Yargı Üyeleri Belirlenirken Bakanlıktan Cemaate: Dört Yıl Var, Anlaşın

17/11/2016

15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak serbest kalan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) başkan vekili Ahmet Hamsici’nin ifadesi ortaya çıktı.

Hamsici, 2010’da yapılan anayasa değişikliğinin ardından Gülen Cemaati mensuplarının yargıdaki yapılanmasının bilindiğini, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin belirlenmesi esnasında adalet bakanlığı müsteşarının “Önümüzde dört yıl var, anlaşın” dediğini söyledi

Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre Hamsici, 31 sayfalık ifadesinde 2010’da HSYK üyeleri belirlendikten sonra dönemin adalet bakanı Sadullah Ergin ve müsteşar Ahmet Kahraman’ın kendisine yeni kanun hazırlandığını, en az 50 Danıştay üyesi ve en az 150 Yargıtay üyesinin seçiminin yapılacağını söylediğini, hazırlık yapmalarını istediğini aktardı.

Yargıtay Ve Danıştay Üyeleri Ev Toplantısında Belirlenmiş

Bu konuşmanın ardından genel sekreter Mehmet Kaya’nın kendisini evine davet ettiğini belirten Hamsici şunları anlattı: “Evde biz kurul üyeleri dışında Fethullah Gülen cemaati mensupları olduklarını da bildiğim tetkik hâkimler Salih Özaykut, Önder Aytaç, Aydın Boşgelmez, Nazmi Dere olduğunu gördük. Tetkik hâkimlerinin bulunmalarının uygun olmadığını söyledim. (HSYK üyesi) Teoman Gökçe , ‘Bu arkadaşlar Yargıtay’ı en iyi bilen arkadaşlar bu nedenle çağırdık’ dedi. Ancak bu hareketin Fethullah Gülen cemaatinin bize bir emrivakisi olduğunu bu şekilde anladık.”

Gülen Cemaati’nin hangi isimleri Yargıtay ve Danıştay için istediğini öğrenmek için o evde toplandıklarını anlatan eski HSYK başkan vekili şöyle devam etti: “Yargıtay tetkik hâkimlerinin ismi geçince evdeki Gülen cemaat mensubu olan HSYK üyeleri, olumlu veya olumsuz görüş belirtiyorlardı. Ancak olumlu belirttikleri hep cemaat mensuplarıydı. Cemaat mensubu olan kurul üyeleri belirlenen isimleri saymak istediler. Bu belirlenen isimlerin Fetullah Gülen cemaatinin istediği isimler olduğunu biz bu şekilde öğrenmiş olduk. Bizim karşı çıkmamıza rağmen belirlenen hâkim ve savcılar sayıldı” dedi.

Gülen, En Az 140 Üye İstemiş

Hamsici, sayının 80 civarı çıkması üzerine Gülen Cemaati’ne mensup kurul üyelerinin kendi aralarında yaptığı görüşmenin ardından yaşananları şöyle aktardı: “Ahmet Berberoğlu , ‘Hocaefendiye danışılmış, arkadaşların 140’tan aşağı razı olmaması gerektiğini’ belirten söz sarf etti. Ben, Birol Erdem ve (HSYK üyesi) İbrahim Okur ‘Hocaefendi bu sayıya niye karışıyor, okullara baksın’ dedim. Ancak bu sözüme Ahmet Berberoğlu sert bir şekilde cevap verdi. Tartışma başladı. Hatta (HSYK üyesi) Nesibe Özer kapıyı çarparak evi terk etti.”

