Kuzey Mali’ye Fransız Müdahalesi

Askeri Başarı, Siyasi Belirsizlik ve Doğaçlama
28 Ocak 2013 Timbuktu şehri Fransız ordusunun ellerine düşer. François Hollande tarafından belirtildiğine göre savaşın amacı Mali’nin toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasıdır. Görev uzun soluklu olacaktır ve Fransa’nın siyasi maksadı daha sınırlı olmalıdır.
11 Ocak 2013 tarihinde Fransız ordusu ülkenin kuzeyine hakim olan İslami silahlı grupların Mali’nin güneyine ilerlemelerini durdurmak amacıyla müdahale etmiştir. Fransız Başkan bu müdahalenin neticesini şu şekilde izah etmiştir: «Mali’nin toprak bütünlüğünü yeniden oluşturmak ve ‘zayıf devlet’ konumundaki Mali Devletini yeniden kurmak.” Bölgede ilerleyiş hızlı ancak politik-diplomatik bazı doğaçlamaları ve sürdürülen savaşın amacındaki belirsizlikleri gizleyemiyor.
Müdahale Nedenleri
Bağımsızlıktan bu yana Mali, bölgenin kuzeyinde yaşayan Touaregler´in ayaklanmalarına maruz kalmaktadır. 2012 senesinin başlarında Mali hükümetinin dağılması olaylara sürat katar. Azawad Ulusal Bağımsızlık Hareketi (MNLA) ve müttefikleri Mali ordusunu geri püskürtüp Awazad’ın bağımsızlığını ilan eder. Çok kısa bir zaman içerisinde Mali’nin kuzeyi İslami silahlı grupların kontrolüne geçer. Fransa bu gruplara -(AQMİ) El Kaide’nin Kuzey Afrika Kanadı, Ansar Dine, Tevhid ve Cihad hareketi (MUJ) – askeri müdahalede bulundu.
Ekonomik açıdan müdahale sebepleri sınırlı yada dolaylı olan (Nijer’de Areva tarafından işletilen uranyum gibi) Fransız çıkarlarının çok ötesinde.
Mali’deki birçok Fransız uyruklu kişinin güvenliği haricinde, mevzubahis menfaatler öncelikli olarak güvenliğe değin ve bölgeseldir: Sahel-Sahara bölgesinin büyük bir bölümünün kontrolünün İslami silahlı grupların eline geçmesi Avrupa coğrafyasında bir nev’i Afganistan «Sahelistan” oluşumuyla neticelenebilir.
Bölgesel güvenlikle ilgili hedefe, bir zamanlar Fransızların hüküm sürdüğü (Fransız Batı Afrika’sı) bölgelerde konumunu ve etkisini muhafaza etmek eklenmektedir. Paris’in bölgeye askeri üsler yerleştirdiğini ve Sahraaltı bölgesinden bir çok Afrika ülkesi ile savunma anlaşmaları yapmış olduğunu kendimize hatırlatmak gerekir. Mali cephesinde, güvenlik menfaatleri ve güç menfaatleri, nesnel çıkarlardan çok daha fazla önem teşkil etmektedir. Sınırlı bir çatışmada dahi bir günlük bir savaşın maliyetini düşünün; ekonomik perspektifleri fazlasıyla aşmakta.
Askeri Başarıların Ötesinde
Askeri başarılar, Fransa gücünü ve etkisini yansıtma kapasitesini kanıtlıyor. Halbuki taktiğin ve uygulanan stratejinin niteliği politik amaçlar mevzubahis olduğunda diplomatik doğaçlama ve belirsizlikleri saklamamalı. Önceleri Paris çok yanlılık ve «perde arkası liderlik” çalışması örneği yürütmeyi ileri sürüyordu. Birleşmiş Milletler’in ve AB´nin desteği ile Afrikalılar operasyonu yürütecek diye varsayılmıştı. Fransız girişiminin koşulları çok sınırlandırıcıydı. Arazide asker yok, her şeyden önce Mali ordusunun eğitimi ve lojistik desteği yoktu. Söz konusu tertibatı hazır hale getirmek için gerekli zamanın bazı İslami- Touaregliler´le görüşmeleri kolaylaştırması bekleniyordu.
Aslında bu çekilme, stratejik inisiyatifi İslami silahlı gruplara bırakıyordu, oysa ki güney yolunu kesmek üzere hiçbir sağlam savunma bulunmamaktaydı. 10 Ocak 2013 tarihinde, Katibalar (Cezayir Ulusal Bağımsızlık Ordusunun önemli bir birimi) Bamako’ya doğru stratejik bir geçiş olan Konna’yı ele geçirmek üzere Mali’nin kuzey-güney ayrım çizgisinin aştılar. Geçmiş beyanların aksine, en kısa zamanda sadece ve güç yoluyla müdahale etmeli. 11 Ocak, avcı uçaklar Fransız birliklerini bombaladı ve Mali’nin Kuzey’ine geri döndü. Fransa’ya müttefikleri gerek siyasi gerek lojistik alanlarında önemli derecede destek oluyorlar, ancak hükümet bu stratejik durumu hızlandırıp müttefikler arası bir operasyon gerçekleştiremiyor.
Bunların haricinde savaşın gayeleri hızlı bir şekilde değişti. Birkaç saat içerisinde – kuzey-güney ayırım çizgisine uyulmasını sağlamak ve Afrika çözümünün stratejik koşullarını muhafaza etmek- amaçlı gerekli durdurma darbesinde, Kuzey Mali’nin yeniden fethine ve Devletin yeniden kurulmasına geçildi.
Oysaki bu bütünün politik durumunu düzeltmek zor olacaktır. Sahel-Sahara bir yanda, diğer yanda Batı Afrika’dan oluşan bölgenin tamamını bir bütün olarak işleyenler derin güçlerdir.
Bir yandan Touareg sorunu İslamiyet’te çözülemezken diğer yandan Mali «başarısız” olmuştu. Halbuki yakın geçmiş ulusun yaratılmasının sınırlarını gözler önüne sermişti.
Kontr-terörizm Ulusun İnşasına Karşı
Sürekli mevcudiyet anlamına gelen ilk politikaların amaçlarındansa başlangıç senaryosu ile yetinmek ve her türlü «hedef şaşma ihtimali”nden kaçınmak daha temkinli olmaz mı? Yani limit ve kontr-terörizm anlatımlarıyla zamanında çözümlemek lazım.
Uzun soluklu ama hedeflerinde sınırlı bir eforda ısrarcı olalım.
Jean-Sylvestre´nin Mongrenier: Dr., Fransız Jeopolitik Enstitüsü´nde
(Paris Üniversitesi VIII) Araştırmacı ve Thomas More Enstitüsü´nde )Paris, Brüksel) Kıdemli Araştırmacı

Askeri Başarı, Siyasi Belirsizlik ve Doğaçlama

28 Ocak 2013 Timbuktu şehri Fransız ordusunun ellerine düşer. François Hollande tarafından belirtildiğine göre savaşın amacı Mali’nin toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasıdır. Görev uzun soluklu olacaktır ve Fransa’nın siyasi maksadı daha sınırlı olmalıdır.

11 Ocak 2013 tarihinde Fransız ordusu ülkenin kuzeyine hakim olan İslami silahlı grupların Mali’nin güneyine ilerlemelerini durdurmak amacıyla müdahale etmiştir. Fransız Başkan bu müdahalenin neticesini şu şekilde izah etmiştir: «Mali’nin toprak bütünlüğünü yeniden oluşturmak ve ‘zayıf devlet’ konumundaki Mali Devletini yeniden kurmak.” Bölgede ilerleyiş hızlı ancak politik-diplomatik bazı doğaçlamaları ve sürdürülen savaşın amacındaki belirsizlikleri gizleyemiyor.

Müdahale Nedenleri

Bağımsızlıktan bu yana Mali, bölgenin kuzeyinde yaşayan Touaregler´in ayaklanmalarına maruz kalmaktadır. 2012 senesinin başlarında Mali hükümetinin dağılması olaylara sürat katar. Azawad Ulusal Bağımsızlık Hareketi (MNLA) ve müttefikleri Mali ordusunu geri püskürtüp Awazad’ın bağımsızlığını ilan eder. Çok kısa bir zaman içerisinde Mali’nin kuzeyi İslami silahlı grupların kontrolüne geçer. Fransa bu gruplara -(AQMİ) El Kaide’nin Kuzey Afrika Kanadı, Ansar Dine, Tevhid ve Cihad hareketi (MUJ) – askeri müdahalede bulundu.

Ekonomik açıdan müdahale sebepleri sınırlı yada dolaylı olan (Nijer’de Areva tarafından işletilen uranyum gibi) Fransız çıkarlarının çok ötesinde.

Mali’deki birçok Fransız uyruklu kişinin güvenliği haricinde, mevzubahis menfaatler öncelikli olarak güvenliğe değin ve bölgeseldir: Sahel-Sahara bölgesinin büyük bir bölümünün kontrolünün İslami silahlı grupların eline geçmesi Avrupa coğrafyasında bir nev’i Afganistan «Sahelistan” oluşumuyla neticelenebilir.

