Geçtiğimiz Ay Ortadoğu Basınında Türkiye Ve Türkler

İran

İran Focus (Tahran AFP) «Türkiye´nin Gül´ü İlk İran Gezisinde” 14 Şubat 2011

İslam Cumhuriyeti´yle politik ve ekonomik bağları güçlendirmek amacıyla Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk ziyaretini gerçekleştiren Abdullah Gül Pazar günü Tahran´a ulaştı.
Çok sayıda bakan ve işadamının eşlik ettiği Abdullah Gül´ün ziyareti Çarşamba günü sona erecek. Bu ziyaret süresince Mahmud Ahmedinecad ve birçok üst düzey yetkiliyle görüşecek.
Abdullah Gül´le IRNA´nın gerçekleştirdiği röportaj´da Gül, İran´ın Nükleer Silahların Yayılmaması Anlaşması´na taraf olduğunu ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı´nın bir üyesi olduğunu, bu yüzden İran´ın nükleer çalışmaları ile ilgili anlaşmazlığın görüşmeler yoluyla çözülmesi gerektiğini, Türkiye´nin de bu düşünceyi savunmaya devam edeceğini söyledi.
İslam kökenli hükümetin 2002´de yönetime gelmesinden beri Ankara´nın Doğu Komşuları ile bağları belirgin bir şekilde arttı.
Geçtiğimiz ay, Altı büyük dünya gücünün İran´ın nükleer silah geliştirdiği yönündeki şüphelerini ortadan kaldırmak amacıyla Türkiye’nin ev sahipliğinde bir görüşme düzenlenmiş ancak görüşmelerden herhangi bir sonuç alınamamıştı.
Geçtiğimiz Haziran’da ise, ABD´nin İran´a karşı yeni önlemler alınması önerisini Birleşmiş Milletler´de reddeden Türkiye, Brezilya ve İran arasındaki nükleer yakıt değişimi görüşmelerine bir şans verilmesi gerektiğini söyleyerek ABD´yi bıktırmıştı.
Gül ayrıca Ankara ve Tahran arasındaki ekonomik ilişkilere de önem veriyor. Türk ve İranlı yetkililer, şu an 10 milyar Dolar ticaret hacmini 2015 yılına kadar 30 milyar Dolar´a çıkarmayı amaçladıklarını söylüyorlar.
Türkiye´nin İran ile ilişkilerini güçlendirirken, uzun vadeli müttefiki olan İsrail ile derin krizler yaşaması NATO´nun tek Müslüman üyesinin yönünü Batı´dan uzaklaştırdığı şüphelerine neden oluyor. Ankara herhangi bir kaymayı güçlü bir biçimde reddediyor.

İsrail

Virtual Juresalem (debka.com) «Türk Cumhurbaşkanı Gösterilerin Devam Ettiği İran´da.”, 15 Şubat 2011

14 Şubat Pazartesi, otuz İran şehrinde gösteriler düzenlenirken, Tahran´da bir rejim muhalifi öldürüldü, ikisi de yaralandı.
2009´daki seçimlerin ardından düzenlenen büyük gösterilerden sonra muhaliflerin düzenlediği ilk önemli gösterilerde, bir tek yerde toplanmaktansa, dağınık bir şekilde birçok şehirde ve üniversitelerin dışında bir araya gelmeyi, gösterilerin düzenleyicileri Facebook ve Twitter´dan yaptıkları çağrılarda, gösterilerin kolaylıkla dağıtılmaması için taktik olarak seçtiler.
Binleri bulan gösterici grupları, Tebriz, Tazd, Ahwaz, Mashad, Shiraz, Isfahan, Tahran gibi şehirlerde bir araya geldi.
Debkafile´ye göre muhalifler, beklenmeyen bir tarafın desteğini de kazandılar; Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ziyaretinin 2. gününde Tahran´daki göstericilerin kendilerine katılma davetini kabul etti. Ancak Gül´ün korumaklarının İranlı yetkililerden, Gül´ün göstericileri selamlayacağı yere giderken kullanacağı güzergâhta gerekli güvenlik önlemlerini almalarını isteyince Ahmedinecad duruma müdahale etti. Ahmedinecad güvenlik yetkililerinden Gül´ün muhalif göstericilerin yakınından bile geçmesini, Ankara ile herhangi bir diplomatik soruna yol açacak olsa bile engellenmesini istedi. Gül planından vazgeçti ancak Gül ve Ahmedinecad arasındaki gerginlik müşterek basın konferanslarına yansıdı. Söz konusu konferans kısa kesildi.
Dikkat çekici bir şekilde Mısır´daki gösteriler başladığı andan itibaren gösterilere ilk destek veren dünya liderlerindendi.
Daha tahmin edilebilir bir şekilde ise, ABD Genel Sekreteri Hillary Clinton İran´ın başkentindeki onbinlerce göstericiye “Mısır´da kazanıldığını gördükleri haklara sahip olmayı hak ediyorlar ve bu onların en doğal hakkı,” diyerek destek veren bir açıklama yaptı. İran hükümetini Mısır´daki göstericileri desteklerken kendi ülkesindeki muhalif gösterileri bastırmaya çalışmasını “ikiyüzlülük” olarak nitelendirdi.
İran’daki göstericiler “Özgürlük, Diktatöre Ölüm, “Mobarak, Ben-Ali, novbat-e-Seyyed-Ali´ye Ölüm” gibi sloganlar attılar. Göstericiler, Seyyed-Ali aka ve Ayatollah Ali Khamenei´nin sırasının geldiğini, Mısır ve Tunus´tan sonra gitme sırasının onlarda olduğunu söylediler. Dikkat çeken bir pankartta ise “Ne Gaza, Ne Lübnan, Tunus, Mısır ve İran” yazıyordu. Pankart ile İran´ın vazifesi olmadığı halde Hamas ve Hizbullah´ın işlerine karışması ve bu müdahalenin İran halkına bedeli açıklanıyordu.
Kaynaklarımızdan aldığımız bilgiye göre göstericiler Pazartesi gecesi Tahran sokaklarında polis tarafından kovalandıkları zaman dağılarak, başka bir yerde toplanmaya, rejim karşıtı sloganlar atmaya devam etti. Büyük bir kalabalığın Azadi (Özgürlük) meydanı etrafında kalarak gösterileri Salı gününe taşımak amacıyla yürüdüğü görüldü ancak Polis asla orada kalmalarına izin vermeyecek.
Gün boyunca muhalif liderler Mir Hossein Mouosavi ve Mehdi Karroubi ev hapsinde tutulurken, ağır teçhizatlı güvenlik güçleri sokaklarda devriye gezdi. Tahran metro istasyonları göstericilerin şehir merkezine ulaşmalarını önlemek için kapatıldı. Rejim ayrıca uydu kanallarının yayınlarına engel olurken, internete ulaşımını da engellemeye çalıştı.

