378
  10. http://www.cell.com/cell/abstract/S0092-8674(16)31752-4?_returnURL=http%3A%2F%2Flinkinghub.elsevier.com%2Fretrieve%2Fpii%2FS0092867416317524%3Fshowall%3Dtrue
  11. http://www.livescience.com/57612-acrylamide-cancer-risk.html
  12. http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-38665809
  13. http://www.livescience.com/57618-meditation-lowers-stress-body.html

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın