Bir Garip Ölmüş Diyenler

2011 yılının son haftasında İzmir Balçova’da oynanan Süper Amatör Küme karşılaşmasında Tiresporlu futbolcu 22 yaşındaki Serkan Tuğal saha içinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde üstelik Dokuz Eylül Üniversitesi hastanesinin burnunun dibindeki bir futbol sahasında gencecik bir sporcu hayatını inanılmaz ihmaller sonucunda yitirdi. Sporu/futbolu tıpkı hayatımızın diğer alanlarında olduğu gibi ‘Allaha emanet’ yaşayan bir kültürün son kurbanı ne yazık ki Serkan Tuğal oldu. Her kültür kendine uygun kültürel kodları ve ona uygun yaşama dönük zihniyet kalıplarını üretir ve bu kalıpları hayatın her alanında kullanır, spor/futbol sahası da bu alanlardan bir tanesidir. İnsan hayatına önem veren kültürlerde önce insan anlayışı egemendir, buna karşın önce sistemi ayakta tutan kültürlerde ise yasal düzenlemeler öncelik taşır. Bu kültürlerde yöneticiler mümkün olduğunca inisiyatif almaktan kaçınırlar ve ellerindeki yönetmeliklere göre ‘durumu idare ederler’. Önce insan diyen anlayışta ise, insan her şeyin üstündedir ve insanın mümkün olduğunca iyi yaşatılmasına öncelik verilir. Bunu sağlayacak yasal düzenlemeler oluşturulmaya çalışılır ve bu kültürlerde yöneticiler inisiyatif almaktan korkmazlar.

Yaşanan vahim olay bizlere bir kez daha ülkemizde insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu maalesef ortaya koydu. İşin asıl sıkıntılı boyutu ise spor yapmak isteyen amatör kümedeki genç sporculara ne kadar değer verdiğimizin böylesine acı bir şekilde yüzümüze çarpılmasıdır. Amatör sporcuların gerçekten kahramanca ve özverili şekilde yürüttükleri mücadelelerindeki en büyük engelleri karşılarındaki sistemin bizatihi kendisidir. Karşılaşmalarında doktor ve ambulansın bulunmadığı ve tam olarak ‘allaha emanet’ koşullarda spor yapmak isteyen bu gençleri daha ne kadar görmezden geleceğiz. Tıpkı hayatın diğer alanlarında karşılaştığımız olumsuzluklarda olduğu gibi daha ne kadar cenazeler arkasından göz yaşı dökmeye devam ederek, olanları unutacağız.

Ülkemizdeki Süper Lig tartışmaları sporumuzun/futbolumuzun asıl kaynağı olan kısmın üzerinin örtülmesine ve gerçek kaynağımızın ilerlemesine engel teşkil etmektedir. Ülke olarak bu durumu değiştiremediğimiz sürece aynı şeyleri söylemeye daha çok devam ederiz.

Bunları da sevebilirsiniz