Hasta Siempre, Fidel Castro

Küba’da bu kadar büyük bir devrim yaptım, ama Atatürk’ün Türkiye’de yaptıklarını başaramadım. Atatürk, harf devrimi gibi bir takım reformlar yaptı. Ben böyle bir düzen değişikliği yapamazdım.” diyen adam, Fidel Castro 26 Kasım 2016 günü, dünyada unutulmazlar arasında yer alarak sonsuzluğa göç etti.

Castro’nun ölümünün ardından en gerçekçi yorumlardan birisini Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yaptı. Açıklamada “…Siyasi tarihe derin izler bırakan ve ülkesinde sağlıktan eğitime, sanattan bilime pek çok alanda köklü reformlar gerçekleştiren Fidel Castro, Küba’daki genç kuşaklara yol gösterecek değerleri ve idealleri miras bırakmıştır. Hayatını adadığı mücadele sadece Küba’da değil, tüm dünyada yankı bulmuş ve farklı siyasi kamplarda dahi saygınlık uyandırmıştır. Küresel adaletsizliğe karşı çıkmış, daha eşitlikçi ve dayanışmacı bir dünya kurulması için çalışmıştır. ‘Başka türlü bir dünya mümkündür’ sözleri de, hangi siyasi görüşten olursa olsun, bugün Latin Amerika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ya, milyarlarca insanın ortak özlemini yansıtmaktadır.”

Gerçekten, Fidel Castro dünyaya “Daha Eşitlikçi ve Dayanışmacı Bir Dünya Kurulabileceği” konusunda örnek oldu.

Bu bağlamda hakkını teslim edenler, O’nu “Sakalı, purosu ve haki üniformasıyla Batıya kafa tutan devrimci” olarak nitelendirdiler.

Fidel Castro yönetiminde Küba neyi başardı?

Kimilerini sıralayalım:

  • Castro hükümeti geniş kapsamlı toprak reformuna girişti. Bu bağlamda endüstriyel tarım yerine çevre dostu tarımın yapılabileceği gösterildi.

  • ABD şirketlerinin elindeki bütün rafineriler devletleştirildi.

  • Devlete dayalı parasız ve eşitlikçi eğitim hizmetleri gerçekleştirildi.

  • Dünyada sağlık sistemine yatırım yapan en birinci ülke durumuna gelindi. Bu yatırımlar sayesinde Küba, eğitim ve sağlık sistemleri günümüzde bile bölgedeki en güçlüler arasında yer alıyor. Örneğin akciğer kanserine karşı aşı maddesi iyileştirmeleri çalışmaları dünyada yankı buldu.

  • İnşaat sektöründeki çevre dostu malzemeler, ulusal turbo yakıt üretimi ve ulusal hidro-karbon potansiyeli alanında çalışmalara önderlik yapıldı.

  • Nanoteknoloji, biyobilişim (biyoenformatik), çevre koruma, sosyal bilimler ve nükleer teknolojiler gibi de projeler devam ediliyor.

  • Ülkesinde sosyalizmi kurma çalışmalarının yanında, Afrika ve Latin Amerika ülkelerindeki sosyalist hareketlere destek verdi.

Castro, sosyalist planlarıyla ABD’nin öfkesini de üzerine çekti. Örneğin topraklarının kamulaştırılmasından zarar gören ABD şirketlerinin baskısıyla, ABD hükümeti Küba’ya karşı ekonomik ambargo uygulamaya başladı. Castro, şeker karşılığında Sovyetler Birliğinden aldığı ham petrolü, ABD şirketlerinin elindeki rafinerilerde işletemedi. Bunun üzerine bütün rafinerileri devletleştirdi. Bu durum zaten soğuk olan ABD-Küba ilişkilerini iyice bozdu. 1961 yılının Nisan ayında ABD, Castro’yu devirmek için Küba’ya karşı Domuzlar Körfezi Harekâtını yaptı. Ancak CIA tarafından düzenlenen bu harekât başarısızlıkla sonuçlandı.

ABD günümüzde bile Küba ekonomisine zarar vermeye devam ediyor.

Bütün bu emperyalist kuşatmalara karşılık Küba, günümüzde örnek olarak varlığını sürdürüyor.

Dünyada herkese düşen bir görev var: “Daha Eşitlikçi ve Dayanışmacı Bir Dünya Kurulabileceğini” gösteren Fidel Castro’nun mirasını devam ettirmek ve her koşulda emperyalizme karşı bağımsızlık bayrağını taşımak.

Yazıyı, Che Guavera’nın Küba’dan ayrılırken Fidel’e yazdığı mektuptaki “Hasta Siempre, Comandante /Sonsuza kadar, Komutan” sözünden esinlenerek bitirelim:

Hasta Siempre,Fidel Castro/Sonsuza kadar, Fidel Castro”



Bunları da sevebilirsiniz