Bölgesel güvenlikle ilgili hedefe, bir zamanlar Fransızların hüküm sürdüğü (Fransız Batı Afrika’sı) bölgelerde konumunu ve etkisini muhafaza etmek eklenmektedir. Paris’in bölgeye askeri üsler yerleştirdiğini ve Sahraaltı bölgesinden bir çok Afrika ülkesi ile savunma anlaşmaları yapmış olduğunu kendimize hatırlatmak gerekir. Mali cephesinde, güvenlik menfaatleri ve güç menfaatleri, nesnel çıkarlardan çok daha fazla önem teşkil etmektedir. Sınırlı bir çatışmada dahi bir günlük bir savaşın maliyetini düşünün; ekonomik perspektifleri fazlasıyla aşmakta.

Askeri Başarıların Ötesinde

Askeri başarılar, Fransa gücünü ve etkisini yansıtma kapasitesini kanıtlıyor. Halbuki taktiğin ve uygulanan stratejinin niteliği politik amaçlar mevzubahis olduğunda diplomatik doğaçlama ve belirsizlikleri saklamamalı. Önceleri Paris çok yanlılık ve «perde arkası liderlik” çalışması örneği yürütmeyi ileri sürüyordu. Birleşmiş Milletler’in ve AB´nin desteği ile Afrikalılar operasyonu yürütecek diye varsayılmıştı. Fransız girişiminin koşulları çok sınırlandırıcıydı. Arazide asker yok, her şeyden önce Mali ordusunun eğitimi ve lojistik desteği yoktu. Söz konusu tertibatı hazır hale getirmek için gerekli zamanın bazı İslami- Touaregliler´le görüşmeleri kolaylaştırması bekleniyordu.

Aslında bu çekilme, stratejik inisiyatifi İslami silahlı gruplara bırakıyordu, oysa ki güney yolunu kesmek üzere hiçbir sağlam savunma bulunmamaktaydı. 10 Ocak 2013 tarihinde, Katibalar (Cezayir Ulusal Bağımsızlık Ordusunun önemli bir birimi) Bamako’ya doğru stratejik bir geçiş olan Konna’yı ele geçirmek üzere Mali’nin kuzey-güney ayrım çizgisinin aştılar. Geçmiş beyanların aksine, en kısa zamanda sadece ve güç yoluyla müdahale etmeli. 11 Ocak, avcı uçaklar Fransız birliklerini bombaladı ve Mali’nin Kuzey’ine geri döndü. Fransa’ya müttefikleri gerek siyasi gerek lojistik alanlarında önemli derecede destek oluyorlar, ancak hükümet bu stratejik durumu hızlandırıp müttefikler arası bir operasyon gerçekleştiremiyor.

Bunların haricinde savaşın gayeleri hızlı bir şekilde değişti. Birkaç saat içerisinde – kuzey-güney ayırım çizgisine uyulmasını sağlamak ve Afrika çözümünün stratejik koşullarını muhafaza etmek- amaçlı gerekli durdurma darbesinde, Kuzey Mali’nin yeniden fethine ve Devletin yeniden kurulmasına geçildi.

Oysaki bu bütünün politik durumunu düzeltmek zor olacaktır. Sahel-Sahara bir yanda, diğer yanda Batı Afrika’dan oluşan bölgenin tamamını bir bütün olarak işleyenler derin güçlerdir.

Bir yandan Touareg sorunu İslamiyet’te çözülemezken diğer yandan Mali «başarısız” olmuştu. Halbuki yakın geçmiş ulusun yaratılmasının sınırlarını gözler önüne sermişti.


Kontr-terörizm Ulusun İnşasına Karşı

Sürekli mevcudiyet anlamına gelen ilk politikaların amaçlarındansa başlangıç senaryosu ile yetinmek ve her türlü «hedef şaşma ihtimali”nden kaçınmak daha temkinli olmaz mı? Yani limit ve kontr-terörizm anlatımlarıyla zamanında çözümlemek lazım.

Uzun soluklu ama hedeflerinde sınırlı bir eforda ısrarcı olalım.


Jean-Sylvestre´nin Mongrenier: Dr., Fransız Jeopolitik Enstitüsü´nde

(Paris Üniversitesi VIII) Araştırmacı ve Thomas More Enstitüsü´nde )Paris, Brüksel) Kıdemli Araştırmacı

Bunları da sevebilirsiniz