Cumhuriyet ve Kurucu İrade

Cumhuriyet-karşıtı güçler, yarım yüzyıldır «sandıktan çıktık” «millet bizi seçti” söyleminin arkasına gizlenerek, Cumhuriyet’in altını oydular. Yazar Demirtaş Ceyhun, bu sahteciliğe inatla karşı çıkanların başında geliyor, «Kurucu İrade” savını öne çıkarıyordu.
Anayasacılık ve «Kurucu İrade”
Kurucu İrade, kamu hukukunun da, Devlet’in kuruluşu ile özel olarak ilgilenen siyaset biliminin de ilgilendiği konuların başında gelir. Kurucu İrade tartışmasının Türk düşüncesinde zayıf kalmasının nedeni, Ceyhun’a göre aktarmacılık zaafıdır.
19. y.yılın sonunda Batı karşısında zayıf düşen Osmanlı’ya çare arayan aydınlarının Batı’nın anayasalarına sarılarak çözümler üretmeye çalıştıklarını biliyoruz. I. Meşrutiyet bu çabanın ürünüdür. Ancak aydınlar bu çareyi geliştirirken öze ilişkin bir büyük yöntem hatası yaptılar. İçeriğini derinlemesine incelemeden anayasalardan aktarmacılık yaparken, Batı’daki birkaç yüzyıllık büyük birikimi, özellikle Aydınlanma düşüncesini, ülkeye taşıyabileceklerini sandılar. Batı’dan aldıkları kavramların çoğunu, aktarmaya çalışırken, sorunları hafifleteceklerine derinleştirdiler.
Anayasa (Kanun-u Esasi) olarak Türkçeye aktarılan kavram, hataların başında gelir.
«Constitution” u « Kanun-u Esasi” olarak aktardılar dilimize. Oysa Batı dillerinde «constitution” çok farklı bir anlam taşıyordu. Ceyhun şöyle anlatıyor:
«Constitution frenkçede (Batı dillerinde)bir yasa değil, Katolik Kilisesi’nin teokratik devletlerine karşı yüzyıllar boyu verilmiş kanlı mücadelelerin sonunda kurulan laik (seküler) devletlerin kuruluş sözleşmesi anlamına gelmektedir.Yani meşruiyetin kutsal güçlerden ve hanedandan alınıp Meclis’e devredildiği, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, teokratik devletin seçeneği olarak bulunmuş devlet türünü tanımlamaktadır.”( D. Ceyhun; Anayasa, Yasa mıdır, Cumhuriyet Yayınları, s. 43)
Gerçekten Batı dillerinde karşılığı «oluşum/ kuruluş olan «Constitution” sözcüğünün tercih edilmiş olması anlamlıdır. Tarihsel olaylar bu sözcüğe içerik kazandırdı. İlk anayasa olan Amerikan metni, eyalet temsilcilerin biraraya gelmesi ile (Convention) toplanan, eski siyasal yapıyı tümden reddederek yepyeni bir devleti yoktan kurma iradesini oluşturan bir kurucu sözleşmedir. 7 maddeden oluşan bu metnin esası, devlet kurma iradesidir. İnsan hakları, ek maddeler olarak Anayasa’ya yani kurucu metne eklendi, demokratik toplumun temelleri atıldı. Onu izleyen Fransa Anayasası da aynı şekilde oluştu. Kendilerini yetkili ilan eden temsilciler Meclis Çatısı altında ( Assamblée National) biraraya gelerek, Meclis’i Kurucu Meclis’e dönüştürdüler, Krallığı ve Kilise’yi yıkma ve insan haklarına dayalı yeni bir demokratik düzen kurma iradesini oluşturdular. Yazılı bir anayasaya sahip olmayan İngiltere’de temel yasalarla tuğla tuğla inşa edilen kurucu iradenin oluşumunun ( Magna Charta, Bill Of Rights, Tolerance Act, Chartist Act vb.) yüzyıllara yayıldığını biliyoruz.
Kurucu İrade Nedir
Kurucu irade bir toplumu yeni baştan kuran iradedir: Anayasa hukukçusu Soysal’a göre «Anayasa sözünde «temel kuruluş” anlamı var. Anayasa öyle bir yasa ki, devletin temel yapısını ve bu yapının başlıca işleyiş kurallarını gösteriyor”.(M.Soysal, Anayasanın Anlamı, s.6)
Siyaset bilimci Prof. Münci Kapani tahlili daha da ileriye götürüyor. Kapani’ye göre kamu hukukundaki egemenliğin siyaset bilimindeki karşılığı «kurucu iktidar” kavramıdır. Kapani bir kurucu iktidar – kurulu iktidar ayrımı yapıyor:
«Kurulu iktidar (ki bundan özellikle devletin siyasal organları olan yasama ve yürütmeyi anlamak gerekir) kaynağını ve yetkilerini Anayasadan alır ve bu yetkileri gene Anayasa tarafından çizilmiş olan sınırlar içinde kullanır.Her istediği kanunu çıkaramaz, her istediği emri veremez. Kendisini bağlayan hukuk kuralları (anayasa kurallları) buna engel olur.
Kurucu iktidar ise kurulu iktidardan farklı olarak devletin temel hukuk düzenini yaratırken, iradesini sınırlayan üstün pozitif hukuk kuralları ile bağlı değildir.Bu bakımdan (Kurucu İradenin) tamamen bağımsız ve sınırsız bir iradeye sahip olduğu söylenebilir. (M. Kapani, Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yay. s,63)
Kapani kurucu iktidarı da ikiye ayırıyor «Asıl kurucu iktidar” ile «tali kurucu iktidar” ara- sında fark gözetiyor. İkincil ya da değiştirici kurucu iktidara yürürlükteki Anayasada değişik- lik yapmak hakkını teslim ederken hukuki yönden tam- mutlak bir hareket serbestisine sahip bulunmayabileceğine, iradesine sınır konmuş olabileceğine dikkat çekiyor. (Kapani, age, s.64)
Türkiye bir Kurtuluş Savaşı ile kuruldu, kurucu iktidar o süreçte oluştu. Bu «Kurucu iradeyi” (kurucu sözleşme) Meclis çoğunluğu ile yoketmeye çalışmak, hem işin doğasına, hem vicdana hem de Anayasa Hukuku’nun ruhuna aykırıdır.