İsrail

Haaretz «Hizbullah tehdidi yüzünden İsrail Türkiye´deki Misyon Görevlerini Durdurdu” 17 Şubat 2011

Öldürülen Imad Mughniyah´ın öcünü alma planları yapan Hizbullah´ın tehdidinden sonra Ankara´daki İsrail Büyükelçiliği ve İstanbul´daki İsrail Konsolosluğu geçici olarak kapatıldı.
Hizbullah tehdidi dolayısıyla İsrail dört diplomatik yurtdışı kurumunu geçici olarak kapattı, yabancı medya haberlerine göre ve Türkiye gazetelerinden Milliyet´in haberine göre İsrail Ankara´daki İsrail Büyükelçiliğini ve İstanbul´daki İsrail Konsolosluğunu kapattı.
Türk gazeteleri İsrail´in İstanbul´daki Konsolosluğu ve Ankara´daki Büyükelçiliği sözü edilen Hizbullah tehdidine karşı güvenlik nedenleriyle kapattığını bildirdi.
Hizbullah´ın Imad Mughniyah´ın ölümünün üçüncü yıl dönümünde öcünü alacakları yönündeki tehdidinden sonra tüm dünyadaki İsrail Büyükelçileri alarma geçti.
Salı günü İsrail Dışişleri Bakanı birçok İsrailli Büyükelçinin şüpheli terör tehdidi aldıklarını söyledi.
Imad Mughniyah 2008´de arabasına konan bomba sonucu öldürülmüştü ve Hizbullah İsrail´in inkâr etmesine rağmen Mughniyah suikastinde İsrail´i suçluyor. Bu tehdidin Afrika, Güneydoğu Asya ve Kafkasya´daki Büyükelçilere yöneltildiği düşünülüyor.
Terörle Mücadele Birimi Cuma sabahı İsrailli yolcuları suikastin yıldönümünde ortaya çıkabileceği düşünülen tehlikeye karşı uyardı.
Birim, İsrail halkını artan terör tehdidi konusunda uyardı ve Mısır, Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Cofe d´Ivoire, Moritanya ve Venezüella gibi belli mesafelere yolculuklardan kaçınılması gerektiğini belirtti.
İsrailliler ayrıca, yoğun İsrailli nüfusun da yaşadıkları bölgelere seyahatler konusunda uyarılırken, yetkililerin açıkladıkları güvenlik kurallarına sıkı sıkıya uymaları bildirildi.

Ürdün

The Siasat Daily (IANS) «Ürdün ve Türkiye Nükleer Anlaşma İmzaladılar” 18 Şubat 2011

Türkiye ve Ürdün nükleer bilgi birikimlerini paylaşma ve barışçıl amaçlarla nükleer gücün kullanımı konusundaki çalışmalarda bilgi paylaşımı konusunda anlaştılar. 17 Şubat Perşembe günü imzalanan anlaşma gereği iki ülke söz konusu alanda bilgi paylaşımı, uygulamalarda nükleer reaktörlerin bakımı ve yenilenmesi konusunda da işbirliği yapacak.
Ürdün Enerji Bakanı Khaled Toukan, anlaşmayı Türkiye-Ürdün ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak tanımlarken, Ürdün´ün nükleer programı için daha fazla uluslararası destek sağlayacağını belirtti. Bakan, farklı farklı ülkelerle nükleer güç anlaşmaları imzalamanın dünyanın hassas bir bölgesinde bulunan Ürdün´e gerekli siyasi desteği sağlayacağını sözlerine ilave etti.
Türk Atom Enerjisi Başkanı ise Türkiye’nin Ürdünlü öğrenci ve uzmanları Türkiye´deki tesislerde eğitmeye hazır olduğunu söyledi.
İki ülke bir çalışma grubu oluşturarak bir dizi araştırma projelerini bitirmek ve teknik deneyimlerini paylaşmak konusunda da anlaştı.
Elektrik üretimi için nükleer santraller inşa etmeyi planlayan Ürdün, söz konusu anlaşmaya benzer anlaşmaları, Fransa, Güney Kore, Çin, Kanada, Rusya, İngiltere, İspanya, Arjantin, Japonya, Romanya ve İtalya gibi ülkelerle de imzalamıştı.
Ekim 2009´da Ürdün, Krallığın ilk nükleer santrali için fizibilite çalışmalarının başlatılacağını duyurmuştu.

Bunları da sevebilirsiniz