Müsteşar: Ortaklığı Baştan Bozamayız. Önümüzde Dört Yıl Var Anlaşın

İki ay boyunca toplantı yaptıklarını anlatan Hamsici, müsteşar Kahraman’ın ‘anlaşmalarını’ istediğini söyledi: “İki ay boyunca yaptığımız toplantılardan sonuç alamayınca ben, İbrahim Okur ve Birol Erdem, Müsteşar Ahmet Kahraman Bey’in yanına gittik. Ona cemaatin en az 140 Yargıtay üyesi istediklerini, Danıştay’a ise 37 bin sicillerin üye yapılmasını istediklerini anlattım. Ahmet Kahraman ‘anlaşın’ dedi. Biz ona Gülen cemaatinin Yargıtay’da 80 kişiye bile razı olmadığını belirttik, onların en az 140 kişi istediğini ifade ettik . Ahmet Kahraman ‘Ortaklığı baştan bozamayız. Önümüzde dört yıl var anlaşın’ dedi.”

2010’dan Sonra Yargıdaki Cemaat Mensupları Biliniyordu; Referandumda ‘Evet’ Çıksın Diye Çalıştılar’

Hamsici, 2010’da yapılan anayasa referandumunun ardından Gülen Cemaati mensuplarının kendilerini saklamadıklarını ve yargı içindeki yapılanmalarının bilindiğine dikkat çekerek, referandumda ‘Evet’ çıkması için çalıştıklarını söyledi: “2010 yılında yapılan HSYK seçimleri sırasında Fethullah Gülen cemaati mensuplarının artık kendilerini gizleme gereği duymadıklarını biliyorum. Bu tarihten sonra da Türk yargısı içinde kimlerin Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğu herkes tarafından açıkça bilindi. 2010 anayasa referandumunda Gülen’in talimatları doğrultusunda tüm cemaat mensuplarının evet çıkması için yoğun şekilde çalıştıklarını, hatta Gülen’in ‘ölüleri bile sandığa götürün’ talimatı üzerine Çin’den dahi insanların gelip oy kullandığını biliyorum. Ben ve cemaat mensubu olmayan Danıştay ve Yargıtay üyelerinden gelen üyeler hariç tüm üyeler Gülen cemaatinin gücünün etkisi altında kalarak bazı kararlar verdiğimiz olmuştur.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

Yargı Üyeleri Belirlenirken Bakanlıktan Cemaate: Dört Yıl Var, Anlaşın

17/11/2016

15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak serbest kalan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) başkan vekili Ahmet Hamsici’nin ifadesi ortaya çıktı.

Hamsici, 2010’da yapılan anayasa değişikliğinin ardından Gülen Cemaati mensuplarının yargıdaki yapılanmasının bilindiğini, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin belirlenmesi esnasında adalet bakanlığı müsteşarının “Önümüzde dört yıl var, anlaşın” dediğini söyledi

Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre Hamsici, 31 sayfalık ifadesinde 2010’da HSYK üyeleri belirlendikten sonra dönemin adalet bakanı Sadullah Ergin ve müsteşar Ahmet Kahraman’ın kendisine yeni kanun hazırlandığını, en az 50 Danıştay üyesi ve en az 150 Yargıtay üyesinin seçiminin yapılacağını söylediğini, hazırlık yapmalarını istediğini aktardı.

Yargıtay Ve Danıştay Üyeleri Ev Toplantısında Belirlenmiş

Bu konuşmanın ardından genel sekreter Mehmet Kaya’nın kendisini evine davet ettiğini belirten Hamsici şunları anlattı: “Evde biz kurul üyeleri dışında Fethullah Gülen cemaati mensupları olduklarını da bildiğim tetkik hâkimler Salih Özaykut, Önder Aytaç, Aydın Boşgelmez, Nazmi Dere olduğunu gördük. Tetkik hâkimlerinin bulunmalarının uygun olmadığını söyledim. (HSYK üyesi) Teoman Gökçe , ‘Bu arkadaşlar Yargıtay’ı en iyi bilen arkadaşlar bu nedenle çağırdık’ dedi. Ancak bu hareketin Fethullah Gülen cemaatinin bize bir emrivakisi olduğunu bu şekilde anladık.”