Cumhuriyet-karşıtı güçler, yarım yüzyıldır «sandıktan çıktık” «millet bizi seçti” söyleminin arkasına gizlenerek, Cumhuriyet’in altını oydular. Yazar Demirtaş Ceyhun, bu sahteciliğe inatla karşı çıkanların başında geliyor, «Kurucu İrade” savını öne çıkarıyordu.

Anayasacılık ve «Kurucu İrade”

Kurucu İrade, kamu hukukunun da, Devlet’in kuruluşu ile özel olarak ilgilenen siyaset biliminin de ilgilendiği konuların başında gelir. Kurucu İrade tartışmasının Türk düşüncesinde zayıf kalmasının nedeni, Ceyhun’a göre aktarmacılık zaafıdır.

19. y.yılın sonunda Batı karşısında zayıf düşen Osmanlı’ya çare arayan aydınlarının Batı’nın anayasalarına sarılarak çözümler üretmeye çalıştıklarını biliyoruz. I. Meşrutiyet bu çabanın ürünüdür. Ancak aydınlar bu çareyi geliştirirken öze ilişkin bir büyük yöntem hatası yaptılar. İçeriğini derinlemesine incelemeden anayasalardan aktarmacılık yaparken, Batı’daki birkaç yüzyıllık büyük birikimi, özellikle Aydınlanma düşüncesini, ülkeye taşıyabileceklerini sandılar. Batı’dan aldıkları kavramların çoğunu, aktarmaya çalışırken, sorunları hafifleteceklerine derinleştirdiler.

Anayasa (Kanun-u Esasi) olarak Türkçeye aktarılan kavram, hataların başında gelir.

«Constitution” u « Kanun-u Esasi” olarak aktardılar dilimize. Oysa Batı dillerinde «constitution” çok farklı bir anlam taşıyordu. Ceyhun şöyle anlatıyor:

«Constitution frenkçede (Batı dillerinde)bir yasa değil, Katolik Kilisesi’nin teokratik devletlerine karşı yüzyıllar boyu verilmiş kanlı mücadelelerin sonunda kurulan laik (seküler) devletlerin kuruluş sözleşmesi anlamına gelmektedir.Yani meşruiyetin kutsal güçlerden ve hanedandan alınıp Meclis’e devredildiği, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, teokratik devletin seçeneği olarak bulunmuş devlet türünü tanımlamaktadır.”( D. Ceyhun; Anayasa, Yasa mıdır, Cumhuriyet Yayınları, s. 43)

Gerçekten Batı dillerinde karşılığı «oluşum/ kuruluş olan «Constitution” sözcüğünün tercih edilmiş olması anlamlıdır. Tarihsel olaylar bu sözcüğe içerik kazandırdı. İlk anayasa olan Amerikan metni, eyalet temsilcilerin biraraya gelmesi ile (Convention) toplanan, eski siyasal yapıyı tümden reddederek yepyeni bir devleti yoktan kurma iradesini oluşturan bir kurucu sözleşmedir. 7 maddeden oluşan bu metnin esası, devlet kurma iradesidir. İnsan hakları, ek maddeler olarak Anayasa’ya yani kurucu metne eklendi, demokratik toplumun temelleri atıldı. Onu izleyen Fransa Anayasası da aynı şekilde oluştu. Kendilerini yetkili ilan eden temsilciler Meclis Çatısı altında ( Assamblée National) biraraya gelerek, Meclis’i Kurucu Meclis’e dönüştürdüler, Krallığı ve Kilise’yi yıkma ve insan haklarına dayalı yeni bir demokratik düzen kurma iradesini oluşturdular. Yazılı bir anayasaya sahip olmayan İngiltere’de temel yasalarla tuğla tuğla inşa edilen kurucu iradenin oluşumunun ( Magna Charta, Bill Of Rights, Tolerance Act, Chartist Act vb.) yüzyıllara yayıldığını biliyoruz.

Kurucu İrade Nedir

Kurucu irade bir toplumu yeni baştan kuran iradedir: Anayasa hukukçusu Soysal’a göre «Anayasa sözünde «temel kuruluş” anlamı var. Anayasa öyle bir yasa ki, devletin temel yapısını ve bu yapının başlıca işleyiş kurallarını gösteriyor”.(M.Soysal, Anayasanın Anlamı, s.6)

Siyaset bilimci Prof. Münci Kapani tahlili daha da ileriye götürüyor. Kapani’ye göre kamu hukukundaki egemenliğin siyaset bilimindeki karşılığı «kurucu iktidar” kavramıdır. Kapani bir kurucu iktidar – kurulu iktidar ayrımı yapıyor:

«Kurulu iktidar (ki bundan özellikle devletin siyasal organları olan yasama ve yürütmeyi anlamak gerekir) kaynağını ve yetkilerini Anayasadan alır ve bu yetkileri gene Anayasa tarafından çizilmiş olan sınırlar içinde kullanır.Her istediği kanunu çıkaramaz, her istediği emri veremez. Kendisini bağlayan hukuk kuralları (anayasa kurallları) buna engel olur.

Kurucu iktidar ise kurulu iktidardan farklı olarak devletin temel hukuk düzenini yaratırken, iradesini sınırlayan üstün pozitif hukuk kuralları ile bağlı değildir.Bu bakımdan (Kurucu İradenin) tamamen bağımsız ve sınırsız bir iradeye sahip olduğu söylenebilir. (M. Kapani, Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yay. s,63)

Kapani kurucu iktidarı da ikiye ayırıyor «Asıl kurucu iktidar” ile «tali kurucu iktidar” ara- sında fark gözetiyor. İkincil ya da değiştirici kurucu iktidara yürürlükteki Anayasada değişik- lik yapmak hakkını teslim ederken hukuki yönden tam- mutlak bir hareket serbestisine sahip bulunmayabileceğine, iradesine sınır konmuş olabileceğine dikkat çekiyor. (Kapani, age, s.64)

Türkiye bir Kurtuluş Savaşı ile kuruldu, kurucu iktidar o süreçte oluştu. Bu «Kurucu iradeyi” (kurucu sözleşme) Meclis çoğunluğu ile yoketmeye çalışmak, hem işin doğasına, hem vicdana hem de Anayasa Hukuku’nun ruhuna aykırıdır.

Bunları da sevebilirsiniz