Gülen Cemaati’nin hangi isimleri Yargıtay ve Danıştay için istediğini öğrenmek için o evde toplandıklarını anlatan eski HSYK başkan vekili şöyle devam etti: “Yargıtay tetkik hâkimlerinin ismi geçince evdeki Gülen cemaat mensubu olan HSYK üyeleri, olumlu veya olumsuz görüş belirtiyorlardı. Ancak olumlu belirttikleri hep cemaat mensuplarıydı. Cemaat mensubu olan kurul üyeleri belirlenen isimleri saymak istediler. Bu belirlenen isimlerin Fetullah Gülen cemaatinin istediği isimler olduğunu biz bu şekilde öğrenmiş olduk. Bizim karşı çıkmamıza rağmen belirlenen hâkim ve savcılar sayıldı” dedi.

Gülen, En Az 140 Üye İstemiş

Hamsici, sayının 80 civarı çıkması üzerine Gülen Cemaati’ne mensup kurul üyelerinin kendi aralarında yaptığı görüşmenin ardından yaşananları şöyle aktardı: “Ahmet Berberoğlu , ‘Hocaefendiye danışılmış, arkadaşların 140’tan aşağı razı olmaması gerektiğini’ belirten söz sarf etti. Ben, Birol Erdem ve (HSYK üyesi) İbrahim Okur ‘Hocaefendi bu sayıya niye karışıyor, okullara baksın’ dedim. Ancak bu sözüme Ahmet Berberoğlu sert bir şekilde cevap verdi. Tartışma başladı. Hatta (HSYK üyesi) Nesibe Özer kapıyı çarparak evi terk etti.”

Müsteşar: Ortaklığı Baştan Bozamayız. Önümüzde Dört Yıl Var Anlaşın

İki ay boyunca toplantı yaptıklarını anlatan Hamsici, müsteşar Kahraman’ın ‘anlaşmalarını’ istediğini söyledi: “İki ay boyunca yaptığımız toplantılardan sonuç alamayınca ben, İbrahim Okur ve Birol Erdem, Müsteşar Ahmet Kahraman Bey’in yanına gittik. Ona cemaatin en az 140 Yargıtay üyesi istediklerini, Danıştay’a ise 37 bin sicillerin üye yapılmasını istediklerini anlattım. Ahmet Kahraman ‘anlaşın’ dedi. Biz ona Gülen cemaatinin Yargıtay’da 80 kişiye bile razı olmadığını belirttik, onların en az 140 kişi istediğini ifade ettik . Ahmet Kahraman ‘Ortaklığı baştan bozamayız. Önümüzde dört yıl var anlaşın’ dedi.”

2010’dan Sonra Yargıdaki Cemaat Mensupları Biliniyordu; Referandumda ‘Evet’ Çıksın Diye Çalıştılar’

Hamsici, 2010’da yapılan anayasa referandumunun ardından Gülen Cemaati mensuplarının kendilerini saklamadıklarını ve yargı içindeki yapılanmalarının bilindiğine dikkat çekerek, referandumda ‘Evet’ çıkması için çalıştıklarını söyledi: “2010 yılında yapılan HSYK seçimleri sırasında Fethullah Gülen cemaati mensuplarının artık kendilerini gizleme gereği duymadıklarını biliyorum. Bu tarihten sonra da Türk yargısı içinde kimlerin Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğu herkes tarafından açıkça bilindi. 2010 anayasa referandumunda Gülen’in talimatları doğrultusunda tüm cemaat mensuplarının evet çıkması için yoğun şekilde çalıştıklarını, hatta Gülen’in ‘ölüleri bile sandığa götürün’ talimatı üzerine Çin’den dahi insanların gelip oy kullandığını biliyorum. Ben ve cemaat mensubu olmayan Danıştay ve Yargıtay üyelerinden gelen üyeler hariç tüm üyeler Gülen cemaatinin gücünün etkisi altında kalarak bazı kararlar verdiğimiz olmuştur.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın